02.08.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Çiğdem Yılmaz - İzmir’de yaşayan Ezgi Özarslan (31), 28 Temmuz’da boşanma aşamasında olduğu eşi Deniz Özarslan tarafından başından silahla vuruldu. Sağlık Bilimleri İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan genç kadının yoğum bakım servisinde tedavisi sürüyor. Genç kadını vurduğunda hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Deniz Özarslan ise genç kadını vurduktan sonra kaçtı. Firari Özarslan’ın, daha önce de iki kadına yönelik iki olayla gündeme geldiği ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre; 13 Mayıs’ta Derya Kılıç’ın (25) Akın Simav Mahallesi’ndeki dört katlı binanın terasından düşüp ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı olayla ilgili tutuklanan Özarslan, Kılıç’ın terastan dengesini kaybedip düştüğünü söylemesi üzerine serbest bırakıldı. Özarslan hakkında 12 Nisan 2020’de de Derya Kılıç ile ev arkadaşı Sevda Berna Güntekin’i silahla tehdit ettiği için İzmir 32’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Kılıç başta şikayetçi olsa da bir süre sonra şikayetinden vazgeçti ancak Güntekin’in şikayetiyle ilgili dava sürüyor.
‘ÖLMEM Mİ LAZIM?’
Milliyet’e konuşan Berna Güntekin, yaşadıklarıyla ilgili şunları anlattı: “Deniz bizim yan binada otuyordu. 2020 yılında beni ve arkadaşım Derya Kılıç’ı silahla tehdit etti. Polis eşliğinde gidip şikayetçi olduk. İlk celsede dava ertelendi. Dava sürerken ben İstanbul’a döndüm ve Derya ile de görüşmemeye başladık. Ben İstanbul’a döndükten bir süre sonra Derya’nın şikayetinden vazgeçtiğini öğrendik. Kadın kendisini silahla tehdit eden adamı şikayetten vazgeçti. Şikayetinden vazgeçtikten bir ay sonra da bu adamın evinden balkondan düşüp ağır yaralandı. Bunu öğrenince kendisini aradım ancak kendisinin düştüğünü ve Deniz’i çok sevdiğini iddia etti. Ama ne kadar doğru söyledi bilmiyorum. Çünkü şikayetinden vazgeçmesine anlam veremedim. Derya o gün ifadesini değiştirmemiş olsaydı, bugün o kadın vurulmayacaktı. Çünkü bizim dosyamız dışında bu adamın farklı suçlardan da dosyası varmış ve dosyalardan biri bizim dosya ile birleştirilip bu adam hapse girecekti. Ancak dediğim gibi Derya’nın gidip benim de küfür ettiğimi söylemesi ve vazgeçmesi her şeyi değiştirdi. Deniz’in onlarca suçu varken, benim tek bir suç kaydım yokken, hâkim karşında suçlu bendim. Hâkime hanım benim silahla tehdit edilmemi umursamadı. Neymiş ben şahsa küfür etmişim, tüm davanın seyri buna döndü. Hâkime hanıma derdimi anlatıyorum, küfür etmediğimi ortada bir silah olduğunu söylüyorum ancak umursamadı. Ben de bu olaydan sonra Deniz hakkında uzaklaştırma aldırdım. Hatta madde kullandığı için AMATEM’e (Alkol ve Madde Tedavi Merkezi) yatırılması için de dilekçe verdim. Ancak şikayetimde bu dikkate alınmadı. Mahkemede hâkime hanıma şunu söyledim, ‘Bu adamın ceza alması için benim ölmem mi gerekiyordu’ ama bu cümlemi de kimse duymadı. Eğer mayıs ayında tutuklanmış olsaydı, bizi tehdit ettiği o silah bugün ateşlenmeyecekti. Hiç unutmuyorum avukatım hâkime şunu söyledi, ‘Bu davalara bu şekilde karar verirseniz, kadın cinayetleri bitmez’. Dediği de oldu, bitmiyor da, aynı adamı saldılar, başka bir kadının kafasına sıktı. Deniz’e beni silahla tehdit ettiği için beş ay ceza verdiler, etmediğim küfürler için ben de altı ay ceza aldım. Karara avukatım aracılığıyla itiraz ettik.”
Sevda Berna Güntekin yaşadıklarını anlattı.
‘KADINLARI KİMSE KORUMUYOR’
Ezgi Özarslan’ın kız kardeşi Hazal Zerkin de, ablasının yaşadıklarıyla ilgili şunları aktardı: “Ablam şu anda kafasında bir kurşunla yoğun bakımda yatıyor. Vurulduğunda da bu adam hakkında uzaklaştırma kararı vardı. Bu olaydan önce de hakkında defalarca şikayetçi oldu, ancak herhangi bir önlem alınmadı. Hiçbir şikayeti karşılık bulmadı, eğer bulmuş olsaydı ablam şu an yoğun bakımda olmazdı. Bu adamın sadece ablama karşı da suç kaydı yoktu. Bunların dışında da suç kayıtları vardı ama bunlara rağmen serbestti. Bu rahatlıkla da ablamı öldürmeye geldi. Ablam şu an yaşıyor görünse de, ölüden bir farkı yok. Bu kadınları kimse korumuyor. Şikayetçi olduğumuz halde benim ablam korunmadı, öldüğünde suçlusu kim olacak, sadece bu adam mı? Ablamın yaşadıklarından sonra Deniz Özarslan tarafından daha önce silahla tehdit edilen ve aynı evdeyken balkondan düşüp ağır yaralanan Derya Kılıç da beni aradı. ‘Bana zarar verir mi? Size ulaşım sağladı mı?’ gibi sorular sordu. Derya Kılıç daha önce kendisine yapılanlardan dolayı şikayetçi olmuş, sonrasında da şikayetinden vazgeçmişti. Bugün kalkıp beni arayıp hâlâ kendisine zarar verip vermeyeceğini soruyorsa, bu kadın da demek ki güvende değil. Biz bir an önce Deniz Özarslan’ın yakalanıp, cinayetten yargılanmasını istiyoruz. Çünkü benim ablam ölüden farksız.”