03.12.2014 - 14:47 | Son Güncellenme:
Gülseli KENARLI - İdris TİFTİKCİ / İSTANBUL (DHA)
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "D8 5. Gıda Güvenliği Tarım Bakanları Toplantısı"na katıldı. Bakan Eker toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Mehdi Eker gümrükte yakalanan GDO’lu mısır unuyla ilgili sorulan bir soruya, "Yaklaşık 3 ay önceki hadise bu. Eylül ayında bizim bilgimiz oldu. Bununla ilgili bizden de laboratuvar tetkikleri istendi. Zaten gümrük ticari manada ki bu sahtekarlık yakalandı. Kaçakçılık yoluyla Türkiye’de birileri bir şeyler yapmak istiyor ama bizim mevzuatımızda GDO’lu bir ürünün insan gıdası olarak tüketilmek üzere getirilmesi yasaktır, ağır bir suçtur ve 6-7 yıl ortalama bu 12-13 yıla kadar çıkabiliyor, hapis cezası vardır. Çok ağır ve şiddetli müeyyidesi olan bir suçtur. Türkiye’ye insan gıdası olarak tüketilmek üzere GDO’lu ürün ithal etmek, üretmek, yasak, izin verilmedi, verilmiyor. Dolayısıyla bunlar sıkı sıkıya takip ediliyor. Zaten gümrükte yakalanmış bu. Piyasadan toplanmış bir ürün değil. Mal millileşmeden, gümrükte birisi sahte belgeyle getirmek istiyor ve yakalanmış, cezasını neyse çekecek" dedi.
"7. VE 8. AYLARDA YAPILAN SU ANALİZLERİNDE HERHANGİ BİR OLUMSUZLUĞA RASTLANMADIĞI BİZE BİLDİRİLDİ"
Bakan Eker, Gönen Ovası’nda sanayi tesislerinin atıklarıyla sulamada kullanılan Gönen Çayı’nı zehirledikleri iddiasıyla ilgili sorulan soruya, "Pirinç zehirli diye tanımlamak doğru değil" yanıtını verdi.
"Gönen Çayı sulama döneminin 7. ve 8. aylarda Devlet Su İşleri tarafından yapılan su analizlerinde herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığı bize bildirildi" diyen Eker, "Devlet Su İşleri, suyla ilgili bu tür tahlilleri, tetkikleri yapıyor. Gönen ile ilgili olarak, sulamanın yüzde 95 oranında Meriç’ten yapıldığını, yüzde 5 oranında Ergene’den yapıldığını, Ergene havzası koruma eylem planı kapsamında yine Orman ve Su işleri Bakanlığı tarafından izleme ve kontrollerin yürütüldüğünü, Tarım Bakanlığı olarak kullanılan suyun kalitesinde ki değişiklikleri düzenli bir şekilde kontrol edildiğini, şu ana kadar hem kalite, hem de nitrat kirliliği açısından bunlar kontrol ediliyor. En son kontrol amaçlı olarak Ergene bölgesinden 68 pirinç örneği alındı. Bunların laboratuvar tetkikleri şu anda sürüyor, analizleri Trakya Üniversitesi tarafından yapılıyor" dedi.
"GÖNENE’DEN ÖRNEK ALINDI ARAŞTIRILIYOR ŞU ANDA"
Mehdi Eker, 2012 yılında 418 tane pirinç numunesi alınarak incelendiğini belirterek, "Her hangi bir olumsuzlukta, burada bir bulaşıklık, insan sağlığına zarar verecek şekilde bir bulaşıklığa 2012’de rastlanmadı ve bu düzenli bir şekilde yapılıyor. En son bir daha Gönen’den 18 tane örnek alındı, Ergene’den de yine örnekler alınıp laboratuvarlara gönderildi. Her hangi bir problem çıktığında zaten biz bunu kamuoyuyla paylaşırız. Dolayısıyla burada da endişe edilecek bir şey yok. Zaman zaman söyleniyor, bu tür söylentiler oluyor, ’su kirlidir, bunlar oluyor’. Eğer su da bir problem varsa, nitrat olabiliyor bu, ağır metal vs. olabiliyor. Eğer bunlar varsa, bunlarla sulama yapılıyorsa, bunlar araştırılıyor, inceleniyor. Bunlar ürüne geçiyor mu, tetkik ediliyor, araştırılıyor. Her hangi bir olumsuz bir şey çıktığında biz bunu zaten toplumla paylaşırız. Şu anda en 18 tane numune Gönen’den örnek alındı. Araştırılıyor şu anda. Ergene’den de yine pirinç örnekleri alındı" diye konuştu.
"ÜRÜNLERDE HER HANGİ BİR PROBLEM TESPİT EDİLMEDİ"
Eker, Ergene’de ki kirliliğin 2001-2002 yıllarında çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, "12 sene önce. O dönemlerde bile, ondan sonra ki dönemlerde bile yapılan tetkiklerde ürünlerde her hangi bir problem tespit edilmedi. Tespit edildiğinde biz zaten bunu söylüyoruz. Gıda ile ilgili çok kolay bir şekilde yargıda bulunuluyor ve bunlar çok kolay bir şekilde genelleştiriliyor. Bu tüketicilerin zihnini karıştırma, yedikleri, içtikleriyle çok kolay bir şekilde sorunlu hale getirme tehlikesi getiriyor beraberinde. Üreticiye zara veriyor. Bir yanlış varsa, çıkaralım onu birlikte bertaraf edelim" dedi.
Bakan Eker, "Milyonlarca üreticinin olduğu bir ülkede bir ürüne ’zehirlidir’ dediğinizde, özellikle medyada bu tabirler kullanıldığında zaman çok haksız bir şekilde, kendi kendimize de, ekonomimize de, çiftçimize de, üreticimize de, tüketicimize de haksız bir şekilde zihinlerini bulandırıyoruz. Bu da takdir edersiniz ki çok doğru bir şey değil" ifadelerini kullandı.