11.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:
Seyfettin Ersöz - Ankara
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği ve bünyesindeki Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Kolektifi, çocuk evliliklerinin önlenmesi için çalışan çeşitli alanlardan uzmanları arama toplantısında bir araya getirdi. “Küçük Yaşta Evlilik Büyük Geliyor: Çocuk Evlilikleriyle Mücadelede Yeni Stratejiler, İşbirliği ve Kamu-Sivil Toplum Diyaloğu” başlığıyla düzenlenen toplantı, çocuk evliliklerinin önlenmesine yönelik çabaların hedefe ulaşabilmesi için kamu-sivil toplum diyaloğunu güçlendirmeyi amaçlıyor. Toplantıya, Türkiye’den 37 kamu kurum-kuruluşu, sivil toplum örgütü ve üniversiteden alanlarda uzmanlıkları ve saha deneyimleri bulunan 53 kişi katıldı.
Toplantıda katılımcılar tespitler ve çözüme yönelik öneriler üzerine konuştu. Roman Hakları Forumu’ndan Hacer Foggo ve Yücel Tutal, “Romanlarda erken evlilik sadece kadınlara özgü değil; erkek çocuklar da bundan etkileniyor. Sakarya’da 150 Roman kadınla erken evlilik hakkında bir araştırma yaptık, 14 ve daha aşağı evlenme yaşı yüzde 10. 20-25 yaş arası evlenme oranı sadece yüzde 1. Çocuğun kendini bulabileceği imkanlar yaratılması gerekiyor” görüşünü paylaştı.
Kalkınma Atölyesi Kooperatifi’nde çocuk evlilikleri, kadına yönelik şiddet üzerine birçok rapor hazırladıklarını belirten Sinem Bayraktar da “Kız çocukları görevlere hazırlanarak büyütülüyor. Kız çocuk, annenin işçisi. Bütün bunlar kadınların da kadınları ‘yok’ saymasına neden oluyor” dedi.
Müftüye nikah yetkisine tepki
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi’nden Özge Yücel ise, “Evlendirme konusunda müftülüklere verilen yetkilerin sakıncasının ne olduğu toplumda sıkça soruluyor. Evlilik kişinin rızasına bağlı olmalıyken din gücü kullanılarak bir çocuğun evliliğe ikna edilmesi daha kolay bir hal almış olacak. Hukuken evlenmeye rıza gösterilmesi için din kullanılıyor” diye konuştu.
Yapılması gerekenler sonuç kısmında şöyle özetlendi:
- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın “Erken Evliliklerle Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı”na, çocuk evlilikleriyle mücadele alanında çalışan sivil toplum örgütleri görüş bildirmeli.
- “Erken Evliliklerle Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nın hiçbir yerinde ‘toplumsal cinsiyet’ geçmiyor. Mevcut durum analizi ve eylem alanlarının belirlenmesinde, işbirliği önerilerinde ve planın uygulanmasının takibine, kısacası her aşamasına toplumsal cinsiyet perspektifi yerleştirilmeli.
- Kamu kurumlarında çocuk evlilikleriyle mücadele ve kız çocukların güçlenmesi için hazırlanan eylem planları gerçekçi, kapsayıcı, sürdürülebilir olmalı.
- Kamu politikaları çeşitliliğe, hak temelli bakış açısına ve toplumsal cinsiyete duyarlı olmalı; engelli, mülteci, göçmen, LGBTİ ve çeşitli etnik/kültürel kimliklerden çocukların evlendirilmesini önlemek üzere çalışmalar yapılmalı.
- Çalışmalar; çocuk adalet sistemi, kız çocukların insan hakları, çocuk katılımı, çocuklara yönelik şiddet ve ayrımcılık gibi alanlardan uzman ve aktivistlerin katılımıyla yürütülmeli.
Yardım hattı güçlensin
- Kadınların devletteki kapıları olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu gibi kurumlarla sivil toplum örgütleri devamlı işbirliği içinde olmalı.
- Alo 183 gibi acil yardım hatları güçlendirilmeli, hizmet veren personelin niteliği ve kapasitesi artırılmalı, hatlarda verilen hizmetlerin izlenmesinde kadın örgütleri de yer almalı.
- Yasama faaliyetinde bütüncül yaklaşım benimsenmeli.
- Özel sektör kuruluşları ve esnafla işbirliği daha çok teşvik edilmeli.
- Çocuk istismarı ve ihmaliyle ilgili davaların takibi bırakılmamalı.
- Suriyeli ve diğer mültecilere yönelen cinsiyetçi, ırkçı, hedef gösteren, nefret dolu dili dönüştürmek için projeler geliştirilmeli, halklar arasında uyum çalışmaları yapılmalı.
- Cezasızlığın kültüre dönüşmesi önlenmeli, yaptırımlar hafifleştirilmemeli.
- Hukuk, eğitim, sağlık yaklaşımlarının yanı sıra spor ve sanat da çocuk evlilikleriyle mücadelede ve kız çocukların güçlenmesinde etkin birer araç olarak kullanılmalı.
Terziler çocuk için gelinlik dikmiyor
Toplantıda örnek uygulamalara da değinildi. Van’da Yaka-Koop’un (Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi) dört yıl önce başlattığı kampanyada kuaförler salonlarına ‘Çocuk gelin saçı yapmıyoruz’ diye yazı asıyor, aşçılar o düğünlerde yemek pişirmeyeceklerini açıklıyor, müzik grupları “Çocuklar evlendiriliyorsa orada müzik yapmayız” diyor. Hatta bazı sanatçılar konserleri aracılığıyla bu mesajları yaygınlaştırmayı teklif ediyor. Yalova’da ise artık terziler çocuklar için gelinlik dikmeyi reddediyor ve bu tavrıyla mücadeledeki yerini alıyor. Kuaför salonları ise 18 yaş altına makyaj ve saç yapmıyor. Her iki kampanyada da ilgili meslek birlikleri çocuk yaşta evliliklerin önlenmesinde farkındalık yaratmak için gönüllü çalışıyor.
Erken evlendirilen 27 bin kız çocuğu var
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Türkiye’de ilk kez “Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerle Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı” başlığıyla geçen ay hazırladığı taslak planında TÜİK verilerine göre, 16-17 yaşında evlenen kız çocuklarının sayısı 2016’da 27 bin 637 oldu. Bu oranın toplam evlenmeler içerisindeki payı ise yüzde 4.6 olarak saptandı. Verilere göre, erkek çocukları için erken yaşta evlenme sayısı, 2016’da bin 319’da olarak belirlendi.