GündemMüzik dünyasının acı kaybı

Müzik dünyasının acı kaybı

16.12.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yaklaşık 1.5 ay önce düşerek komaya giren ünlü müzik yapımcısı Ahmet Ertegün, önceki gün yaşamını kaybetti

Müzik dünyasının acı kaybı

ATLANTIC RECORDS'LA ÇIĞIR AÇAN AHMET ERTEGÜN ÖLDÜ 29 Ekim'de, Rolling Stones konserini izlemeye giden Ertegün, kuliste kayıp yere düştü ve başını çarptı. Weill Cornell Tıp Merkezi'nde beyin ameliyatına alınan, ardından 7 hafta yoğun bakımda tutulan ve bitkisel hayata giren Ertegün, destek cihazlarına bağlı yaşatılmaya çalışıldı. Beyin cerrahı Dr. Howard A. Riina, Ertegün'ün, ailesi başucundayken öldüğünü bildirdi.Ertegün'ün cenazesi bu akşam İstanbul'a getirilecek. Ertegün için pazartesi günü Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nde cenaze töreni düzenlenecek. Törenin ardından Ertegün'ün cenazesi, Bakanlar Kurulu'ndan karar çıkması halinde, aile büyüklerinin de yattığı Üsküdar'daki Özbekler Tekke Haziresi'ne defnedilecek. Ertegün'e, Bakanlar Kurulu'nun da bir süre önce Devlet Üstün Hizmet Nişanı verdiği ortaya çıktı. Ancak Ertegün'ün nişanı alamadan vefat ettiği öğrenildi. ABD müzik dünyası, 1.5 ay önce New York'taki Rolling Stones konserinde düşerek komaya giren ve önceki akşam ölen ünlü plak yapımcısı Ahmet Ertegün (83) için yasa büründü. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Meclis Başkanı Bülent Arınç ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ertegün'ün vefatı dolayısıyla birer mesaj yayımladılar. Sezer mesajında, Ertegün'ün Türk ulusuna gurur veren bir kişilik olarak saygıyla anılacağını ifade etti. ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Ertegün'ün ABD tarihinin zor döneminde, ırksal bütünleşmenin güçlenmesinde önemli katkısı bulunduğunu belirtti. Sezer'den başsağlığı ERTEGÜN'ÜN VEFATI BÜYÜK ÜZÜNTÜ YARATTI Warner Müzik Grubu'nun başkanı Craig Kallman: Ertegün'ün ruhu, bizi sonsuza kadar yönlendirecek ve şirket hayatta kaldığı sürece Ertegün'ün şirketi olacaktır. Ertegün, modern müzik ve müzik kültürünün gidişini değiştirdi. Müzik dünyası bir öncüsünü ve simgesini, babamızı kaybettik. Atlantic Records Yönetim Kurulu Başkanı Julie Greenwald: Ahmet hiçbir zaman işini bırakmadı, çünkü müzik onun için iş değil yaşam demekti. Atlantic Records'u bir müzik hayranının coşkusuyla, bağımsız ruhu ve derin müzik bilgisiyle kurdu. Rolling Stone dergisinin yayıncısı ve editörü Jann Wenner: Derin müzik yeteneği, bilgisi ve müzik yaşamına olan efsanevi iştahı sayesinde müzisyenlere, başka hiçbir yöneticide görülmeyen saygıyı duyuyordu. Grammy Plak Akademisi Başkanı Neil Portnow: Ertegün gerçek bir vizyon sahibiydi. Hayatı boyunca yaptığı çalışmaların hem kendi kültürümüz ve müzik ortamımız üzerinde hem de dünyada çok derin etkisi oldu. Müzisyen ve yapımcı Quincy Jones: Ertegün tüm müzik sahnesinin çığır açan vizyonerlerinden biriydi. Geleceğe nasıl bakılacağını ve nasıl sonuç alınacağını çok iyi biliyordu. Prof. Dr. Mehmet Öz: Ahmet Bey'in özelliği, herkesin gördüğü, ama keşfetmediği şeyleri görebilmesiydi. Bülent Forta (Yapımcı): İşini çok iyi yapan, deneyimle yaratıcılığı birleştirmiş bir insandı. Kerem Görsev (Müzisyen): Atlantic Records ile Ahmet Ertegün'ün adı dünya caz sektöründe saygın bir yer edindi. Amerikalı müzisyenlerin onun ismi geçince nasıl ciddileştiklerine bizzat tanık oldum. Önder Focan (Müzisyen): Ertegün, popüler müziğin yanı sıra caza da inanılmaz katkılarda bulundu. Özellikle de rahmetli olan kardeşi Nasuhi Ertegün ile birlikte. Ertegün'ün müziğin çok minnettar olduğu tarihi kişiliklerden biri olduğunu düşünüyorum. 'Babamızı kaybettik' PORTRE Gerçek bir efsane Ahmet Ertegün, 1947'de kurduğu plak şirketi Atlantic Records ile yarım asırdan fazla bir süre ABD'nin yanında dünya müzik endüstrisine de yön veren efsanevi bir müzik adamıydı.1923'te doğan Ertegün, müzik ve dans sevgisiyle tanınan annesi Hayrünisa ve ağabeyi Nasuhi Ertegün sayesinde, müziğin hiç eksik olmadığı bir evde büyüdü. Ağabeyi sayesinde erken yaşta pek çok sanatçının eserlerine kavuşan Ertegün, beş yaşında cazla tanıştı. Diplomat babası Mehmet Münir Ertegün'ün yurtdışı görevleri nedeniyle çocukluğu İsviçre, Paris ve Londra'da geçen Ertegün, babasının büyükelçi olarak Washington'a atanmasıyla, kendisini 12 yaşında ABD'de buldu. Ertegün kardeşler, Washington'a geldikten sonra kısa süre içinde 20 bin parçalık bir plak koleksiyonu oluşturdu. İki kardeşin 1941'de organize ettiği ve siyahlarla beyazların ilk kez buluştuğu ilk konserde Lester Young, Pee Wee Russell, Count Basie's ve Duke Ellington orkestrası sahne aldı.Ertegün, felsefe eğitimi gördükten sonra, Georgetown Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimine başladı. Ancak caza olan düşkünlüğünün üstün gelmesiyle müzik dünyasına atıldı. O günlerde nasıl bir kariyer yapacağından emin olmayan Ertegün, daha sonra bunu "Türkiye'ye dönmeden önce bir süre yaparım diye düşünmüştüm. Ama başlayınca bir daha duramadık" sözleriyle açıkladı.Ailesinin diş doktoru Vahdi Sabit'ten borç aldığı 10 bin dolarla 1947'de ortakları Herb ve Miriam Abramson'la birlikte New York'ta Atlantic Records'u kurdu. Ertegün'ün yönetimiyle Atlantic, birkaç yıl içinde ülkenin önde gelen "rhythm&blues" plakçısı oldu.Bu dönem içinde sadece yeni yıldız keşfedip yöneticilik ve yapımcılık yapmakla kalmayan Ertegün, ilk günlerde 50 kadar besteye de imza attı. İsminin tersten okunuşu olan "Nugetre" takma adını kullanarak yazdığı şarkılar arasında, klasik blues şarkıları "Chains of Love" ve "Sweet Sixteen" de vardı. "Nugetre", Ray Charles'ın hit şarkısı "Mess Around"u da besteledi.Led Zeppelin'in tanıtım müziğini duyan Ertegün, ilk birkaç şarkının ardından grubun büyük bir "hit" olacağını anladı ve onları Atlantic'e kazandırdı. 