CNN analizi: Putin birçok ABD başkanını alt etti, Trump sadece sonuncusu!
28.04.2025 - 07:14 | Son Güncellenme:
CNN International
CNN'deki çarpıcı analize göre ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e ulaşmanın sandığından çok daha zor olduğunu öğreniyor. Ancak, analize göre Rusya'yı ve uzun süredir iktidarda olan başkanını yanına çekmeye çalışıp başarısız olan son ABD lideri yalnızca o değil. İşte KGB geçmişinin 'manipülasyon yeteneklerini geliştirdiği' düşünülen Putin'in 'oyunu'...
Trump yönetiminin Ukrayna’da bir ateşkes anlaşmasına varma çabaları, yoğun diplomatik girişimlere rağmen büyük ölçüde durmuş durumda. Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana Trump, Putin ile en az iki uzun telefon görüşmesi yaptı ve elçisi Steve Witkoff'u, sonuncusu Cuma günü olmak üzere, şahsen görüşmesi için Moskova’ya birkaç kez gönderdi.
CNN'in yorumuyla, "Kremlin gözlemcilerinin çoğunun beklediği üzere, bu görüşmelerin hiçbiri bir anlaşmayla sonuçlanmadı. Witkoff yalnızca eli boş dönmekle kalmadı, aynı zamanda Kremlin'in birçok temel söylemini de tekrarladı."
CNN'e konuşan konuya yakın yetkililere göre, ABD'nin son önerisi, Rusya'nın Kırım üzerindeki kontrolünü tanımayı içeriyor ki bu, Ukrayna ve Avrupa'daki müttefikleri için uzun süredir aşılmaması gereken bir kırmızı çizgi.
İSTİHBARAT UZMANI: NİYETİ YOK
Eski Ulusal İstihbarat Konseyi'nde Rusya ve Avrasya konusunda kıdemli dış politika uzmanı Angela Stent, CNN'e şöyle konuştu:
"Şunu söyleyebilirim ki, müzakereler Putin’in bakış açısından çok iyi gidiyor. Savaşı durdurmak gibi bir niyeti yok. Ancak istediği şey, ve şu anda elde ettiği şey, ABD-Rusya diplomatik ilişkilerinin yeniden kurulması."
11 Nisan'da Putin, Trump'ın elçisi Steve Witkoff ile St. Petersburg'da görüştü. AP
Londra ve Washington merkezli düşünce kuruluşu New Eurasian Strategies Centre’ın dış politika başkanı John Lough ise CNN’e şöyle dedi:
- "Putin zamana oynuyor çünkü zamanın kendi lehine çalıştığına inanıyor. Ukrayna'yı daha kötü bir duruma sokabileceğini ve Washington’un da yardımıyla Kiev ve Avrupalı müttefiklerini Rusya’nın şartlarını kabul etmeye ikna edebileceğini düşünüyor."
Uzmana göre geçmişte Suriye'de ateşkes müzakerelerinde de olduğu gibi, her ayrıntıyı didiklemek, müzakereleri oyalamak veya doğrudan "hayır" demeden reddetmek, Putin ve üst düzey müzakerecileri tarafından sık sık kullanılan klasik Rus taktiklerinden.
Trump yönetiminin bu durumu öngörememesi, ya bu tür davranışları bekleyecek uzmanlığa sahip olmamasından ya da kasıtlı olarak oyuna gelmesinden kaynaklanıyor olabilir.
Angela Stent’e göre, Trump’ın yeniden başkanlığa dönüşünden bu yana yaptığı açıklamalar, dünyanın birkaç büyük güçten oluştuğuna ve küçük ülkelerin bunlara boyun eğmesi gerektiğine dair Putin’e benzer bir dünya görüşüne sahip olduğunu gösteriyor:
"Trump, Çin ve ABD arasında büyük güç rekabetinden bahsediyor; Kanada, Grönland ve Panama'yı ele geçirebileceğini söylüyor. Putin’in bakış açısına göre bunlar sorun değil. Zaten Trump’ı bu konularda eleştirdiğini de görmedik."
PUTİN'İN 'MANİPÜLASYON SANATI'
John Lough, Putin'in KGB’deki eğitiminin, müzakerelere yaklaşımını şekillendirdiğini belirtti:
Putin, KGB’deki işini ‘insanlarla çalışmak’ olarak tanımlamıştı. Müzakerecileri manipüle etme sanatında eğitim aldı. Görüşmelere titizlikle hazırlandığı ve ayrıntılar konusunda usta olduğu biliniyor. Hızlı düşünür, hem cazibesiyle hem de tehditleriyle aynı anda etkileyebilir.
