Savcılara malzeme veren kim?
İddia ne, iktidar, İmamoğlu’nun önünü kesmek için siyasi bir operasyon gerçekleştirdi, dosyaların içi boş.
Pazar günü, CHP Kurultayı’nı Kılıçdaroğlu’nun davetiyle odasında izleyen gazeteci ortaya bir iddia attı, aynen alıyorum:
“Kent uzlaşısı sözleşmesinden sonra Kılıçdaroğlu’na terör bağlantısıyla ilgili bilgiler geldi. Bu isimlerin başında tutuklanan Şişli Belediye Başkanı geliyordu. Kılıçdaroğlu bu konuda Özgür Özel’i uyarmıştı. Bu uyarılara rağmen herhangi bir değişiklikte bulunulmadı.”
Bu açıklama en çok CHP’nin ortaya attığı siyasi operasyon tezine zarar verir.
Sadece bu değil, Kılıçdaroğlu’nun tek davetlisi olarak kurultayı odasında izlediğini söyleyen bu gazeteci, daha önce de kurultayda delege pazarı iddialarını “Atatürk’ün koltuğu parayla satıldı” diye dile getirmişti.
Bugün İmamoğlu ve CHP’nin hukuken başını ağrıtan iki dosyadaki durum bu.
Bir de İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla sonuçlanan ve mali suçları kapsayan dosyalar var değil mi?
Savcılığın iddialarına karşı bugün Ekrem İmamoğlu için “bagajı dolu” desem masumiyet karinesini çiğnemiş olurum.
“Bagajı dolu” tanımlaması kulağınıza tanıdık geldi değil mi?
Ortada ne bir soruşturma ne de iddianın olduğu bir döneme, Temmuz 2023’e götüreyim sizi:
CHP Belediye Başkanları toplantısında Ekrem İmamoğlu kürsüye çıkıp, “Değişim olmazsa yerel seçimleri kaybetme riskimiz var” dedi.
Zamanın Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “CHP’yi bilen ve bagajı olmayan birini getirin hemen istifa ederim” cevabını verdi.
Bagajı dolu ne demek, bugüne kadar kimse açıklamadı.
Daha önemlisi bir partinin genel başkanı, kendi belediye başkanlarını töhmet altında bırakır mı diye kimse sormadı da...
O dönem Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerin ekranlarda, İmamoğlu’nun iş yapma biçimini en ağır şekilde eleştirdikleri dönemdi.
CHP delegeleri, bugün Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ile dayanışma içinde olduğunu söyleyenlerin son 1 yılda söylediklerine de bakmalı.
CHPyi yakan bir ateş varsa o ateşe kimlerin odun taşıdıklarına da iyi bakmak gerekir.
Tersten bakınca umut…
Geçen haftadan beri ülkeme dair karamsar çok cümle kurulduğunu duydum, yaşananlara tersten bakınca benim umudum artıyor.
Umudumu en çok arttıran şey gençler.
Bencil, sadece kendi yaşamını önemser dediğimiz gençler, ne kadar yanıldığımızı gösterdiler bize.
Çoğunun hayatlarının ilk protesto eyleminde, provokatörlere katılmaması, protesto hakkıyla suç arasına bir çizgi çekebilmesi önemli.
Polis barikatının önünde, polise saldıran, müdahaleye zorlayan, vandalizm yanlısı profesyonel eylemcilerin peşinden sürüklenmediler.
Umudumu arttıran en büyük sebeplerden birisi bu.
Gelelim umudumu arttıran bir diğer noktaya.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın annesine yönelik çirkin saldırının ardından gelen tepkileri çok önemsiyorum.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “O küfürleri kendi anneme edilmiş sayarım” demesi kıymetli bir duruş.
Boyutu farklı ama geçmişte iktidar partisinde görev almış Mücahit Birinci’nin de Dilek İmamoğlu’yla ilgili paylaşımını silmesi ve özür dilemesi de önemli.
Anneleri, eşleri hedef alan bir söylem, siyasi mücadele değil ancak siyasi sefalet olarak kabul edilmeli.
Safların en keskin olduğu bir dönemde gelen bu adımları gelecek açısından önemsiyorum.
Devlet Bahçeli spekülasyonları…
Siyasette anne ve eşler kadar sağlık konusu da önemlidir.
Hastane asansörlerinde ziyaretçilerden hasta haklarına saygı duymaları ve kendi aralarında konuşmamaları rica ediliyor.
Bu tabloya rağmen Bahçeli’nin sağlık durumuyla ilgili olarak sosyal medyada her gün yeni iddialar ortaya atılıyor.
İşin ayıp, günah kısmını geçtim bir kalem, Devlet Bey, 41 yılın ardından “Terörsüz Türkiye” hedefine yürümek açısından son derece önemli bir misyona sahip ve sağlık durumuyla ilgili her spekülasyon Türkiye’nin bu hedefe varmamasını isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor.
Devlet Bey’i gözlerinle gördün mü diye soranlar olabilir, gözlerimle görmedim ama Ankara’nın çalışma prensiplerini biliyorum.
Bu konuda spekülasyonlar yapan isimlerle karşılaştığımda Devlet Bahçeli’nin Demirtaş’tan, Özel’e kadar çok sayıda isimle telefonda konuştuğunu hatırlatıyorum, aldığım cevap yapay zeka döneminde bundan kolay ne var oluyor.
O zaman dün öğrendiğim şeyi de yazayım, Devlet Bey’in sağlığı iyi ve fiziksel aktiviteleri iyi, hasta haklarına saygım gereği daha fazlasını yazmayacağım ve yazının konusu da bu değil zaten.
İçinden geçtiğimiz zaman dilimi ve gelecek 10 yıla dair projeksiyonlar gösteriyor ki, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak hepimiz için son derece önemli bir hedef. İsrail’in Türkiye’nin etkinliği başlığında toplantılar düzenlediği bir zaman diliminde, aynı fikirde olmayanların bile Devlet Bey’in sağlığına özen göstermeleri gerekiyor.
Şart mı diye soranlar olabilir, Türkiye’yi önemsiyorsanız, evet, şart...
