23.06.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
BURCU ÜNAL Bursa
Bursa’nın Meydancık Mahallesi’nde elektrik direğinin aydınlattığı, daracık ara sokakta sıradan bir apartman... Apartmanın önünde bir o yana bir bu yana gidip gelen bir kedi... Akşamüzeri gayet sıradan bir görünüme sahip bu apartmanın önü; karanlık iyice çöküp, saatler geceyarısına yaklaştığında birden hareketlenmeye başlıyor. Önce genç bir çocuk geliyor, giriş kattaki camı tıklatıyor. Cam açılıyor. Kısa bir sohbet. Ardından elden ele bir şeyler veriliyor. Genç çocuk aldığı şeyi cebine atıp gidiyor. Bir süre sonra bir taksi yanaşıyor kapıya... Taksiden yine genç bir çocuk iniyor. Apartmana giriyor. İçeride en fazla 5 dakika kalıyor. Çıkıyor. Taksinin içerisindekilere bir şeyler veriyor. Sonra dönüp arkasını gidiyor. Taksi de oradan uzaklaşıyor. Çok değil bir yarım saat sonra aynı taksi tekrar geliyor. Aynı sahne tekrarlanıyor. Mahalleli, geçen eylülde Meydancık ve Kamberler Mahallesi’nde 18 eve 200 kişilik bir ekiple operasyon düzenleyen polisin, bu eve de baskın yaptığını anlatıyor. Satışın genellikle evlerden yapıldığını anlatan mahalleliyi doğrular şekilde gerçekleştirilen bir başka operasyonda tuvalet deliğine saklanmış 3 kilo 80 gram esrar, 790 gram bonzai, 127 adet uyuşturucu hap ele geçiriliyor.
Son yılların en büyük tehlikesi bonzai
Burası eskiden en nezih mahalleydi
Meydancık Mahallesi, Bursa’nın en eski ve merkezi yerleşim yerlerinden bir tanesi... 30 yılı aşkın süredir bu mahallede yaşayanlara göre 1-2 yıl önce bölge Bursa’nın ‘en nezih’ mahallelerinden biriymiş. Bizim karşımızda ise insanların birbirlerine tedirgin gözlerle baktıkları, dükkanların ve evlerin bir çoğunun camında ‘Satılık’ yazısı olan, gece belli bir saatten sonra sokaklarına çıkılmaya korkulan bir mahalle duruyor. Türkiye’nin “Uyuşturucu baskınında Emniyet Müdürü’ne davullu zurnalı karşılama” haberi ile adını duyduğu Meydancık Mahallesi sakinleri, mahalle hayatını ‘tehdit eden’ uyuşturucu ile aslında uzun zamandır mücadele ediyorlar.
‘Bonzai var, şeker var, ister misiniz?’
Meydancık Mahallesi için uyuşturucu satış manzaraları artık ‘sıradanlaşmış’. Hatta biz oradayken gece yaşanan hareketliliği şaşkınlıkla izlerken onlar başlıyorlar anlatmaya: “Esas 6 ay önce olacaktınız burada... O zaman daha hava kararmadan, gün ortasında (İncirli) şu caddede insanların yanına gelip, ‘Bonzai var, şeker var ister misiniz’ diyorlardı. Sonra polis devriyelere başlayınca biraz daha gizli yapmaya başladılar.” Yıldırım İlçesi Kaymakamı Mehmet Yapıcı ise mahallede yaşanan bu uyuşturucu trafiğini, “Mahalleli çok şikayetçiydi. Eylül-Ekim aylarında düzenlenen operasyonlardan sonra o şikayetleri bitirmiştik ama son 1-2 ayda tekrar bir canlanma oldu” cümlesiyle mahallelinin anlattıklarını doğruluyor.
SATIŞ HALEN SÜRÜYOR
Son aylarda 10 kişinin komaya girmesiyle bölgede yaşayanların tepkisini daha da çeken uyuşturucu ticareti konusu, Bursa’daki yerel basında da yer aldı. Polisin çeşitli operasyonlar düzenlediği evlerde şu sıralar halen uyuşturucu satışı devam ediyor ve tabii ki tacirler alıcının yaşına bakmıyor.
Kullanım yaşı 10’a kadar düştü
Her ne kadar tüm mahalleli bir şekilde durumdan rahatsız olsa da bir de ateş evine düşenler var. Uyuşturucuyla Mücadele, Kimsesizlere Bakma ve Koruma Derneği Başkanı Abubekir Demirci, “Sabahtan beri 6 aile aradı ‘Çocuğumu kurtar’ diye. Kullanım yaşı 10’a kadar düştü. Bonzai bulamayan çakmakgazı, tiner kullanıyor” diyor. Demirci’ye başvuranlardan biri de son 2 senedir ağabeyi Bonzai kullanan Yasemin. Yasemin yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Bonzai çok kötü... İlk içtiğinde çocuk gibi oluyor, sevecenleşiyor. Biraz uykulu bir hali oluyor. Fakat etkisi geçince agresif davranmaya başlıyor. Sinirli oluyor. Annem de rahatsız. Babam yok. Babamdan kalan emekli maaşı ile geçiniyoruz. Benden para istiyor. Vermediğimde ya bağırıp çağırıyor ya da yalan söylüyor. ‘Kimliğimi kaybettim, çıkartacağım, para lazım’ dedi bir gün ama o para ile gidip Bonzai aldı. Ayakkabısı yırtık geziyor ama yine de onu alıyor. Bunların fiyatları 5 TL ile 100 TL arasında değişiyor. Ben de antidepresan kullanıyorum, ancak öyle dayanabiliyorum.”
