28.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Burcu Karakaş
Sadece geçen yazdan beri 4 ölümle Türkiye’nin gündemine oturan Okmeydanı, görünmez sınırlarla birbirine zıt iki ayrı yaşam alanını barındıran bir semt. Sol yelpazeden çok sayıda örgüt ve derneğe ev sahipliği yapan ‘yukarı mahalle’ ile milliyetçi akımların yoğunlukta olduğu ‘aşağı mahalle’ sakinleri aslında siyasi gerginliğe eskiden beri aşina. Bahar Kurt (23), Ortaköy’de oturuyor ama her gün İdil Kültür Merkezi’nde ve gencecik yaşına rağmen Tavır dergisinin sahibi. Bahar, Okmeydanı’nın ‘terör yuvası’ gibi gösterilerek hedef seçildiği görüşünde. “Burada hayat normal seyrinde ilerliyor halbuki ama insanlar yaşadıklarından kaynaklı olarak duyarlı” dedikten sonra, semtin ‘farklı’ ya da ‘ayrıcalıklı’ bir yanı olmadığını vurguluyor. Bahar’a göre, sağcı ya da solcu, herkes bir şekilde semtin çilesini çekiyor. Yani yukarı ve aşağı arasında ayrışma yok, ortaklaşabilmek zor değil.
Bakkal Ahmet Bey, Ağrı’dan göç etmiş bir Kürt. 2006’dan beri Okmeydanı’nda yaşıyor. Kasımpaşa’da çalışırken, ırkçı saldırılara maruz kalınca tasını tarağını toplayıp buraya yerleşmiş. Ahmet Bey, Gezi protestoları sırasında polisin attığı gaz bombalarının yoğurt kovaları içine düşüp patladığını anlatıyor, bir de Kasımpaşa’da uğradığı saldırıyı: “Kürt olduğum açığa çıkınca kimse alışveriş etmez olmuştu. Sohbete geliyorlardı ama alışveriş kesilmişti. Bir gün baktım, benim dükkanın önüne bir manav tezgahı açtılar. Ekmeğimle oynanınca tepki gösterdim. Sopayla bıçakla saldırdılar da polis kurtardı linçten. Sonra buraya taşındım. Pişman değilim ama olaylardan biraz rahatsızım. Polis kafasına göre gaz sıkıyor.”
Yukarı mahalleden ‘ters göç’ de söz konusu. 18 yaşındaki Kübra, babasını kaybedince liseyi bırakıp çalışmaya başlamış. Annesiyle beraber yaşayan genç kadın, kısa bir süre önce eylemlerden rahatsız olarak alt sokağa taşınmış. “Oradan da Kasımpaşa herhalde” diyerek, şimdi de memnun olmadığını dile getiriyor.
‘Komplo teorisi’
Mahalleli, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahatin Özel’in yüzü maskeli grubun MİT’ten olduğu yönündeki iddiasını ‘Komplo teorisi’ olarak yorumluyor. ‘Talihsiz bir açıklama’ olarak nitelendirilen iddia için, “Bu mahallede öyle MİT’ten gelip dolaşacak, mümkün değil” deniyor.
Sol yelpazeden çok sayıda derneğe ev sahipliği yapan ‘yukarı mahalle’ ile milliyetçi akımların yoğunlukta olduğu ‘aşağı mahalle’ arasındaki siyasi gerginlik duvarlara bile yansıyor.
‘Burada yaşanmaz’
Yukarı mahalleden aşağıya geçiş kendini duvar yazılarından belli ediyor. Nasıl yukarıdaki her duvarda Berkin Elvan yazısı varsa, aşağıda da hemen her yerde karşıt gruplar arasında çıkan silahlı saldırıda yaşamını yitiren Burak Can Karamanoğlu var. Sokak aralarında hâlâ Türk bayrakları asılı. Mahalle girişini iki akrep tutmuş. Bakkal çalışanı Çankırılı Mustafa (25), yukarıdaki eylemlerden etkilenmediklerini söylüyor. “Gece sesler duyuyoruz sadece, polis burada da var ama duruyor. Okmeydanı’nda yaşanmaz” diyen Mustafa’ya göre, esnaf burada eylemlerden etkilenmiyor.
Milli Görüş geleneğinden Anadolu Gençlik Derneği’nin Piyalepaşa Caddesi üzerindeki şubesinin kapısını çalıyoruz. Başörtülü genç bir kadın bizi içeri almıyor, ancak “Dernek olarak olanlardan rahatsızız. Üyelerimiz derneğe gelemiyor. Ben de geçen gün okuluma gidemedim” diyerek tepki gösteriyor. Politik eylemlerle gündeme gelen Okmeydanı, binlerce kişinin ekmeğini taştan çıkardığı bir semt aynı zamanda. Celalettin ile Şahin kardeşler, 4 ay önce Van’dan göç etmiş. Aşağı mahallede bir fırında çalışıyorlar ve burada oturuyorlar. “Siyasetle işimiz yok. Ekmeğimizin derdindeyiz. Vanlıyız, üç harfliyiz. Rahatsız edenin kafasını alırız” diyorlar gülerek.
‘Olaylar yeni değil’
Burak Can Karamanoğlu’nun memleketi, Giresun’un Alucra ilçesi. Burak Can’ın ölümü mahalleliyi derinden etkilemiş. Aşağı mahallede, Giresun başta olmak üzere ağırlıklı olarak Karadenizliler yaşıyor. Milliyetçi akımın baskın olduğu mahalledeki, Alucra’ya bağlı Karabörk köyünün lokalindeyiz. Salih Etişlem ve Necati Yamak, İstanbul’a 35 sene önce yerleşmiş. “İster istemez yaşananlardan etkileniyoruz, tedirgin oluyoruz. Çoluğumuzu çocuğumuzu gece çıkartmaya korkuyoruz. Polisten rahatsızlığımız yok” diyorlar. Salih Bey, yukarıda da dillendirildiği gibi, mahalleler arası sıkıntı olmadığını vurguluyor. İnsanlar arası husumet yok ancak aşağı mahalle sakinleri, yukarının eylemlerini sorguluyor: “Otobüslerin önünü kesiyorlar. Etrafa zarar veriyorlar. Bu kişiler neden böyle yapıyor, amaç nedir? Onlara sormak lazım. Herkes ekmeğinin peşinde, orada da esnaf var. Bu olaylar olmasa daha güzel olur. Burak Can’a çok üzüldük. Üzülmez mi insan?”
Aşağı mahalle, ‘yukarı’yı kelimenin tam anlamıyla sorguluyor çünkü mahalle sınırları geçilmediği için tanışma imkânı da olmuyor. Lokal sahibi orta yaşlı beyefendi, bu tanışamama durumunu özetlemek için araya giriyor:
“Olaylar yeni değil. Orada uçlar var, marjinaller var. 50 yıldır kural bu: Onlar buraya gelmez, biz de oraya gitmeyiz.”
23 yaşındaki Bahar Kurt, Okmeydanı’nın hedef seçildiğini söylüyoır.