20.01.2023 - 20:50 | Son Güncellenme:
İsveç’in, İslam karşıtı gösterici Rasmus Paludan’ın Türkiye’nin Stokholm Büyükelçiliği yakınında bugün ‘Kur’an-ı Kerim yakma’ eylemine izin vermesine Ankara sert tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan İsveç’in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström’e açıkça nefret suçu niteliğindeki provokatif eylemin en güçlü şekilde kınandığı, İsveç’in bu tutumunun kabul edilemez olduğu, eyleme müsaade edilmemesi beklentisi iletilirken, kutsal değerlere hakaretin “demokratik haklar” kisvesi altında savunulamayacağı vurgulandı.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre; ayrıca büyükelçiye bugün, PKK iltisaklı çevrelerin Stokholm merkezinde bir gösteri yapacaklarını duyurdukları; terör örgütleri ve yandaşlarının propaganda faaliyetlerine izin verilmesinin Üçlü Ahitname’nin açık ihlali olduğu da belirtildi.
"NEFRET SUÇUNA İSVEÇ YÖNETİMİNİN SUÇ ORTAKLIĞI ANLAMINA GELMEKTEDİR"
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop İsveç'teki nefret eylemleri hakkında Twitter'dan yaptığı açıklamada, “İsveç bütün uyarılara rağmen Türkiye’ye yönelik provokatif terör eylemlerine izin vermeye devam ediyor. Stockholm Büyükelçiliğimiz önünde Kur'an-ı Kerim’e yönelik alçakça bir 'eylem’e izin verilmesi nefret suçuna İsveç yönetiminin suç ortaklığı anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Adalet Bakanı Bozdağ, İsveç’teki nefret eylemleri hakkında Twitter’dan yaptığı açıklamada, "İsveç polisi tarafından Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in yakılması eylemine izin verilmesi bir akıl tutulmasıdır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça bir eyleme izin veren İsveç Hükümeti'ni ve polisini kınıyorum. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça eylem nefret suçudur. Düşünce özgürlüğü, milyarlarca Müslümanın kutsal kitabına hakarete, saygısızlığa bahane de kılıf da yapılamaz. Kur’an’a yapılan alçakça saldırı, düşüncesizliğin ve Avrupa Orta Çağ ilkelliğinin göstergesidir. İsveç Hükümeti'ni, Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’e saldırıyı marifet zanneden günümüz Ebu Cehilleri'ne karşı yasal tedbirler almaya ve gereğini yapmaya davet ediyorum. Kur’an, Allah’ın kelamıdır. Kur’an’a düşman nice Ebu Cehil geldi geçti, kıyamete kadar da nicesi gelip geçecek. Hiçbir Ebu Cehil Kur’an’ı aciz bırakamadı, ama Kur’an her Ebu Cehil’i aciz bıraktı. Günümüz Ebu Cehilleri de Kur’an karşısında alçaldıkça alçalacak ve aciz kalacak" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Stockholm’de Kur’an-ı Kerim’in yakılması açık bir nefret ve insanlık suçudur. Bunu şiddetle lanetliyoruz. Tüm uyarılarımıza rağmen bu eyleme izin verilmesi,nefret suçlarının ve İslam düşmanlığının teşvik edilmesidir. Kutsal değerlere saldırı özgürlük değil modern barbarlıktır." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmayı hedefleyen bir eyleme izin verilmesini lanetliyoruz. İsveç makamlarının bu yaptığı nefret suçlarını himaye etmektir. İsveç makamları böyle lanetli eylemlere izin vererek faşizmi teşvik ediyorlar. Kur'an-ı Kerim’e dönük her saygısızlık insanlık suçudur. Bu eylemlere karşı en güçlü mücadeleyi vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın" tepkisinde bulundu.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, aşırı sağcı bir göstericinin Türkiye’nin İsveç’teki büyükelçilik binası önünde protesto gösterisi düzenlenmesi talebine İsveç polisi tarafından izin verilmesine sert tepki gösterdi.
İsveç makamlarının sergilediği tutum ile İslam’a, Müslümanlara ve Türkiye’ye karşı işlenen nefret suçuna ortak olduğunu ve toplumsal barışı hedef aldığını belirten Başkan Erbaş, bu kirli zihinlere karşı mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti.
