01.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Sevin Okyay
Bazı hikâyeler bir ömür boyu bizimle kalabilir. Hele harika şarkılar ve danslar eşliğinde anlatılmışsa. Kime göre güzel? Gençlere göre, elbette. 16 Haziran’da 40. yaşını kutlayan ‘Grease’ 1978 yapımı bir gençlik filmi. İyi kız Sandy (Olivia Newton-John) ile kötü çocuklar çetesinin başı Danny’nin hikâyesini anlatıyor. Ancak bu hikâye, çevrildiği döneme ait değil. Geçen yüzyılın ortalarında, 1955 yılında geçiyor. Bir grup liselinin arkadaşlıklarını, aşklarını, maceralarını izliyoruz. Hem de unutmamacasına…
Avustralyalı Sandy ile olduğu gibi görünmeyen Danny tatilde karşılaşır, bir yaz aşkı yaşarlar ve unutulmaz bir veda öpücüğüyle ayrılırlar. Ama ikisinin de aynı liseye gideceklerinden haberleri yoktur. Sandy’nin ailesi ülkelerine dönmekten vazgeçip Amerika’da kalınca kendilerini aynı okulda, California’daki Rydell Lisesi’nde bulurlar. Ama Danny, Sandy’nin kumsalda tanıdığı Danny değildir artık. Siyah derilere bürünmüş T-Birds çetesinin lideridir, arkadaşlarının önünde bir kıza âşık olduğunu belli edemez. Ona kötü muamele eder, Sandy de Rizzo’nun (Stockard Channing) liderliğindeki yeni arkadaşları Pink Ladies’e sığınır.
Gençlik aşkı
‘Grease’ sadece 5 milyon dolara mal oldu ama 1978’de 400 milyon dolar iş yaparken Olivia Newton-John’dan da bir yıldız yarattı. Avustralyalı oyuncu, filmde de aksanını muhafaza etmiş. ‘Grease’, Jim Jacobs ve Warren Casey’nin 1971’de yarattıkları aynı adlı müzikalden uyarlanmıştı. Yıllarla birlikte gençlerin pek çok özelliği değişse de tuhaftır, gençlik aşkları aynı kalıyor sanki. Sandy ile Danny’nin aşkı da şimdiki gençlere aşina gelebilir. Ama ‘Grease’ sadece bu aşktan ibaret değil. Erkek çocukların kızlara tepeden bakmasından tutun da ‘asi gençlik’ sorunu da lise çapında ele alınmış. Filmin başında Danny’nin giydiği mavi rüzgârlık ise, 1955 yapımı ‘Asi Gençlik’ (Rebel without a Cause) filmine ve James Dean’e bir gönderme. ‘Batı Yakasının Hikâyesi’ (West Side Story) de (1961) ilham kaynaklığından yana nasibini almış. Ama bu sefer ‘düşman kardeşler’ Amerikalı-Porto Rikolu değil, kızlarla oğlanlar. Sandy’nin iyi kız hali ise biraz Sandra Dee’nin ‘iyi kız’larını hatırlatıyor.
Çıktığı hızla indi
John Travolta, filmde Danny’yi oynadığında zaten bir stardı. 1970’lerde TV dizisi ‘Welcome Back, Kotter’la (1975-1979) gençlerin sevgilisi olmuş, ‘Grease’den bir yıl önceki ‘Cumartesi Gecesi Ateşi’ (Saturday Night Fever) ile bu şöhreti perçinlemişti. Hepimiz, Fred Astaire dahil, gördüğümüz en iyi beyaz erkek dansçı olduğunu düşünmüştük. ‘Beyaz’ın altını çiziyoruz, çünkü Michael Jackson’la mukayese Travolta için bile mümkün değil. Ancak aktör bu filmle ulaştığı Oscar adaylığı başarısını, ‘Ucuz Roman’la (Pulp Fiction) tekrarladı.
Sonra da çıktığı hızla indi. ‘Bak Şu Konuşana’ (Look Who’s Talking) filmleriyle biraz ayak sürüse de sonra bir suskunluk içine girdi. Ta ki Quentin Tarantino ‘Pulp Fiction’la onun yeniden doğuşunu sağlayana kadar. Olivia Newton John ise 40 yıl içinde hayranlarının sevgisini hiç kaybetmeyen güzel sesli, iyi dans eden sarışın olarak kaldı.
Yağlı saçlar ve müthiş danslar
‘Grease’ de öyle, 40 yıl boyunca saltanatını sürdürdü. Defalarca anlatılmış bir hikâyeyle: Kızla oğlan karşılaşır, oğlan arkadaşlarının gözünden düşmemek için kıza kötü davranıp onu kaybeder, kız onu kazanmak için onun istediği gibi bir kız kılığına bürünür. Nostalji, çok iyi şarkılar, oyuncularının başarılı performansları filmi uzun ömürlü kıldı. Gerçi kadronun çoğu (New York Times film eleştirmeni Vincent Canby’ye göre) ‘kendi anne-babaları olacak kadar yaşlı’ydı ama (Stockard Channing 33 yaşındaydı, Travolta ise 23) hızlı arabalar, müthiş danslar, yağlı saçlar, siyah deri kıyafetler ve yaz aşkı işi bitirdi.
Yoksa siz henüz görmediniz mi? ‘Grease’, Beykoz Kundura’nın sinemaya kaçış etkinliği ‘Bir Yaz Gecesi Sineması’nın filmlerinden biri olarak 40’ıncı yılında burada da yeniden karşımızda olacak. Fırsat bu fırsat!
Hayali gerçek oldu
Yılın başlarında ‘Grease’i Turner Klasik Filmler Beyazperde Klasikleri serisinin bir bölümü olarak iki gece gösterildi. Blu-ray ve DVD’ler ise 24 Nisan’da piyasaya verildi. ABC’nin ‘Good Morning America’sında TV’ye çıkan John Travolta ise filmin bunca uzun ömürlü oluşunu, bütün sanat eserleri gibi yoruma açık olmasına bağladı: “Bu yüzden de tek tek izleyiciler bu soruyu benden iyi cevaplandırabilir. Ben sadece ‘Grease’i çok sevdiğimi, hep de sevmiş olduğumu biliyorum. Broadway’da oynadım, turneye çıktım. Hayalim ise filmde Danny’yi oynamaktı.”