GündemPolisevi saldırısı sanığı: Makyajlı ve giyimleri düzgündü, şüphelenmedim

Polisevi saldırısı sanığı: Makyajlı ve giyimleri düzgündü, şüphelenmedim

30.05.2023 - 13:35 | Son Güncellenme:

Mersin'in Mezitli ilçesinde polis memuru Sedat Gezer'in şehit olduğu Tece Polisevi'ne düzenlenen terör saldırısıyla ilgili açılan davada 7'si tutuklu, 2'si firari, 1’i tutuksuz 10 sanığın yargılanmasına başlandı. Kadın teröristleri aracıyla Tarsus'tan Mersin'e getiren tutuklu sanık Abdulgalip Gök, kadınların terörist olduğunu bilmediğini öne sürerek, "Sırt çantaları vardı, giyim kuşamları düzgündü, hatta makyajları da vardı, hiç şüphelenmedim" dedi.

Polisevi saldırısı sanığı: Makyajlı ve giyimleri düzgündü, şüphelenmedim

Mezitli ilçesi Tece Mahallesi'ndeki polis evine, geçen yıl 26 Eylül günü saat 23.00 sıralarında PKK'lı kadın teröristler Dilara Ürper ve Emel Feremez saldırı düzenledi. Teröristler, uzun namlulu silahlarla nizamiye kulübesinde nöbet tutan polislere ateş açtı. Polislerin karşılık vermesi ile çatışma çıktı. Çatışmada polis memuru Sedat Gezer, teröristlerden 1'ini vurarak yaraladı. 1'i yaralı 2 terörist, kaçamayacaklarını anlayınca sırt çantalarında taşıdıkları bombalarla kendilerini patlattı. Saldırıda polis memuru Sedat Gezer şehit oldu, meslektaşı Abdulkadir Öztürk ile bir sivil yaralandı.

Olayla ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Kadın teröristlerin paramotorla geldikleri Tarsus ilçesindeki arazinin yakınında bekçilik yapan tutuklu Sait Demir, teröristleri ilçeden kent merkezine aracıyla götüren Abdulgalip Gök, olayla bağlantıları saptanan Zeki Önen, Mazlum Karaboğa, Mazlum Dolaşır, Kahraman Bağış ve Ahmet Erdoğan ile tutuksuz Fatih S. ve firari sanıklar Dilşah Ercan ile Ahmet Ahmo hakkında hazırlanan 66 sayfalık iddianame, Mersin 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.

2'ŞER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI

İddianamede, teröristlerin polisevi yakınındaki çöp konteynerine bıraktığı patlayıcı düzenekte parmak izi tespit edilen PKK'lı terörist Dilşah Ercan ile paramotorda parmak izi saptanan ve teröristleri saldırıya hazırladığı belirlenen Ahmet Ahmo ile Sait Demir ve Abdulgalip Gök hakkında 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma', 'izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme, satma', 'tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma veya el değiştirme', 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme', 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye 7 kez teşebbüs', 'kişiyi tasarlayarak öldürmeye 3 kez teşebbüs' ve 'mala ve kamu malına zarar verme' suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 227'şer yıla kadar hapis cezası istendi. Diğer sanıklar için de 'izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma, imal etme, nakletme, satma' ve 'tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma veya el değiştirme' maddeleri hariç aynı suçlardan 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 207'şer yıla kadar hapsi talep edildi.

HAKİM KARŞISINA ÇIKTILAR

Mersin 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Abdulgalip Gök, Sait Demir, Mazlum Dolaşır, Ahmet Erdoğan, Kahraman Bağış, Mazlum Karaboğa katıldı. Diğer tutuklu sanık Zeki Önen ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Suçtan zarar gören müştekiler ve avukatlar da salonda hazır bulundu.

'TERÖRİST OLDUKLARINI BİLMİYORDUM"