Başkan Erbaş, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde insanları cehaletten aydınlığa çıkarılması için gönderilen yüce Kitabımız Kur’an-ı
Kerim’i yakmayı hedefleyen bir eyleme İsveç makamlarınca izin verilmesini lanetliyor, şiddetle kınıyorum. İsveç makamları sergilediği tutum ile İslam’a, Müslümanlara ve Türkiye’ye karşı işlenen nefret suçuna ortak olmuş ve toplumsal barışı hedef almıştır. Bu kirli zihinlere karşı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz”
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da "Türkiye'nin İsveç Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasına izin vermek tek kelimeyle alçaklıktır! Söz konusu İslam düşmanı, ırkçı, faşist siyasetçiye böylesi bir eylem için onay verenler ateşle oynuyor." ifadeleriyle tepki gösterdi.
"KENDİ YANGININA BENZİN DÖKEN BİR İSVEÇ VAR"
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Eray Güçlüer ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, CNN Türk canlı yayınında İsveç'in skandal izin kararını değerlendirdi.
COŞKUN BAŞBUĞ: Geçtiğimiz günlerde diplomatik temaslar kuruldu. Çavuşoğlu'nun da görüşleri alındı. Kritik birkaç husussa vurgu yaptı. 'İsveç'te yeni bir sayfa açılabilir mi zorluyoruz?' dedi. Kafa değişmediği sürece mesafe kat etmeniz mümkün değil. Aynı İsveç NATO'ya girme vaadiyle Türkiye'nin kapısını çaldı. Her şey Türkiye'nin elinde. Bir mutabakat oluştu ve İsveç'in yapması gerekenler var. Şu ana kadar kafa değişmediği için arpa boyu yol kat etmedik. NATO'ya girmek isteyen bir ülke nasıl oluyor da böyle eylemlere izin veriyor. İsveç'te üyelik gündeme geldiğinde ciddi bir oran karşı çıktı. Burada net ABD'nin bir oyunu var. Ukrayna-Rusya tuzağı kurulmadan NATO bitmişti. Birçok devlet neden burada olalım fikirleri oluşmaya başladı. Bu tuzak işledi. ABD beklediğinden fazlasını elde etti. Daha da nasıl genişler bunlar tartışılmaya başlandı. İsveç'in aklı selim sakinleri görüyor, 2. tuzak var ve İsveç kullanılıyor. İsveç'in bana göre, Haber kanalları tepkileri sansürledi. Sorgulayan bir kitle var. NATO'ya girmeye çalışan ve ABD tarafında olan bir yapı var. Paralel yapı her devlet için geçerli. Rusya'da da aynı tehdit var. Geçtiğimiz günlerde yaşanan alçak saldırıya karşı İsveç Dışişleri Bakanı kabul edilemez bir davranış diye vurguladılar. Biz karşılığı olmayan cümleler dedik. Asla ifade özgürlüğüne girmez. Değerler devletler tarafından korunmak zorundadır. İslam dünyasında bunları savunan tek ülke Türkiye kaldı. Türkiye'nin doğrudan refleks göstereceği için bu Eylem planlanmış. Kendi yangınına benzin döken bir İsveç var.
ERAY GÜÇLÜER: Bu skandallar devam edecek gibi görünüyor. Finlandiya ve İsveç arasında görüş farkı var. Finlandiya, Türkiye'nin söylemlerine daha yakın. İsveç Dışişleri Bakanı'nın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama, 'Bu iğrenç bir açıklama' şeklindeydi, şimdi aynı bakan tarafından düşünce özgürlüğü şeklinde tanımlanıyor. Ukrayna-Rusya gerilimini yakından takip ediyoruz. Cepheye askeri yığınaklanma yapıyorlar. Bahar itibariyle şiddetlenecek. Böyle kriz ortamında İsveç'in bunu yapması kendi çıkarına değil. Nedenini sorgulamak lazım. İsveç aslında 20 şehirden oluşuyor. 10 milyon nüfuslu. 290 belediyeden meydana geliyor. Terör, özellikle PKK/PYD İsveç'in kılcal damarlarına kadar sızmış. Devletin reaksiyon gösterebilme kapasitesi sıfırlanmış durumda. Çeşitli bahaneler kılıfı altında Türkiye'yi rahatsız edecek davranışlarına devam edeceklerini görüyoruz. Sözde gösteri yapmayı düşünen kişinin de bir açıklaması var. 'Ben İsveç'in NATO'ya girmesine karşıyım' diyor. İsveç buna izin veriyorsa, İsveç NATO'ya karşı. Hiç Türkiye'yi oyalamasın ABD ile konuşsun hesabını görsün. Türkiye'nin arka plandaki aparatların niyetinin ne olduğu konusunu açığa kavuşturmamız gerekiyor. İsveç'in izin verdiği gruplar açıkça beyan ediyorlar. İsveç'in NATO'ya girmesini istemeyen Türkiye değil. Terör örgütlerinin ve ABD'nin terör aparatlarıyla hesaplaşmaya gitmesi gerektiğini düşünüyorum.