‘Perişan oldum’
Yasemin’den daha ‘şanslı’ bir anne ile konuşuyoruz. Gözlerinin içi gülüyor. “İki hafta önce ağlıyordum ama artık oğlum kurtuldu” diyen anne, oğlunun uyuşturucu kullandığı günleri ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ben çok perişan oldum o dönemde. Sokaklarda ağladım, yardım edin diye. Kime gideceğimi ne yapacağımı bilemedim. Çok perişan oldum. Şimdi artık kullanmıyor, inşallah bir daha tekrar olmaz.”
‘Yeniden canlanma var’
Yıldırım İlçesi Kaymakamı Mehmet Yapıcı, mahallede yaşananlara ilişkin şunları söyledi: “Bu uzun konuşulması gereken bir mevzu. Bugüne kadar o mahallede bir çok operasyon yapıldı. Evden satış yapılanlar da vardı, sokakta da vardı. Mahalleliden bu konuda çok şikayetler vardı. Bu operasyonlarla o şikayetleri bitirmiştik ama son 1-2 ayda tekrar bir canlanma var. Ama bu her yerin problemi. Sadece buranın değil. Uyuşturucu bütün ülkelerin el birliği ile uzun vadeli çözmesi gereken bir problem. Uzun süreli üzerinde durulacak bir konu.”
Herkes taşınmak istiyor
“Her şey Kamberler Mahallesi’nin kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılmasıyla gelişti” diye başlıyor anlatmaya bir mahalle sakini; “Romanların orada bir yaşamı, bir düzeni vardı. Çalgıdan para kazanırlar, kendi mahallelerinde, kendi düzenlerinde yaşarlardı. Biz de o mahalleden rahat rahat geçerdik, bir sorunumuz olmazdı. Fakat bu insanlar kentsel dönüşümle yerlerinden edilince dağıldılar. Gelir için bir kısmı uyuşturucu satmaya başladı. En fazla göç bizim mahallemize olunca da burası uyuşturucunun en çok satıldığı yer haline geldi.”
Mahalledeki uyuşturucu trafiğini sorduğumuz hemen herkes aynı hikayeyi anlatıyor ama bir şartla; adımı yazmayacak, fotoğrafımı çekmeyeceksin. İlk cümle genellikle, “Evimi satıp gitmek istiyorum ama alıcı bulamıyorum” oluyor. Mahalledeki evlerin büyük bir kısmının camlarında ‘Satılık’ ilanları asılı. ‘Adımı A.E. diye yazın’ diyen bir esnaf, “Bizim apartmanda bu uyuşturucu satıcıları 85 bin liraya bir daire aldılar. Sonra ikinci daireyi 70 bine, üçüncüyü de 65 bine aldılar. Şimdi bana da ‘50 bin TL’ye sat bize’ diyorlar. Onlara satmam. Ama çocuklarım için de korkuyorum” diyor.
‘7 yaşındaki oğlum Bonzai’yi sordu’
‘Alıcısı olmayan’ sadece evler değil. Mahalledenin ilkokulu olan Şerif Artış İlkokulu’nda 1300 olan mevcut 274’e inmiş. Veliler bir yolunu bulup, ikametgâhlarını başka mahallelerde gösterip, çocuklarını okuldan alıyorlar. Okul çıkşında yanlarına gittiğimiz velilerden biri yine adının yazılmaması şartıyla anlatıyor: “7 yaşındaki oğlum birkaç ay önce geldi, ‘Anne Bonzai ne’ diye sordu. Ne diyeceğimi şaşırdım. 10 senedir burada yaşıyoruz. Gitmek istiyoruz ama eve alıcı bulamıyoruz.”
Okul aile birliğinde görevli bir veli de, “Geçenlerde okula gittim, 15 yaşında uyuşturucu kullanan D. adlı öğrenci kapının önünde duruyordu. Önce güvenliğe küfretti. Ben kızınca bana bıçak çekti. İçtiği şeyin etkisiyle böyle davrandığı için daha sonra yaptığını hatırlamıyor” sözleriyle yaşananları özetliyor.
Ö. adeta isyan ediyor; “Başbakan 3 çocuk yapın diyor. Benim 2 çocuğum var, 2’sini de göremiyorum, nasıl 3 çocuk yapayım? Kızıma bir defa anneannesinden eve tek başına gelmesini söyledim. Trende yanına gelip, ‘Bonzai mi istersin şeker mi’ diye sormuşlar. Gitmek de istemiyoruz, biz de burayı bırakıp gidersek bu mahalleye kim sahip çıkacak?”
Bonzai nedir?
2011’den itibaren uyuşturucu madde listesine giren Bonzai, uluslararası polisiye literatüründe ‘Spice’ adıyla tanımlanıyor. Bonzai, sıklıkla Bonzai ağacının yapraklarından üretiliyor. Son dönemde tarım ilaçları, fare zehiri gibi kimyasal maddeler de bu bitkilerin ilaçları emmesi sağlanarak Bonzai adıyla piyasaya sürülüyor.