10.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Çiğdem Yılmaz - İstanbul
FETÖ’nün darbe girişimi sırasında 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ndeki olaylara ilişkin haklarında 37’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan 135’i tutuklu 143 sanığın yargılanmasına dün Silivri’de başlandı.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki büyük salonda dün görülmeye başlayan ve dört gün sürecek olan duruşmaya tutuklu sanıkların tamamı ile iki tutuksuz sanık katıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı Kan ile milletvekilleri Nabi Avcı, Mehmet Metiner, Hasan Turan ve İsmet Uçma’nın yanı sıra aralarında Uğur Işılak’ın da bulunduğu bazı eski milletvekilleri ve belediye başkanları da duruşmaya izleyici olarak katıldı.
780 kişilik salon
780 kişilik duruşma salonu tamamen dolarken askerlerin Boğaziçi Köprüsü’nde açtığı ateş sonucu şehit düşen Erol Olçok’un eşi Nihal Olçok ve kardeşi Cevat Olçok’un da aralarında bulunduğu müştekiler ile sanık yakınları da duruşmada hazır bulundu.
Oğlu Abdullah Tayyip ile eşi Erol Olçok’u 15 Temmuz akşamı darbecilerin kurşunlarına kurban veren Nihal Olçok, duruşma arasında basın mensuplarına açıklama yaptı. Sanıklarla aynı ortamı paylaşmasının kendisinde nasıl bir duygu yarattığının sorulması üzerine Nihal Olçok, “Aynı ortama girmek çok zordu. Biz altı aydır kendimizi hazırladığımızı düşünüyorduk. Ama öyle değilmiş. Girince anladık” dedi.
‘Herkes hüzünlüydü’
Olçok, “İçeride birkaç tane sanığın ismi Abdullah’tı. Oğlumun adıydı. Bir anda kendime geldim. Yine bana şifa Abdullah’tan geldi ve ‘Orada da olabilirdin’ dedim ve teşekkür ettim Abdullah’a. Herkes hüzünlüydü. Yani anne olarak bakıyorum sadece. Onlarda da hüzün var. Nihayetinde evlat. Kimse evladının ne ölmesini, ne öldürmesini ister. Ama onlar görüp el sallayabiliyorlar. Biz el sallayamıyoruz” dedi. Eşinin ve oğlunun o gece olması gerektikleri yerde olduğunu söyleyen Olçok, “Bugün bizim nasıl burada olmamız gerekiyorsa, onlar da olması gereken yerdeydiler. Onların şerefi ve gururu bize kaldı. Miras kalan o” diye konuştu.
‘Son 3 günümdü’
Davanın tutuklu sanıklarından er Adem Buruk savunmasında şunları söyledi: “Askerlikteki son 3 günümdü. Bizi tatbikat var diye çıkarttılar. Ahmet Taştan Binbaşı Çengelköy’de araçları durdurdu. Polislerin de silahını aldı. Köprüye gittik. “Evden çıkma yasağı var. Evinize dönün” diye bağırmamızı istedi. Ahmet Taştan binbaşı bize iki tane kravatlı adam gelecek, onları alıp gideceğiz dedi. Sonra bize nişan alın emri verdi. Suçsuz yere yatıyorum. Ben halka doğru ateş etmedim.”
‘Adalet önünde hesap veriyorlar’
‘Davanın takipçisiyiz’