20 bin plaklık koleksiyon Atlantic, ABD müzik endüstrisinin oskarı sayılan Grammy ödülünü ilk kez 1959'da Bobby Darin'in plağıyla kazanırken, Ertegün de üç kez Grammy ödülüne layık görüldü. Geçen yıl Grammy Akademisi'nin, müzik endüstrisinin efsanevi isimleri için ilk kez verdiği "Hayat Boyu Başarı" ödülünü alan Ertegün, ABD Kongre Kütüphanesi tarafından da 2000'de "Yaşayan Efsane" olarak onurlandırıldı.Yıllarca, Türkiye'nin ABD'deki tanıtımına da aktif biçimde katkıda bulunan Ertegün, pek çok Türk devlet adamı şerefine New York'ta yemek verdi, kendilerini etkin isimlerle buluşturdu. Son aylarda News Corp'un Başkanı Rupert Murdoch'la ortak olarak TGRT televizyonunu satın alma girişimiyle yeniden gündeme gelen Ertegün, Milliyet'e, "Bundan sonra Türkiye'ye daha sık gitmek istiyorum" açıklamasını yaptı, ancak talihsiz kaza bu temennisini yerine getirmesine engel oldu. Hayatını, 60 yılı aşkın süredir içinde bulunduğu müzik dünyasından kazanmanın kendisini çok mutlu ettiğini söyleyen Ertegün, "Geride nasıl bir miras bırakmak istersiniz?" sorusuna, "Eğer insanlar, Afro - Amerikan müziğinin büyüklüğünün tanınmasını ve itibarını biraz olsun artırabildiğimi söylerse mutlu olurdum" yanıtını vermişti.Ertegün, Rumen asıllı tanınmış iç mimar Mica Ertegün'le evliydi. 3 Grammy aldı Aretha Franklin, Ruth Brown, Ray Charles, The Bee Gees, Sonny&Cher, Yes, King Crimson, Blind Faith, Rolling Stones, Bette Midler, The Allman Brothers, Genesis, ABBA, AC / DC, Pete Townshend, The Blues Brothers ve INXS, Ertegün'ün albüm yaptığı isim ve gruplar arasında yer aldı. Rock&Roll Şöhretler Müzesi'ne 1987'de dahil edilen Ertegün, son yıllarda çağdaş müziğin ünlü isimlerini de bünyesine alarak Atlantic'i canlı tutmayı sürdürdü. Devlerle çalıştı Ertegün'ün ölümü ABD basınında Ertegün'ün ölümü, ABD basınında da geniş yer buldu. New York Times: Türk diplomat ailesinin zarif bir çocuğuydu. Ama hem bir yüksek sosyete suaresinde, hem de bir "R&B" kulübünde aynı derecede rahattı. 1950'lerde bu kulüplerde Atlantic için hit parçalar yapacak sanatçıları buldu ve onu ABD'nin en başarılı bağımsız müzik şirketlerinden biri haline getirdi. Los Angeles Times: Ertegün'ün siyah Amerikan kültürüne verdiği kulak, kurduğu Atlantic plak şirketini 20'inci yüzyılın popüler müziğinin efsanevi kaynağı haline dönüştürdü. Ertegün, tutkulu bir müzik ustasıydı. Sayesinde çoğunluktaki beyaz dinleyiciler, Atlantic etiketi altında çalışan Ray Charles gibi siyah sanatçılarla birlikte şarkı söylemeye başladı.Washington Post: Atlantic'i kurarak, Amerikan müziğinin tanımlanmasına yardım etti. İngiliz yayın kuruluşu BBC de, "fakir siyah Amerika'nın sesi olan R&B ve caz müziğinin orta sınıftan iki Türk göçmen tarafından kitlesel hale getirildiği"ni, bunun da modern popüler müzik tarihinin en garip olaylarından biri olduğunu belirtti. Tutkulu bir usta TGRT'deki hisseleri bir Türke geçecek Ertegün'ün vefatı TGRT'nin hissedarlık yapısının değişmesini gündeme getirdi. Türkiye'de medya sahipliğinde, yabancılara yüzde 25'lik sınırlama olduğu için, TGRT hisselerinin yüzde 75'ini Ertegün almıştı. Yüzde 25 hisseye sahip olan medya imparatoru Rupert Murdoch'ın daha fazla hisse alamaması nedeniyle, Ertegün'ün hisselerinin bir Türke devredilmesi gerekiyor. Çocuğu olmayan Ertegün ve eşinin Türk vatandaşlığına geçtiğini belirten yakınları, hisselerin eşine ve yeğenlerine geçmesinde sorun olmayacağını vurguladı. TGRT'nin satış sözleşmesi uyarınca hisselerin üçüncü bir isme devredilmesi mümkün.