12.09.2024 - 11:54 | Son Güncellenme:
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gündeme ilişkin yeni açıklamalarda bulundu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ayşenur Ezgi Eygi’nin Batı Şeria’da işgale karşı katıldığı protestoda İsrail askerleri tarafından öldürülmesine ilişkin, "Ayşenur ile ilgili bir soruşturma başlatıldı. Ayşenur kardeşimiz başından vurularak şehit edildi. Tüm deliller elimizde. BM'nin huzuruna bunu getirmemiz gerekiyor. Ayşenur'un hakkını savunmaya devam edeceğiz. Hem uluslararası hukuk kapsamında yakalama kararını talep edeceğiz. Ayşegül'ün cenazesi önce İstanbul'a sonra Didim'e getirilecek." dedi.
"DELİLLER ÖNEMLİ VERİLER İÇERİYOR"
Narin Güran cinayetine ilişkin de konuşan Bakan Tunç, "Narin cinayetinde bulgular, deliller hepsi değerlendirilecek. Elde bulgular katillerin kim ya da kimler olabileceğine dair önemli veriler içeriyor. Adli Tıp'ta inceleme iki hafta sürecek. Narin'in katillerini yargı huzuruna çıkarmak, boynumuzun borcu. Teknik çalışma devam ediyor. Hak ettikleri cezaları almaları için soruşturma etkin şekilde yürütülmeli. Narin'i katledenleri bizim yargı önüne çıkarmamız lazım. En ağır cezaya çarptırılmaları lazım. Çocuklarımızın korunması konusunda çok hassasız. Çocuklarımızın korunması ile ilgili kanunu getirdik." ifadelerini kullandı.
CEVDET YILMAZ: NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmayla ilgili, "Bütün kurumlarımızla, bütün gücümüzle bu olayın faillerini ortaya çıkarıp, netleştirip hak ettikleri en ağır cezayı görmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı'mız 'Bizzat takipçisi olacağım.' dedi. Bu çok önemli." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın kaybolması üzerine çok ciddi araştırma yapıldığını ve arama tarama faaliyeti yürütüldüğüne dikkati çekerek, herkesin umutla, canlı bir şekilde Narin'in bulunmasını beklediğini, bunun için dua edildiğini ancak cansız bedenine ulaşıldığını söyledi.
Arama çalışmaları sırasında çok ciddi bir çaba sarf edildiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Kolay değil. Herhangi bir ifadeye dayalı olarak değil, tamamen oradaki arama çalışmaları sonucunda yavrumuzun cansız bedenine ulaşılmış oldu. Daha sonrasında da biliyorsunuz, çok ciddi anlamda bir gözaltına almalar gerçekleşti ve şu anda da idari, adli bütün soruşturmalar, incelemeler devam ediyor. Bu, hepimizin içini yakan suçun faillerini ortaya çıkarmak ve en ağır şekilde cezalandırmak için ne gerekiyorsa ilgili tüm kurumlarımız yapacaklardır. Dün Adalet Bakanı'mız, İçişleri Bakanı'mız, Aile Bakanı'mız bölgedeydi. Orayı ziyaret ettiler, kabir başına gittiler Narin kızımızın. Aynı zamanda, tabii, oradaki çalışmaları yerinde görerek, nezaret ederek gerekli yönlendirmeleri yaptılar. Bütün kurumlarımızla, bütün gücümüzle bu olayın faillerini ortaya çıkarıp, netleştirip hak ettikleri en ağır cezayı görmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı'mız 'Bizzat takipçisi olacağım.' dedi. Bu çok önemli gerçekten. Belki ilk defa böyle bir güçlü vurgu gördük devletimizin en tepesinden."
"İLGİLİ KURUMLARIMIZIN ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMASI GEREKİR"
Olayın bütün toplumu yaraladığını, bu konuda parti, görüş, siyaset ve her şeyin bir kenara bırakılması gerektiğini anlatan Yılmaz, "Narin, artık bu milletin yavrusu, bu milletin çocuğu. Bu nedenle milletimizin başı sağ olsun diyorum ben. Bu acıdan dolayı, bütün milletimize başsağlığı diliyorum. Böyle hadiselerin bir daha yaşanmaması adına hepimizin bu konuyu çok iyi bir şekilde anlaması, analiz etmesi çok önemli. Ama öncelikle bu adli süreçler, sorgulamalar, bunun sonucunda adaletin tecelli etmesi, bu noktada hepimizin dikkatle takip etmesi gereken bir süreç." dedi.
Yılmaz, konuya çok yönlü yaklaşılması, siyaset kesiminin üzerine düşeni yapmasının yanında akademik dünyanın da mutlaka bilimsel çalışmalar yapması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"İlgili kurumlarımızın, Aile Bakanlığının mutlaka bu konulara eğilmesi lazım. Bu hadiseleri tartışırken, tabii, sosyal medyadan medyaya başka birtakım boyutlarını da belki dikkate almak gerekiyor. Çok boyutlu bir şekilde yaklaşılması gereken, analiz edilmesi gereken, dersler çıkarılması gereken hadiseler. Bu konularda da ilgili kurumlarımızın, akademik dünyanın üzerine düşeni yapması gerekir. Siyaset kurumuna düşen bir şey olursa da tabii ki siyaset kurumunun, Meclis'imizin, ilgili yetki kurumlarımızın mutlaka çalışmaları olacaktır. Ama şu an için önemli olan adli süreçlerin çok sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi, gerçeğin bütün detaylarıyla, bütün yönleriyle ortaya çıkarılması. Faillerin çok net bir şekilde ortaya çıkarılması ve en ağır şekilde cezalarını, hak ettikleri cezaları bulmaları. Şu an yoğunlaşmamız gereken husus bu diye düşünüyorum."