UCL'de (University College London) Rus dış politikası uzmanı olan Kalina Zhekova ise, Putin’in bu teknikleri daha önce Trump'a karşı da kullandığını söyledi.
TRUMP'A VERDİĞİ FUTBOL TOPU
Örneğin, 2018'de Helsinki’de düzenlenen zirvede Putin, Trump’a bir futbol topu vererek "şimdi top sizde" demişti. Zhekova'ya göre bu hareket, diplomasiye "kazananlar ve kaybedenler" olarak bakan hesaplı bir "sen-ben" yaklaşımının göstergesiydi. Ayrıca Trump’ın teatral jestlerden ve hediyelerden kolayca etkilenebilen kırılgan bir egoya sahip olduğunun farkındaydı.
Zirve genel olarak Putin için bir zafer olarak görülmüştü çünkü Trump, Rusya’nın 2016 ABD başkanlık seçimlerine müdahalesini kınamayı reddetmiş ve ABD istihbarat raporlarına aykırı şekilde Kremlin'in yanında yer almıştı.
PUTİN'İN 'NUMARALARI'
Putin'in diplomatik araç kutusunda pek çok numara var. Toplantılara saatlerce geç gelerek muhataplarını bekletmeyi seviyor, kaotik ortamlar yaratarak daha fazla seçenek elde etmeye çalışıyor ve çıkarına olduğunda fikir değiştiriyor. Bu da onunla müzakere etmeyi daha da zorlaştırıyor.
Putin ayrıca gücünü göstermek için farklı yollar da kullanıyor. Örneğin, Zhekova’ya göre 2007’de Soçi’deki bir görüşmede, Alman Şansölyesi Angela Merkel’in köpek korkusuna rağmen labrador cinsi köpeği Kuni’yi onun yanına göndermişti.
'TRUMP İLK DEĞİL'
Analize göre Trump için önemli olan Ukrayna’da barış sağlamak değil, ABD'yi bu savaştan çıkarmak ve Rusya ile ilişkileri istikrara kavuşturmak. Analiz şöyle sürüyor:
"Putin bunu biliyor. Son haftalarda Kremlin’in Kiev dahil Ukrayna'ya yönelik büyük saldırılar düzenlemesi, Rusya’nın ABD’nin elinde sınırlı bir baskı gücü olduğuna ya da bu gücü kullanmakta isteksiz olduğuna inandığını gösteriyor."
Trump, elbette, Rusya ile iyi ilişkiler kurabileceğine inanan ilk ABD başkanı değil. Sam Greene, Avrupa Politika Analiz Merkezi'nde Demokratik Direnç Direktörü ve King's College London’da Rus siyaseti profesörü: "Hafızamdaki her ABD yönetimi, Rusya ile ilişkileri 'yeniden başlatma' fikriyle göreve başladı. Ancak her seferinde yanıldılar" diyor. Greene, bu sürekli başarısızlıklar nedeniyle Moskova'nın ABD’yi "temel olarak tutarsız" bir ülke olarak gördüğünü söylüyor.
BUSH: GÖZLERİNİN İÇİNE BAKTIM VE...
Önceki başkanlardan bazıları Putin ile kişisel ilişkiler kurmaya çalıştı. Örneğin George W. Bush, Putin’i Teksas’taki çiftliğine davet etti, birlikte Ford kamyonetle gezdiler. Bush daha sonra Putin için şöyle yazmıştı: "Adamın gözlerinin içine baktım ve ruhunu hissettim."
Başta Putin, Bush yönetimiyle iş birliği yapmaya istekliydi. Hatta 11 Eylül saldırılarından sonra Bush'u arayan ilk dünya lideri olmuştu. Ancak ilişkileri kısa sürede bozuldu.
Greene, bunun esas sebebinin Rusya'nın, ABD’den kendisini eşit bir güç olarak tanımasını ve eski Sovyet coğrafyasında nüfuz alanı hakkını kabul etmesini istemesi olduğunu söylüyor: "Bu, Bush yönetiminin kabul etmeye hazır olduğu bir şey değildi..."
Analize göre, Moskova, Trump’ın sabrını tüketip savaşı bitirme hedefinden vazgeçmesini umut ederek süreci uzatıyor olabilir ve ABD de her an müzakerelere ara buluculuk yapmaktan vazgeçebilir.
