26.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:
Mine Özdemir Güneli
Sağlık bilimlerinde iddialı
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak:
Üniversitemizin araştırma öncelikli alanlarını stratejik planımız çerçevesinde belirleyerek bu öncelikli alanları desteklemek üzere birçok çalışma yaptık. Bu çalışmalar;
- Tıbbi araştırmalar kapsamında Hulusi Behçet Yaşam Bilimleri Araştırma Merkezi’ne destek veren projeler ile sağlık bilimleri ve klinik bazlı araştırma projelerine, genetik-biyoloji, ilaç, nörobilim, biyoinformatik alanlarındaki projelere öncelik tanınması.
- Ulaştırma teknolojileri kapsamında demir, kara, hava ve deniz yolları alanlarındaki projelere öncelik tanınması.
- Alternatif enerji kaynakları kapsamında güneş enerjisi, hidrojen enerjisi, yakıt hücreleri, rüzgâr enerjisi alanlarındaki projelere öncelik tanınması.
- Bilişim tabanlı yazılım geliştirme projeleri kapsamında üniversite, hastane ve öğrenci otomasyonları, Kurumsal Kaynak Planlaması projeleri, Bilişim Teknolojileri temelli eğitim teknolojileri ve uzaktan eğitim projeleri alanlarındaki projelere öncelik tanınması.
- Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında elektronik ve haberleşme, nanoteknolojiler, otomotiv teknolojileri, kimya sektörü, makine, inşaat, ilaç, gıda ve hayvancılık alanlarındaki yenilikçi projelerle yönetim etkinliğini ve verimliliğini artıran projelere öncelik verilmesi.
- İstanbul Üniversitesi Teknokent iş birliğinde yürütülen projelere öncelik tanınması. Öne çıkan araştırma faaliyetlerimiz arasında;
- İÜ İlaç Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde ilaç araştırma, geliştirme çalışmaları içerisinde yer alan Biyoeşdeğerlik/Biyoyararlanım projelerinin klinik çalışmalarının yapılması; İlaç Sanayi Biyoeşdeğerlik çalışmaları kapsamında yapılan 2 proje için Etik Kurul ve Bakanlık onaylarının alınması,
- Edebiyat Fakültesi Sualtı Kültür Kalıntılarını Koruma Anabilim Dalı’nın yürüttüğü “Yenikapı Batıkları Projesi” ön sonuçlarının sunulduğu makalenin Honor Frost Vakfı/IJNA ödülünü almaya hak kazanması,
- Su Ürünleri Fakültesi’ne ait, Türk Mühendislik işçiliğiyle yapılan ilk bilimsel araştırma gemisi olan “R/V YUNUS-S Araştırma Gemisi”nin 1995’ten beri Marmara, Ege ve Akdeniz’de yaptığı seferlerde Su Ürünleri Fakültesi araştırmacılarının deniz biyolojisi, deniz ekolojisi, balıkçılık, avcılık teknolojisi gibi konularda, lisansüstü tez projelerinde, lisans öğrencilerinin ise deniz biyolojisi, deniz kirliliği, balıkçılık teknolojisi, planktonoloji, deniz omurgasızları gibi konularda bilimsel ve teknik gelişmelerinin sağlanmasında hizmet etmesi,
- Eczacılık Fakültesi’nde yer alan Herbaryum’da 100 bine yakın bitki örneğini elektronik ortamda tarama imkânı sunulması,
- Diş Hekimliği Fakültesi’nin, ülkemizde Diş Hekimliği Fakülteleri arasında, içinde temel bilimler bölümüne sahip tek fakülte olması.
Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan: Üzerinde çalışmalarını bitirdiğimiz ve bitirmek üzere olduğumuz bilimsel araştırma programları konu başlığında yürütülen 161 proje, DPT 1, 89 TÜBİTAK projesi, 4 AB Projeleri, 2 SAN-TEZ, 2 Kalkınma ajansı, 1 NATO, 15 ÖYP Programı projeleri var. Bunlar arasında Biyo-Ekonomi Kaynakları Mükemmeliyet Merkezi çalışmaları ile Tıbbi ve Aromatik Bitkiler pazarında ülkemizin yer alması için geliştirilen projeler, hastalıkları nefesten teşhis edecek, çevreye verilen katı sıvı ve gaz atıkların çevreye duyarlı sistemlerle dönüşümünün sağlanması, 3D yazıcılar deprem erken uyarı sistemleri, yapay zekâ çalışmaları, uzay ve havacılığa mikro malzemeler üretilmesi, deri çipi, test laboratuvarları projeleri, yakıt hücreleri, bataryalar, güneş hücrelerinin ticari panellere dönüşmesi gibi sağlıktan savunma sanayiye, gıdan tarıma kadar pek çok sektöre çözümler üreten projeler yer almakta.