İddianamede, teröristleri aracıyla Tarsus'tan kent merkezine getirmekler suçlanan tutuklu sanık Abdulgalip Gök savunmasında, ziraat mühendisi olması sebebiyle bahçeleri gezerken görüp aracına aldığını söyledi. Tarsus'ta kömürcülük yapan sanık Gök, "Bölgeyi gezerken Sait Demir'in bekçilik yaptığı yere geldim, kendisi ile ayak üstü sohbet edip yanından ayrıldım. Daha sonra aynı yoldan geri dönmek şartıyla Tarsus'a gitmek üzere Sait Demir'in yanında geçerken el etti, beni durdurdu. Yanında iki tane bayan vardı ve bana 'bu iki kadını yola kadar götürür müsün' dedi. Ben de bu iki kadını yolda kalmış şahıslar gibi düşündüm, sırt çantaları vardı, giyim kuşamları düzgündü, hatta makyajları da vardı. Ben kendilerinden hiç şüphelenmedim, 'götürürüm' dedim. İki kadın aracıma bindiler, birisi yanıma ön koltuğa bindi, diğeri de arka koltuğa bindi. Araca bindiklerinde saat 18.45-19.00 sıralarıydı. 'Akşam vakti burada ne işiniz var' diye sordum, 'evden kaçtıklarını' söylediler. 'Erkek arkadaşlarımız ile tartıştık, onlardan ayrıldık ve gezmeye geldik' dediler. Ben de üzerlerinde sırt çantası olduğu için kendilerine inandım. Kaymakamlığın oradaki otobüs durağına kadar götürdüm, orada indiler. Daha sonra araba ile eve gitmek üzere yola çıktım, benim gideceğim yol üzerinde bu kişilerle tekrar kesiştik. Bu kez 'bizi tekrar aldığın yere bırakabilir misin' dediler. Ben de 'siz nereye gideceksiniz' diye sorduğumda 'Mersin'e gitmek istiyoruz' dediler. 'Bizi oraya kadar bırakabilir misin' diye sordular. Ben de evden kaçtıklarını düşündüğüm ve tiplerinden de şüphelenmediğim için ve hava da karardığı için 'sizi Mersin'e bırakabilirim' dedim, hatta bana 500 TL ücret teklif ettiler. Önce kabul etmedim, sonra verdikleri 500 TL'yi aldım. Kent merkezindeki alışveriş merkezinin oraya bıraktım, tekrar aynı yoldan Tarsus'taki evime geldim. Önde oturan Suriyeli Türkçe bilmiyordu, arkada oturan kadın Diyarbakırlı olduğunu söyledi, Türkçe konuşuyordu. Ben tamamen insaniyet namına davrandım. Bu kişilerle benim herhangi bir irtibatım tanışıklığım kesinlikle yoktur. Ben bu iki kadının bu bölgeye ne şekilde geldiklerini kesinlikle görmedim, böyle bir terör eylemine karışacaklarını düşünsem aklıma gelmezdi, suçsuzum, beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum" dedi.

'BAHÇENİN İÇİNDEN BİRDEN BİRE İKİ TANE KADIN ÇIKTI'

İddianamede, kadın teröristlerin paramotorla geldikleri Tarsus ilçesi Yaramış Mahallesi'ndeki arazinin yakınında bekçilik yaptığına yer verilen Sait Demir, savunmasında, saldırıyı gerçekleştiren teröristleri tanımadığını, teröristlerle bahçede karşılaştığını öne sürdü. Sanık Said Demir, "Ben tarlalarda bekçilik yaparım. Çalışırken karanlık çökmek üzereydi, bahçenin içinden birdenbire iki tane kadın çıktı. Ben 'bu saatte burada ne geziyorsunuz' diye sordum, 'Mersin'den buraya gezmeye geldik' dedi. Bir tanesi konuşuyordu, diğer konuşmuyordu. Türkçe bilen kadın ile sohbet ederken benim bulunduğum yere Abdulgalip Gök geldi. Ben de hava karanlık olduğu için Abdulgalip'e 'bunları al, hava da karardı yola bırak' dedim. Ben bu kişilerin örgüt mensubu ya da terörist olabileceğini ve meydana gelen bu olayı gerçekleştirebileceklerini bilmiyordum, bilmemde mümkün değildir. Her iki kadının da sırtlarında çanta vardı, ben çantadan şüphelenmedim. Benim bekçiliğini yaptığım bahçeden çıktılar, ben buraya nasıl geldiniz diye sormadım. Abdulgalip'e bunları yola bırak dedikten sonra da Abdulgalip bu iki kadını aracına aldı ve gidecekleri yere bırakmak üzere hareket etti. Sonrasını da bilmiyorum, suçsuzum, beraatımı istiyorum" diye konuştu. 

Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları reddetti.

MAHKEME HEYETİ KEŞİF YAPACAK

Tanıkları ve avukatları da dinleyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, tutuksuz Fatih S.'nin ise savunması için hazır edilmesine, firari sanıklar, teröristlerin polisevi yakınındaki çöp konteynerine bıraktığı patlayıcı düzenekte parmak izi tespit edilen PKK'lı terörist Dilşah Ercan ve paramotorda parmak izi saptanan ve teröristleri saldırıya hazırladığı belirlenen Ahmet Ahmo hakkında çıkarılan yakalama emirlerinin infazının beklenmesine karar verdi. Heyet, teröristlerin saldırıya hazırlandıkları iddia edilen Tarsus ilçesi Yaramış Mahallesi'ndeki bölgede de keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı erteledi. (DHA)

 

Yazarlar