13.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
AYKUT YILMAZ PAŞA ALYURT Ordu
Ordu’nun Ünye ilçesinde meydana gelen sel felaketinde, sel suları, 50 TIR dolusu parke, tomruk ve okul sırasından oluşan malzemeyi denize taşıdı. Cevizdere mevkiinde bulunan geri dönüşüm fabrikaları, cam ve kömür işletmeleri yaşanan selde büyük hasar aldı. Sel suları önüne çıkan her şeyi denize taşırken, vatandaşlar kömür yığınaklarının tepesine, iş yerlerinin çatısına çıkarak kurtarılmayı bekledi. Bazı vatandaşlar helikopterle kurtarılırken, dere yatağının hemen kenarında bulunan kereste fabrikası sahibi Burhan Benli ile iki işçisi ise yüksek gerilim hattı nedeniyle beş saat kurtarılamadı. Cevizdere Köprüsü’nün yıkılmasıyla su seviyesi düşmesini fırsat bilen işçiler, bellerine gelen suya girerek kendilerini kömür yığınaklarının üzerine zor attı. Kereste fabrikasının sahibi Burhan Benli, “Şu anda işlenmiş malzeme, okul sırası ve tomruk olmak üzere toplamda 50 TIR malzememiz gitti” dedi.
Yarım saatte oldu
Her şeyin yarım saat içerisinde olduğunu belirten Benli, şöyle devam etti:
“Ne olduğunu anlayacak zamanımız bile olmadı. 2006 yılında da sel felaketi yaşanmıştı. Ama bu kadar olmamıştı. İşçiler fabrikada mahsur kaldı. Çatıya çıkarak canlarını zor kurtardılar. 12 yıl önce yaşadığımız sel felaketinin ardından bu işi bırakmaya karar verdim. Ancak işçi kardeşlerim ‘Bu işi bırakamazsın. Biz ne yaparız’ deyince dayanamadım devam ettim. Bu son sel felaketinin ardından da onlarla oturup konuştum. Arkadaşlar yine sıfıra düştük. Olmuyor dedim. Ama koca koca adamlar karşımda ağlamaya başlayınca yapamıyorum. Çalışan işçi arkadaşlarım yaklaşık 20 yıldır beraber olduğumuz arkadaşlar. Evlerine ekmek götürmek için para kazanmaları lazım. Gözlerini bu işle açmışlar ve hayatları boyunca bu işin dışında bir işte çalışmamışlar. Bu insanların aileleri ve bir yaşamları var. Bir şekilde yeniden düzlüğe çıkmaya çalışacağız. Tek isteğimiz var bir tanker, burayı temizlememiz için sadece bir tanker su istiyoruz.
‘Çatıya çıkıp bekledik’
Daha önce yaşanan sel felaketlerinden sonra fabrika içinde güvenlik noktaları oluşturduklarını belirten Benli “Ancak felaketin boyutu artınca güvenlik noktalarının da bir anlamı kalmadı. İş makinelerini kurtarırız diye düşünüyorduk. Onları yükseğe alalım dedik. Irmak birden patlayınca kendimizi fabrika çatısına zor attık. Aslında köprü patlayınca biz kurtulduk. Yoksa suyun seviyesi daha da yükselecek, bizde suyun içinde kaybolacaktık” dedi.
“Helikopter geldi ancak yüksek gerilimli hattan dolayı iniş yaparak bizi tahliye edemedi” diyen Benli, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Bizi de götürebilirdi’
“Burada 13 işçimiz var. Ancak olay günü benimle birlikte 2 işçi arkadaşımız bulunuyordu. Biz de kendimizi fabrika çatısına zor attık. Yan taraftaki geri dönüşüm fabrikasında 3 tane çocuk vardı. 9, 11 ve 13 yaşında. Babaları karşı tarafta mahsur kaldı. Onlarda fabrika önünde mahsur kaldı. 8 metrelik bir bantın üzerine çıktılar. Onlar da bizimle beraber 5 saat mahsur kaldı. Suyun seviyesi düşünce biz onları da aldık ve kömür yığınaklarının üzerine çıkardık. Belimize kadar gelen bir sudan karşıya geçtik. Cevizdere köprüsü yıkılmasaydı biz daha da mahsur kalabilirdik. Köprü yıkılmasaydı su üzerine çıktığımız binayı yıkar bizi de denize götürdü. Yandaki çocuklarla birlikte yaklaşık 8-9 ölü olurdu.”
‘1.5 milyon lira zarara uğradık’
Burhan Benli’nin babası Hasan Benli, sel felaketinin ardından 1.5 milyon liralık zarara uğradıklarını kaydederek, “Makine, ürettiğimiz mallar, tesisat gibi bütün malzemeler çöp oldu” diye konuştu.