GTÜ’nün özellikle savunma sanayi, siber güvenlik ve enerji konularında çalışması yönünde gelecek proje hedeflerimiz şimdiden şekillenmek üzere.
Üniversitemizin kültüründe araştırma altyapısının güçlü olması, akademisyenlerimizin yurt içi ve yurt dışı önemli bağlantılarının olması, kaynak potansiyelimizi güçlü kılıyor. Araştırma üniversitesi olunca da kaynakların daha etkin kullanımı vizyonuyla hareket ediyoruz. Bilim insanı olarak insanlığın yararına yapılacak her çalışmanın paha biçilemez olduğu düşünürsek, dünyadaki son sorun çözülene dek her türlü kaynağa her zaman önemli ölçüde ihtiyaç olacaktır.
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış: Üniversitemiz özellikle Tıp-Sağlık, Mühendislik ve Temel Bilimler alanında önemli bir araştırmacı potansiyeline ve ileri teknolojileri içeren araştırma altyapılarına sahip. Bu alanlardaki güçlü araştırma merkezlerimizde ülkemiz için de kritik öneme sahip konularda kapsamlı araştırma faaliyetleri yürütülmekte. Örneğin;
- 2010’da kurulan Genom ve Kök Hücre Merkezi yaşam bilimleri alanında 13 farklı bölümü barındıran Türkiye’nin en büyük araştırma merkezidir.
- Erciyes Üniversitesi Aşı Merkezi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı koruyucu aşının Faz I çalışmaları tamamlanan dünyadaki ilk merkezdir. Bu aşı tüm aşamalarıyla ülkemizde üretilen ilk milli aşı olma özelliği taşımakta.
- Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, İlaç Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezleri kapsamlı ve kritik araştırma faaliyetlerinin sürdürüldüğü önemli merkezlerimizden.
- Kurumsal süreçlerimizin iyileştirilmesi ve verimliliğin artırılması amacıyla yapısal dönüşüm çalışmalarına ağırlık verildi. Bu kapsamda Ar-Ge Yönetimi Yönergesi hazırlandı. Ar-Ge yönetiminin etkin bir şekilde uygulanması ve performansa dayalı uygulamaların hayata geçirilmesiyle 2019’dan itibaren üniversitemizin araştırma kapasitenin geliştirilmesi yönünde önemli bir ivme kazanılması beklenmekte.
- Üniversitemiz, Erciyes Teknopark’ın ana ortağı ve yöneticisi. Teknopark, gerek araştırmacılara ve gerekse sektöre yüksek katma değerli ürünler üretilebilmesi için önemli imkânlar sunmakta.
- Sonraki aşamalarda daha yüksek katma değer oluşturacak ileri teknoloji içeren, uygulamaya yönelik araştırma projelerine odaklanmayı amaçlamaktayız. Bu kapsamda özellikle aşı geliştirme, kök hücre uygulamaları, nanoteknoloji ve ilaç araştırmaları konusundaki araştırmaların artırılması öncelikli hedeflerimiz.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş:
- 2015’te TÜBİTAK hibe desteği alarak kurduğumuz “Teknoloji Transfer Ofisi (TTO)” ile kurullar ve birimler arasında eş güdüm sağlanmakta.
- Biri genel amaçlı ve biri “Tarım, Gıda ve Hayvancılık” tematik alanlı iki teknokentimizde akademisyenler ve öğrencilerin şirket kurması, girişimcilik faaliyetleri, lisanslama gibi konularda her türlü teşvik verilmekte. “Tarım, Hayvancılık ve Gıda Tematik Teknokent” yerleşkesi, “NovaSeq 6000 yeni nesil dizileme” altyapısına sahip ilk ulusal merkez. Merkezde gıda analizi, taklit analizi, GDO analizi, uluslararası ırk tescili ve model organizma analizleri yapılabilecek.
- Sağlık alanında yüksek teknoloji ürünler geliştirilmesi için çalışma yürütülmekte.
