Göl havzasında yüzde 100 kentleşme
09.08.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:
İstanbul’un su ihtiyacının yıllık yüzde 17’sini karşılayan Büyükçekmece Gölü Havzası’nda zamanla yaşanan değişim akademik çalışmaya yansıdı.
MERT İNAN İstanbul - Havzanın mera ve doğal alanları 28 yılda neredeyse yarı yarıya azaldı. Kentsel alanlarda ise yüzde 102 oranında bir artış tespit edildi.
YÜZDE 8.7 ARTIŞ
İstanbul’daki genel yapılaşma sorununa ışık tutacak veriler barındıran araştırma İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Mühendisliği Bölümü’nden Betül Uygur Erdoğan tarafından hazırlandı. Büyükçekmece Gölü Havzası’nın 1990’da yüzde 67.9’unun tarım alanı, yüzde 14.2’sinin orman alanı, yüzde 9.6’sının mera ve yarı doğal alanlar ile yüzde 4.3’lük kısmının ise kentsel alanlardan oluştuğu belirlendi.
28 yıl sonraki verilere bakıldığında ise kentsel alanlardaki artış yüzde 8.7 olarak anlaşıldı.
Araştırma ile Büyükçekmece Gölü Havzası’ndaki arazi kullanımında 28 yıl içerisinde tarım alanlarında yüzde 5; mera ve yarı doğal alanlarda yüzde 43 oranında azalma tespit edilirken, orman alanlarında yüzde 19; kentsel alanlarda ise yüzde 102 oranında bir artış belirlendi. Havza genelinde görülen bu değişimlerin bir kısmı İSKİ İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği’ne göre belirlenmiş koruma kuşaklarında gerçekleştiğinin altı çizilirken, “Meralar ve yarı doğal alanların da tarım alanlarına benzer şekilde azaldığı tespit edilmiştir. Ayrıca tarım alanlarının, meralar ve yarı doğal alanların azaldığı 3 koruma kuşağında kentsel alanların sadece mutlak koruma kuşağında azalırken kısa ve orta mesafeli koruma kuşaklarında artış yaşanmıştır” dendi.
İLÇELER ARASINDA...
Araştırmaya ilişkin orta koruma kuşağındaki kentsel yoğunlaşmaya dikkat çekilerek şu tespit yapıldı: “Büyükçekmece Gölü Havzası’nın doğusunda Beylikdüzü ve Esenyurt, batısında Silivri, kuzeyinde Çatalca ve güneyinde Marmara Denizi bulunmaktadır. Havza içerisinde İstanbul’un yüksek nüfus yoğunluğuna sahip Büyükçekmece, Çatalca, Arnavutköy ve Silivri ilçelerinin toprakları yer almaktadır. Büyükçekmece Gölü daha önceleri bir lagün iken İstanbul’un artan nüfusunun su talebini karşılayabilmek amacı ile gölün Marmara Denizi ile bağlantısı İSKİ’nin yaptığı toprak dolgu ile kesilerek 1988 yılında baraj haline getirilmiştir.”
