09.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
MUSA KESLER Haber Merkezi
Bu hep arzulanan bir görüntüydü. Hatta sanki bir ütopyaydı. Atatürk’ün ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ şiarını herkes kabul ediyor. Ama herkesin arzu ettiği birlik görüntüsü hep bir teferruata takılıp kalıyordu.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin mitinge katılımıyla Türk halkı bu şiarın ilk kez fiiliyata geçişine şahitlik etti. Kılıçdaroğlu özenle hazırlanmış konuşmasıyla her şeyi maddeler halinde anlattı. Eleştirilere ‘Ben de dâhil...’ ifadesini kattı, kimseyi doğrudan hedef almadı. Konuşması merakla birlikte biraz da tedirginlikle bekleniyordu ama konuşmasını gayet usta bir üslup ve içerik uyumuyla tamamladı.
Bölükbaşı’yı hatırlattı
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuncaya dek meydana damgasını vuran ise Bahçeli’ydi. Darbe gecesi hemen yaptığı açıklamayla darbecilere ilk darbeyi vuranlardan biriydi. O geceden beri Ak Parti tabanında belirgin bir takdir kazanmıştı zaten. Hassas zamanlarda temayüz eden ‘devlet adamı’ kimliği bu kez gerçekten silinmeyecek bir iz bıraktı. Meydana girişinden itibaren gösterilen teveccüh yoğundu.
Milliyetçi-muhafazakâr kitlenin kültür ve tarih kodlarına hitap eden konuşması her cümlesiyle hedefini buldu. Cümleleri itinayla örülmüş bir duvarın tuğlaları gibiydi. Her birine tarihi kavramlar yüklenmişti. ‘Tarih ve talih’ ortaklığına yaptığı vurgu, FETÖ çıkışları meydanda hep karşılık buldu. Osman Bölükbaşı’nı hatırladım. Kitle konuşmadan kopmadı. Sosyal medya da kayıtsız kalmadı tabii... Bahçeli kısa sürede ‘TT’ oldu. Bu konuşma ve buluşmanın siyasi tarihteki yeri ise kalıcı olacak.