- 2015’te Kalite Koordinatörlüğü kurduk. 2016’da rektörlüğe bağlı birimler, ISO 9001 KYS belgesi aldı. Bugüne kadar Mühendislik, Fen, Eczacılık, TIP, İletişim gibi çok sayıda fakültemiz ulusal akreditasyon sürecinden geçti. Veteriner fakültesi gibi bazı birimlerimiz uluslararası akreditasyonu da aldı. Diğer hedefimiz akredite araştırma laboratuvarları oluşturmak. Kısa sürede Ziraat Fakültesi Toprak ve Gübre Analiz Laboratuvarı TS EN 17025 standartlarına uygun olarak denetimden geçti ve Ağustos 2018 de TÜRKAK tarafından akredite edildi.
- YÖK tarafından başlatılan 100/2000 doktora programına büyük önem vermekteyiz ve en çok bursiyer desteği alan 5 üniversiteden biriyiz.
- Güçlü olduğumuz alanlarda uluslararası düzeyde “Araştırmada Mükemmeliyet Merkezleri” kurmak istiyoruz. TÜBİTAK tarafından ilk kez çağrıya çıkılan TÜBİTAK 1004 “Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı”nın ilk fazını çok güçlü olduğumuz “Kök Hücre” alanında aldık. Bu merkezlerle uluslararası araştırma fonlarının daha çok ülkemize gireceğini ve geliştirilen teknolojilerle dışa bağımlılığın azalacağını değerlendiriyoruz. Tematik Tarım, Gıda ve Hayvancılık Teknokenti’nde hayata geçirilecek AB-IPA projesi AgregonomikHub-Hayvan ve Bitki Genomu Araştırma Merkezi kurulumu için AB’den 5 milyon euro’luk proje desteği sağlandı. Bu merkez, Orta Doğu ve Orta Avrupa’da tek merkez olma niteliğini taşıyacak.
- Ulusal ve uluslararası patent konusunda önemli başarılar elde ettik. Teknokentlerimizde akademisyen firma ve kuluçka sayıları önemli oranda arttı. TÜBİTAK tarafından 2018’de çağrıya çıkılan TÜBİTAK 1514 “Tech-Invest Girişim Sermayesi Destekleme Programı”na katıldığımız 2 konsorsiyum destek aldı.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan: Boğaziçi Üniversitesi yıllardır Türkiye’de en çok TÜBİTAK projesi desteklenen, en çok uluslararası araştırmada yer alan ve çok sayıda sanayi projesinde öğretim üyesinin yer aldığı üniversiteler arasındadır. Üniversitemizin bilimsel yayın etkisi uluslararası sıralamalarda ilk 50 içinde yer alabilmiştir. Araştırma üniversitesi olarak nitenlendirilmesinin önemli bir nedeni bilimsel alandaki bu başarılarıdır.
Üniversitemizin bilimsel araştırmaları özellikle doğa bilimleri, mühendislik, sosyal bilimler, yaşam bilimleri, eğitim ve finans alanlarında uluslararası güçlü etkisi olan ürünlerle sonuçlanmıştır. Bu sonuçlar kimi zaman günlük hayatımızı doğrudan etkileyen bir ilaç, bir aşı teknolojisi, bir cihaz veya alternatif enerji kaynağına yönelik bir uygulama olabilirken, kimi zaman etkisini dolaylı yoldan yaşadığımız veya gelecekte yaşayacağımız temel bir bilimsel çalışmanın bulguları, yayınları da olabilmektedir. Örneğin CERN’de yürütülen çalışmalar bu araştırmalarımız arasındadır.
Çalışmaların kaynağında en önemli faktör tabii ki insan. Boğaziçi Üniversitesi çok önemli iki tür insan kaynağını bünyesinde barındırabildiği için bu kadar başarılıdır. Bunlardan birisi dünya çapında başarılı öğretim üyesi kadrosu, diğeri dünyanın en iyilerinden olan öğrencileri. Farklı düşünebilen, fikir üretebilen bireylerin etkileşimi için ideal bir ortam sunan bilimsel iklimi Boğaziçi’nin kültürünün de temelidir. Bunlar olmadan en iyi binayı da yapsanız, en pahalı donanımı da sağlasanız başarıyı yakalamak veya bilimin öncüleri olmak mümkün değildir. Ancak güçlü maddi altyapı olmadan da güçlü insan kaynağını sürdürebilmek veya bu insan kaynağının tam kapasitesini ortaya çıkarabilmek mümkün değil maalesef.