21.01.2023 - 10:20 | Son Güncellenme:
İsveç ile Türkiye arasında terör örgütü PKK yandaşlarının eylemleriyle başlayan gerginlik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a benzetilen bir kuklayı, binanın önündeki direğe asmasıyla devam etmişti. Son olarak İsveç polisinin, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği yakınlarında Kur'an-ı Kerim yakma eylemine izin verme kararı iki ülke arasındaki gerginliği en üst seviyeye yükseltti. Polisin skandal kararına Türkiye'den tepki yağdı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Bu konuda derhal gerekli tedbirleri almalarını bekliyoruz. Bu sadece Türkiye için değil bütün İslam dünyası için provokatif eylemdir. Bu eylemcilerle suç ortaklığı içerisinde olduğunu gösterecektir." açıklamasını yaptı.
"AŞAĞILIK,IRKÇI,VE NEFRET SUÇU İÇEREN BİR EYLEM"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "İsveç’te bu meczup daha önce de dinimiz İslam’a ve kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim'e hakaret etmiştir. Bu tür eylemlerde bulunmuştur. Bu ırkçı aynı zamanda nefret suçu kapsayan bir eylemdir. Biz bu haberi alınca gerekli girişimlerde bulunduk. İsveç’in Ankara Büyükelçisi'ni dün Bakanlığımıza çağırdık ve gerekli uyarıyı yaptık. Stockholm’deki Büyükelçimiz, İsveç Dışişleri Bakanı ile doğrudan görüştü. Bu konudaki düşüncelerimizi aktardı. Buna kimse fikir ve düşünce özgürlüğü diyemez. Bugün başka bir dinin kitabın yakılmasına izin vermiyorlar. Ama Kur’an-ı Kerim söz konusu olunca, İslam düşmanlığı söz konusu olunca hemen ifade ve düşünce özgürlüğü diyorlar. Nefret suçu, ırkçılık düşünce özgürlüğü değildir. İsveç yasalarına göre değildir, Avrupa Konseyi kararlarına göre değildir, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre nefret suçu, ırkçılık, düşünce ve ifade özgürlüğü değildir. Böylesine bir izin bu kişiye verildi tüm uyarılarımıza rağmen. Bugün Türkiye saatiyle 16.00-17.00 civarında böyle aşağılık bir eylemin olacağını düşünüyoruz, öyle söylediler. Umarım o saate kadar İsveç makamları gerekli tedbirleri alır ve buna fırsat vermezler. Çünkü bu tüm dünyada infiale sebep olacak aşağılık, ırkçı ve nefret suçu içeren bir eylem olur" ifadelerini kullandı.
ZİYARET İPTAL
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İsveç’in terör örgütü PKK/YPG yandaşlarının eylemleri ile Kur’an-ı Kerim’e yönelik provokasyona karşı tedbir almamasını eleştirerek "Geldiğimiz bu noktada İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson’un Türkiye’ye 27 Ocak’ta yapacağı ziyaretin önemi de anlamı da kalmadı. Bu nedenle ziyareti iptal ettik." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın yaptığı açıklamada yaşananları lanetleyerek, "Stockholm’de Kur’an-ı Kerim’in yakılması açık bir nefret ve insanlık suçudur. Bunu şiddetle lanetliyoruz. Tüm uyarılarımıza rağmen bu eyleme izin verilmesi,nefret suçlarının ve İslam düşmanlığının teşvik edilmesidir. Kutsal değerlere saldırı özgürlük değil modern barbarlıktır." dedi.
BAKAN BOZDAĞ: HAKARETE, SAYGISIZLIĞA BAHANE DE KILIF DA YAPILAMAZ
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İsveç’teki nefret eylemleri hakkında Twitter’dan yaptığı açıklamada, "İsveç polisi tarafından Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in yakılması eylemine izin verilmesi bir akıl tutulmasıdır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça bir eyleme izin veren İsveç Hükümeti'ni ve polisini kınıyorum. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça eylem nefret suçudur. Düşünce özgürlüğü, milyarlarca Müslümanın kutsal kitabına hakarete, saygısızlığa bahane de kılıf da yapılamaz.
Kur’an’a yapılan alçakça saldırı, düşüncesizliğin ve Avrupa Orta Çağ ilkelliğinin göstergesidir. İsveç Hükümeti'ni, Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’e saldırıyı marifet zanneden günümüz Ebu Cehilleri'ne karşı yasal tedbirler almaya ve gereğini yapmaya davet ediyorum. Kur’an, Allah’ın kelamıdır. Kur’an’a düşman nice Ebu Cehil geldi geçti, kıyamete kadar da nicesi gelip geçecek. Hiçbir Ebu Cehil Kur’an’ı aciz bırakamadı, ama Kur’an her Ebu Cehil’i aciz bıraktı. Günümüz Ebu Cehilleri de Kur’an karşısında alçaldıkça alçalacak ve aciz kalacak" ifadelerini kullandı.
