06.12.2022 - 19:24 | Son Güncellenme:
Tolga TAHÇI/ İZMİR (DHA)
Olay, 8 Aralık 2018'de, Çamkule Mahallesi 4709'uncu sokakta meydana geldi. Futbol sahası yakınında hareketsiz yatan biri olduğu görenler, polise haber verdi. Bölgeye giden polis, kadın cesediyle karşılaştı. İleri derecede yanıklar olan ceset, İzmir Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı. Yapılan otopside kadının işkence edilip, boğularak öldürüldüğü, ardından da yakıldığı ortaya çıktı. Ceset, kimlik tespiti yapılamayınca kimsesizler mezarlığında defnedildi. Polis olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, kimlik tespiti için mezar açılıp, ceset üzerinden 'yeniden yüzlendirme' yapılarak robot resim elde edildi. Bu resimden yola çıkan polis, cesedin bulunduğu dönemde yabancı uyruklu kadınlar da dahil olmak üzere 796 kayıp dosyasını inceledi. Cesede uygun kriterleri eşleştirerek, kayıp kişilerin yakınlarından DNA örnekleri alındı. Yapılan çalışmalar sonucu cesedin Özler Yörük'e ait olduğu saptandı.
Cinayetle ilgili yürütülen soruşturmada gözaltına alınan şüphelilerden, Yörük'ün dini nikahla birlikte yaşadığı Olcay Altundağ, Bülent Özmen (45), Umut Balbey (30) ve Hülya Balbey (56) tutuklanırken, Ülkü Altundağ (39), Cansu Zorba (32) ve Melek Tüngür (29) ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Hazırlanan iddianamede, Olcay Altundağ, Bülent Özmen, Umut Balbey ve Hülya Balbey hakkında 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'bir kimseyi fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek', 'cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından; Cansu Zorba ve Melek Tüngür hakkında 'suçu bildirmeme', Ülkü Altundağ ile suça sürüklenen çocuk M.M.A. hakkında ise 'yardım etme' suçlarından dava açıldı.
'EŞİMİ ASLA ÖLDÜRMEK İSTEMEDİM'
Geçen ekim ayında görülen davada esas hakkında mütalaasını sunan savcı, Olcay Altundağ ve Umut Balbey için 'fikir birliği içerisinde hareket ederek zincirleme bir şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'bir kimseyi fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek' ve 'canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme' suçlarından cezalandırılmalarını istedi. Esas hakkında mütalaada Bülent Özmen ve Hülya Balbey’in, Olcay ve Umut ile birlikte hareket ettikleri belirtilerek yardım eden sıfatıyla ‘canavarca eziyet çektirerek kasten öldürme suçundan’ cezalandırılmaları istendi. İddia makamı ayrıca Bülent Özmen için zincirleme olarak 'fuhşa teşvik etmek', Hülya Balbey için ise 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından da ceza istedi. Savcı, diğer tutuksuz sanıklar için ise beraat talebinde bulundu.
Sanıkların yargılanmalarına bugün 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Tutuklu sanıklar Olcay Altundağ, Bülent Özmen, Umut Balbey ve Hülya Balbey, duruşmaya SEGBİS ile katılırken, taraf avukatları ise salonda hazır bulundu. Duruşmada ilk olarak iddia makamı esas hakkında mütalaasını tekrarladı. Ardından son sözü sorulan sanık Olcay Altundağ, "Adli raporda eşimi boğarak öldürdüğüm iddia ediliyor. Eşimi asla öldürmek istemedim. Onun ölümüne neden olduğum için çok pişmanım" dedi. Son sözleri sorulan diğer sanıklar da suçsuz olduklarını belirterek beraat talebinde bulundu.
TUTUKLU SANIKLARA HAPİS CEZASI
Savunmaların ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Olcay Altundağ ve Umut Balbey 'canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'çocukların hürriyetini yoksun kılmak' suçundan 17 yıl 6'şar ay hapis ve 'fuhşa teşvik' suçundan 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Bülent Özmen 'canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye iştirakten' 20 yıl hapis cezasına çarptırılırken, 'fuhşa teşvik' suçundan ise 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası aldı. Mahkeme heyeti, Hülya Balbey'i ise ‘canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye iştirakten’ 18 yıl, kişi hürriyetini yoksun kılma suçundan da 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Heyet, diğer sanıkların ise beraatine karar verdi.