İmam hatiplilere söylediği sözler nedeniyle hakkında, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Gülşen 21 Ekim Cuma günü ilk kez hakim karşısına çıkmıştı. Duruşmada hakkındaki suçlamaya karşı savunma yapan Gülşen, 5 yaşındaki oğlunun İspanya’da okuduğunu söylemişti.
Oğlunun düzenini bozmamak için kendisinin yanına gitmesi gerektiğini söyleyen Gülşen, hakkındaki yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep etmişti. Ancak mahkeme duruşma sonunda yaptığı değerlendirmede, Gülşen hakkındaki her hafta evine en yakın karakola imza atma adli kontrolünü kaldırırken, yurtdışı çıkış yasağının devamına karar vermişti.
250 BİN GÜVENCE MİKTARI
Duruşma sonrası Gülşen’in avukatları verilen karara itiraz ederek yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.
Dilekçede, "Yurt dışına çıkamam suretiyle uygulanan adli kontrol tedbiri isnat edilen suç ve alınması muhtemel ceza bakımından ölçülülük ilkesi ile bağdaşmamıştır. Ayrıca adli kontrol tedbirinin, seyahat hürriyetini bağlamanın yanı sıra annelik sorumluluklarını da ifa etmesini engellemektedir. Oğlu 3 yıldır İspanya'da eğitimine devam etmektedir. Yurt dışı yasağı nedeniyle küçük Azur annesinden, müvekkil de oğlundan hukuksuz şekilde mahrum bırakılmaktadır. Müvekkil evladına ne diyeceğini bilemez durumdadır" denildi.
MAHKEME KARARINI VERDİ
Yapılan itirazı değerlendiren üst mahkeme yurtdışı çıkış yasağının da kaldırılmasına karar verdi. Ancak mahkeme Gülşen’e 2 hafta süre vererek 250 bin lira güvence miktarını yatırdıktan sonra makbuzu mahkeme iletmesini istedi. Mahkeme makbuzun mahkemeye ulaştıktan sonra yasağın kaldırılmasına hükmetti. Öğrenilen bilgiye göre Gülşen’in avukatları kararın hemen ardından güvence miktarını yatırmaya gitti.
"BÜTÜN KONU SAHNE İÇİNDE BİR ARKADAŞIMLA ŞAKALAŞMADAN İBARETTİR"
30 Nisan 2022'de verdiği bir konserde İmam Hatip Liselilere yönelik sözleri nedeniyle hakkında "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan dava açılan Gülşen Çolakoğlu, 21 Ekim'de hakim karşısına çıkmıştı.
Savunma yapan Gülşen şunları söylemişti: "Bu konuda daha önce de ifadeler verdim. Tekrar ederim suçsuzum. Yargılama sonunda beraat edeceğime inanıyorum. Bütün konu sahne içinde bir arkadaşımla şakalaşmadan ibarettir. Sahnedeyken dinleyicilerin arasına katılmak istedim. Kalabalıkta bu mümkün olmadığından sahnedeki arkadaşlarımdan birini beni seyircilerin arasına taşımasını istedim. Bir arkadaşım şaka olarak seni imam taşısın dedi. İmam da aramızda bu lakapla anılan Miraç Çelenktir. Bu lakabın özel bir anlamı yok. Sahne şovlarında sıklıkla şakalaştığımız bir arkadaşımızdır. Sahne heyecanının getirmiş olduğu refleksle, sahne üzerindeki iki kişi arasındaki diyalogtur. Hatta diyalog kendisi diye bitmektedir. Bunu söylerken ne üçüncü bir şahıs ne bir sosyal sınıf ve kesimi hedefledim. Tekrarlamadım altını çizmedim alkışlatmadım sonra tanıtım amacıyla kullanmadım dolayısıyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik tavrı sergilemedim. Niyetim asla bu olamaz, üzerime atılı suçu işlemedim.
"DEĞERLERİNİ İNCİTMİŞ OLABİLECEĞİM HERKESTEN ÖZÜR DE DİLEDİM"
Gülşen savunmasının devamında "İki kişi arasında geçen bu diyalog nedense hedefe oturtuldu. Değerlerini incitmiş olabileceğim herkesten özür de diledim. Mesleki kimliğim ve duruşumun bir bedeli olarak mağdurum. Kadınlığım, bedenim, eşliğim anneliğim üzerinden defalarca sözel olarak linç ve istismara uğradım hatta hedef gösterildim. Ama yine de duygu ve düşüncemi yeri geldiğinde ifade eden biriyim. Sahnedeki şaka, toplumsal duyarlılığımım bir uzantısı tezahürü değildi. Sadece iki kişi arasındaki şakaydı. Açıklama demeç bildirme anacı yoktu. Ama nedense öyleymiş gibi bir yere çekildi. Ayrıca zamanlaması ve yayılması bana göre manidar ve manipülatiftir. Konser 30 nisan videonun yayılma tarihi ise 24 Ağustos’tur. Arada 4 ay vardır.
"MANEVİ OLARAK ÇOK ORANTISIZ BEDELLERE MARUZ KALDIM"
Videonun 4 ay sonra ortaya çıkarılması yayılması ertesi gün linç kampanyası başlatılması ve cezaevine girmem bir gün sürdü. Ben bütün bunları hayatta Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması olarak görüyorum. Manevi olarak çok orantısız bedellere maruz kaldım. 5 gün Bakırköy cezaevi 15 gün evde olmak üzere 20 gün hapis cezası aldım. En kötüsü oğlum İspanyadadır. 5 yaşındaki çocuğumdan uzak kaldım. Eşimin işleri nedeniyle ben ondan, o benden mahrumdur. 50 kadar konser iptal oldu. Bunların tazminleri gerekiyordu ve ödendi. Sahnede ve arkasında kalan arkadaşlarımın da mağduriyetlerini karşıladım. Yurt dışı yasağı nedeniyle oradaki konserlerime gidemiyorum. Yeni konserler planlayamıyorum. Bu mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Bunu ailem, iş arkadaşlarım için de istiyorum.