BAKAN NEBATİ'DEN İSVEÇ MAKAMLARINA ÇAĞRI
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik bu alçak provokasyonu lanetliyorum. İslam’a, Müslümanlara, Türkiye’ye yönelik bu eylemlere izin veren İsveç makamları hatalarından bir an evvel dönmelidir." dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise açıklamasında şu ifadeleri kullandı; İsveç’in başkenti Stockholm’de Cumhurbaşkanımızı hedef alan alçak teşebbüsten kısa bir süre sonra bu defa da Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik aşağılık bir tertip, zalim bir eylem Türk-İslam aleminde infiale neden olmuş, hitamında sabır taşını çatlatmıştır.
İsveç yönetiminin, Danimarkalı soysuz bir siyasetçinin Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakmasına izin vermesi yalnızca skandal değil, bunun da ötesinde barbarlığın ve vandallığın aleni gösterimi ve somut örneğidir.
Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına izin vermek, en az yakmak kadar iğrenç ve ilkel bir rezalettir. Milliyetçi Hareket Partisi kutsallarımıza el uzatan, periyodik saldırı düzenleyen, Türk ve İslam düşmanlığında sınır tanımayan İsveç hükümetini ve provokatörleri lanetlemektedir.
İsveç, bu yanlıştan dönmek, Türk ve İslam toplumlarından özür dilemek mecburiyetindedir. Milli ve manevi değerlerimize husumet besleyen bir ülke ya da ülkelerle NATO ittifak hukukunu paylaşmak şöyle dursun, siyasi ve diplomatik ilişki kurmak bile abestir, sakıncalıdır.
Müstevli cephesinin zillet ittifakını cesaretlendirmek ve arkasında durduğunu göstermek adına siyasi operasyonlarına hız vermesine, varoluşumuza suikast düzenlemesine Müslüman Türk milleti tahammül etmeyecek, algı oyunlarına kanmayacaktır.
Her siyasi parti tarih ve millet huzurunda tarafını netleştirmek, nerede durduğunu belirlemek, Türkiye’nin yanında olup olmadığını açıklığa kavuşturmak, milli ve manevi emanetlerimize yapılan saldırılara karşı tercihini ve tutumunu ortaya koymak durumundadır.
AK PARTİ'Lİ DAĞ: KABUL EDİLEMEZ, LANETLİYORUZ
CNN Türk canlı yayınına bağlanan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ yaşananların kabul edilemez olduğunu belirterek şunları söyledi;
Öncelikle büyükelçilik önünde ya da başka alanda bile olsa Kur'anı Kerim'in yakılması hali kabul edilemez. Bunu açık bir şekilde lanetliyoruz. Dışişleri Bakanı açıklaması düşünce özgürlüğü değildir. Nefret suçunu himaye etmektir. İsveç buna 'özgürlük' derken aslında çok net bir şekilde faşizmi teşvik etmektedir. Avrupa'yı, Btyı'yı uzun zamandır takip ediyoruz. İslam düşmanlığı, müslümanlara karşı düşmanlık açıkçası daha çok görülmeye balandı. Arkasında faşizan bir düşünce olduğu gözükmektedir. Yapılan her saygısızlık net bir şekilde insanlık suçudur.
Bundan önce de İsveç'te benzer hadiseler söz konusu olmuştu. Bizim tavrımız çok net ortaya konulmuştu. Bu süreç özellikle İsveç'in NATO'ya üyelik süreci söz konusu. Gerekli adımlar elbette atılacaktır. Milli Savunma Bakanı'nın ziyaretinin iptal edilmesi, Meclis Başkanı'nın ziyaretinin iptal edilmesi... Bundan sonra atacağımız adımlarda bize gereken yolu vermektedir.
Bu eylemler yaiandığında net bir şekilde tepki koyan Türkiye varken ısrarlı bir şekilde Kur'an-ı Kerim yapılan husus zaten Türkiye'nin değil sadece tüm İslam alemini tahrik edecek, oralarda da karşı çıkabilecek bir eylem yapmak ve PKK'nın orada olduğunu göstermek 'akıl tutulması'ndan başka bir şey değil. İsveç'in için demek ki NATO üyeliğini istemeyen ciddi bir kesim var. Duruşumuz çok açık, nettir.
ABDULLAH EREN: AKIL TUTULMASI
CNN Türk'te Hakan Çelik'e konuk olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren de şu açıklamaları yaptı;
Zaman zaman avrupa'nın farklı ülkelerinde maalesef aşırı sağın da yükselmesiyle bu tür provokatif eylemler yapılmak isteniyor. Ya sosyal gruplar tarafından ya marjinal siyasi partiler tarafından. Geçtiğimiz dönem Avrupa'nın bazı ülkelerinde buna izin verilirken Ekim ayında Hollanda'da buna yakın bir gösteri yapılmak istenmişti. O zaman Hollanda polisi buna mani olmuştu. İsveç'teki olay maalesef tam bir 'akıl tutulması.' Bir de İsveç'in NATO ile alakalı böyle bir süreci var. PKK hususunda yine sayın Cumhurbaşkanımızla alakalı en son yapılan gösteriye hassasiyet oluşmuşken üstüne buna izin verilmesi tabi ciddi bir 'akıl tutulması.'