12.06.2024 - 06:39 | Son Güncellenme:
Ozan Ömer Kadüker - İlk ve ortaöğretim kurumlarındaki yaklaşık 19 milyon öğrenci, cuma günü karnelerini alarak 3 aylık bir tatile girecek. Tatil başlayacağı için birçok öğrenci mutlu ancak akran zorbalığına uğrayan çocuklar ve velileri okulların kapanmasını en çok isteyenler.
Türkiye’de yapılan araştırmalar her 3 öğrenciden 1’inin akran zorbalığına uğradığını ortaya koyuyor. MEB’in 2022 PISA OECD Ülke Özetleri Raporu’na göre de ‘Okulda kendimi dışlanmış hissederim’ diyen öğrencilerin oranı yüzde 26. Yine çocukların yüzde 31’i kendini okulun bir parçası olarak hissetmiyor.
Yıl boyunca birçok sorun yaşadıklarını aktaran veliler, çocuklarının kaydını farklı okullara almayı düşünüyor. Okullar kapanacağı için çocuğunun adeta rahatladığını belirten bir veli, “Uzun zamandır şiddete maruz kalıyor. Oğluma, dört çocuk taşlarla saldırmış. Veliler durumu kabul etmiyor, ‘Çocuğunuz yalan söylüyor’ diyor. Farklı bir okula kaydını alacağız” dedi. Bir başka veli ise çocuğunun zorbalığa uğradığı gibi fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılarak dış görünüşüyle dalga geçildiğini kaydetti.
OKUL DEĞİŞTİRMELİ Mİ?
Okulların kapanmasıyla sorunun bitmediğini aktaran Uzman Psikolog Aynur Sayım, “Zorbalığa maruz kalan çocuğun, kendisini ifade edebilmesi, savunma ve sorun çözme becerilerini geliştirmeye ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Yapılması gereken o çocuğun özelinde, çocuğun zorlandığı davranış biçimleri üzerine yapılacak bir programın uygulanması. Zihinsel yetersizlik, bedensel rahatsızlık ve engeller, öğrenme güçlükleri, sosyal kaygı, sosyal fobi yaşayan çocuklar, daha fazla risk altında” dedi.
Okul ve sınıf değiştirmenin en son düşünülmesi gereken çözümler olduğuna dikkat çeken Sayım, “Aynı ortamda sorunun çözülmesi çocuk ve diğer çocuklar açısından önemli bir kazanım olacak. Tedavi ekibi, okul ve aileyle çalışmalar yapılıp, eğer psikiyatrist veya psikolog bunu önerirse bu karara varılmalı” ifadelerini kullandı.
TATİLDE DİJİTALDE DEVAM EDİYOR
Okullar kapansa da zorbalık bu sefer dijital ortama taşınıyor. Sosyal medyada kimi arkadaşıyla dalga geçiyor, kimi fotoğraflarını paylaşıyor, kimi de sırlarını ifşa edip, iftira atıyor ya da özel mesajlarla rahatsızlık veriyor.
Sayım, “Sosyal medyada aile koruma programı kullanmak, tanımadığı kişilerle iletişime girmemesini öğretmek, zorlama, tehdit, baskı ile karşılaşırsa hemen aileden yardım istemesini söylemek gerekiyor. En önemlisi bu yardım isteği için çocuğa güven vermek, bu kapıyı çocuğumuza hep açık tutmak zorundayız” diye konuştu.
HUKUKİ DESTEK ALIN
Siber zorbalığa uğrayan çocukların ailelerinin izlemesi gereken yollarla ilgili ise Avukat Şahin Antakyalıoğlu şunları söyledi: “Sosyal medyada istismar veya sömürü mağduru çocuklar da korunma ihtiyacı olan çocuktur. Sağlık ve danışmanlık tedbirleri alınabilir. Ayrıca İhbarweb’den paylaşımlara erişimi engellemek için başvurulabilir. Alo 183 aranarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın müdahalesi istenebilir. Suç duyurusunda da bulunmak mümkün. Paylaşanlar 12 yaşından büyükse, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği varsa ceza sorumluluğu var.”