16.11.2008 - 12:09 | Son Güncellenme:
Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesinin, sokak çocukları sorunuyla ilgili yaptırdığı kamuoyu araştırmasına göre, sokak çocukları sorununu çözmek için çok sayıda sosyal hizmet kurumu olmasına rağmen, yapılan çalışmaların yeterli olmadığı öne sürüldü.
TÜGİAD Ankara Şubesi, sokak çocuklarına yönelik olarak eylül ayında başlattığı, "Yaşama Davet Et" Projesi çerçevesinde, "Vatandaş Sokak Çocuklarına Nasıl Bakıyor" başlıklı bir kamuoyu araştırması yaptırdı.
İstanbul, Ankara ve İzmir’de 18 yaşını aşmış kişilerle yüz yüze görüşme şeklinde yapılan araştırmada katılımcıların yüzde 77,9’u sokak çocukları sorununu çözmek için çok sayıda sosyal hizmet kurumu bulunmasına rağmen yapılan çalışmaları yeterli bulmadığını belirtti.
Sokak çocukları konusunda hizmet veren kuruluşların koordinasyon eksikliği bulunduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 45,1 oldu. Katılımcıların yüzde 23,6’sı hizmet veren birimleri yetersiz bulurken, yüzde 11,3’ü yetişmiş uzman sayısının yetersiz olduğunu, yüzde 10,2’si de eğitim konusunda eksiklikler bulunduğunu kaydetti.
"Sokak çocukları denilince beyninizden ilk geçen ifade hangisi" şeklindeki soruya karşılık katılımcıların yüzde 49,7’si bu çocukları tehlikeli bulduklarını, yüzde 25,2’si de onlara acıdıklarını söyledi.
Katılımcıların yüzde 40,6’sı sokak çocuklarını, "suça itilen çocuklar", yüzde 22’si de "istismara maruz kalan çocuklar" olarak tanımladı.
"Şehir içinde dolaşırken karşınıza bir sokak çocuğu çıksa ilk tepkiniz ne olur" yönündeki soruya katılımcıların, yüzde 35,6’sı "Korkarım" yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 26,5’i bir sokak çocuğuyla karşılaştığında yolunu değiştireceğini, yüzde 23,8’i acıma hissedeceğini, yüzde 3’ü bir ihtiyacı bulunup bulunmadığını kontrol edeceğini ve yüzde 2,4’de para yardımında bulunacağını bildirdi.
"TERÖR VE YOKSULLUK ETKİLİ"
Terörün ve yoksulluğun yoğun olduğu bölgelerden büyük kentlere göçün en büyük sosyal problemlerden biri olduğuna işaret edilerek, sokak çocuklarıyla bu problem arasındaki bağın hangi ölçüde olduğunun sorulmasına karşılık karşılık katılımcıların yüzde 67,1’i çok yoğun ilgi bulunduğunu, yüzde 20,4’ü etkili bir bağ olduğunu, yüzde 3,9’u bu durumun herhangi bir neden olduğunu belirtirken, yüzde 4,4’ü ise hiçbir bağ bulunmadığını söyledi.
Katılımcıların yüzde 70,1’i sokağa düşen çocuğun mutlaka suça veya suç örgütüne katılacağını, yüzde 63,8’i de mutlaka madde bağımlısı olacağını ifade etti.
Araştırmada sokağa düşen çocukların mutlaka cinsel istismara uğrayacağını düşünenlerin oranı, yüzde 58,1 olurken, yüzde 32,3’ü de böyle bir şeyin olmayacağını kaydetti.
Sokağa düşen çocukların içinde bulundukları durumdan kurtulabileceklerini düşünenlerin oranı yüzde 78,2 oldu.
Sokak çocuklarının sayısının azaltılması konusundaki toplumsal duyarlılığın düzeyine ilişkin soruyu da katılımcıların yüzde 55,7’si "yetersiz" şekildeki cevaplandırdı. Bu konudaki toplumsal duyarlılığı istenilen düzeyde bulanların oranı yüzde 29, istenilen düzeyin üzerinde bulanların oranı ise yüzde 5,2 oldu.
MÜCADELEDE EN ETKİLİ YOL
Araştırmaya katılanların yüzde 30,7’si sokak çocukları sorunuyla mücadelede en etkili yolun, "16 yaş ve altındaki çocukların ailelerinin izni olmadan seyahat etmelerini kısıtlayan yasal düzenleme yapılması, çocukların seyahat etmesi için ebeveyni veya vasisi tarafından bileti alınıp korumalı şekilde seyahatinin sağlanması ve terminallerde kolluk kuvvetlerinin denetimleri artırması" olduğunu söyledi.
Katılımcıların yüzde 28,8’i "12 yaşın altındaki çocukların sokak, cadde, park ve eğlence merkezlerinde gece saat 22.00’den sonra yalnız dolaşmalarını kısıtlamayan aileler hakkında cezai müeyyideler konulması",yüzde 23,1’i de "çocuğunu okula göndermeyen veya devamını sağlamayan aileler hakkında ilgili Kanunun öngördüğü hükümlerin uygulanması, gerekirse bu ailelerden çocukların velayetlerinin alınması" gerektiğini belirtti.
ARAŞTIRMA
TÜGİAD’ın araştırması, sokak çocukları konusunda toplumsal duyarlılığın istenilen düzeyde olmadığından hareketle yapıldı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de 18 yaşını aşmış kişilerle yüz yüze görüşmeler şeklinde gerçekleştirilen araştırmada, 1165 katılımcıya soru yöneltildi. Geçerli anket formu sayısı ise 1149 oldu.