02.04.2022 - 10:44 | Son Güncellenme:
Özden ATİK / İSTANBUL (DHA)
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nce (ÖSYM) uzman doktor olan sanık M.A.'nın 2010-Sonbahar Yabancı Dil Sınavı'nda (YDS) aday giriş bilgilerinin incelendiği, 26 Ekim 2010 tarihindeki sınava uzman doktor M.A.'nın fotoğrafının yerine diğer sanık M.A.B.'nin fotoğrafının eklendiği belirtilerek suç duyurusunda bulunuldu.
YERİNE SINAVA GİREN SANIK 96 PUAN ALMIŞ
Uzman doktor M.A.'nın, Yabancı Dil Sınavı sonuçlarının analiz edilmesi sonucunda 3 sınava katıldığı, kendi girdiği sınavlardaki ortalamasının 43.750 puan olduğu halde, yerine sınava giren M.A.B.'nin sınav sonucunun 96.250 puan olduğu ortaya çıktı. Sanık M.A.'nın 2 Temmuz 1997 tarihinde Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde üroloji uzmanı göreve başladığı, 2010-ÜDS Sonbahar sınavından aldığı puanla Üroloji Bölümü alanından 19 Kasım 2011'de doçentlik başvurusunda bulunduğu ve 11 Aralık 2012 tarihinde doçentlik unvanı aldığı belirtildi.
Sanık M.A.'nın 2014'te Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde vekaleten eğitim görevlisi olarak çalışmaya başladığı, hastane binasının yenileme sürecinde Gaziosmanpaşa'ya taşınan hastanede görevine devam ettiği, doçent unvanı almış olması nedeniyle vekaleten eğitim görevlisi olarak görevlendirildiği, hastanenin yenilenme sürecinin tamamlanmasının ardından ücretsiz izne ayrıldığı 15 Eylül 2020 tarihine kadar da çalışmaya devam ettiği belirlendi. Sanık doktor M.A.'nın yabancı dil sınavından aldığı yüksek puanla hak kazandığı doçent unvanıyla görev yaptığı süreçte "maaş, döner sermaye ödemesi ve fazla mesai ücreti alıp haksız kazanç elde ettiği ve kamu zararına sebebiyet verdiği" ileri sürüldü. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden gelen yazıda, sanık doktorun döner sermaye ek ödemesinde toplamda 176 bin 494 TL fazla ödeme aldığının tespit edildiği belirtildi.
YETKİSİZLİKLE İSTANBUL'A GÖNDERİLDİ
Bu yazı üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca uzman doktor M.A. ve yerine sınava girdiği tespit edilen M.A.B. hakkında başvuru evrakına M.A.'nın fotoğrafı yerine diğer sanık M.A.B.'nin fotoğrafının eklenerek "Resmi belgede sahtecilik" ve aldığı puanla hak kazandığı doçent unvanıyla da haksız kazanç elde etmesi nedeniyle "Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçundan dava açıldı. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Temmuz 2021 tarihinde yetkisizlik kararı vererek dosyayı İstanbul'a gönderdi.
ÖSYM VE SAĞLIK BAKANLIĞI AVUKATLARI DA ŞİKAYETÇİ OLDU
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davaya, ÖSYM Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı avukatları da şikayetçi sıfatıyla katıldı. Sanık M.A. savunmasında, "Uzmanlık sınavlarının hepsine kendim girdim. M.A.B.'yi tanımıyorum. Bu iddiaları kabul etmiyorum. Bu şahsın fotoğrafını kullanmam mümkün değildir. Benim yerime girmesi de mümkün değildir. Hiçbir şekilde suçlamayı kabul etmiyorum. Suçsuzum" dedi. M.A. sınav belgesindeki fotoğraf gösterilmesi üzerine de "Evraktaki fotoğrafın bana ait olmadığı kesindir. Benim almış olduğum sınav sonuç belgesinde fotoğraf yoktu" dedi.
"SUÇ TARİHİNDE KİMLİĞİMİ KAYBETTİM"
Diğer sanık M.A.B. ise uzman doktoru tanımadığını belirterek "Bu şahıs ya da başka birinin yerine sınava girmedim. Gerekirse telefon kayıtlarım incelensin. İmza yazı örnekleri alınsın. 2010-2014 yılları arasında kimliğimi kaybettim. Ama tam olarak hangi tarihte kaybettiğimi bilmiyorum. Suç tarihlerinde ise öğrenciydim. Şu an inşaat mühendisiyim. Ancak herhangi bir yerde çalışmıyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim" diye konuştu.
"DOLANDIRICILIK" YÖNÜNDEN BERAAT ETTİLER
Mahkeme heyeti 3 Mart 2022'de açıkladığı kararın gerekçesinde, sanıklar hakkında iştirak halinde "Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçundan dava açılmışsa da sanık M.A.'nın sınavdan önce uzman tıp doktoru olarak çalıştığı, doçent olarak görevlendirildiği tarihten sonra da kendi uzmanlık alanında ve eğitim kadrosunda görev yaptığı, hizmeti karşılığında maaş, döner sermaye ve ek ödemeleri aldığı, aldığı ücret ve ödemelerin fiilen yaptığı işin karşılığı olduğu" vurgulandı. Diğer sanık M.A.B.'nin ise mühendis olduğu, sanıkların tanışık olduklarına dair dosyada delil bulunmadığı, doktor sanığın yaptığı iş ve kazançla ilgisinin bulunmadığı anlatıldı. Mahkeme her iki sanık hakkında "Nitelikli dolandırıcılık" suçu yönünden yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
SAHTECİLİK SUÇU YÖNÜNDEN DAVA DÜŞÜRÜLDÜ
"Resmi belgede sahtecilik" suçu yönünden ise suç tarihinin 26 Aralık 2010 olduğu, iddianame tarihinin 21 Haziran 2021 olduğu, TCK'nin 66/e. maddesi uyarınca zaman aşımı süresinin dolduğu, zamanaşımını kesen bir neden olmadığından davanın düşürülmesine karar verildi. Sağlık Bakanlığı avukatları karara karşı istinaf yoluna başvurdu.