04.11.2021 - 14:02 | Son Güncellenme:
AA
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesince görülen duruşmada, tutuklu sanık Karabeyeser ile bulunduğu cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kuruldu, avukatı duruşma salonunda hazır bulundu.
Tanık sıfatıyla dinlenen Mustafa Sarıçam, sanık Karabeyeser'i Kayseri ve Ankara'da hakim olarak görev yaptığı dönemden tanıdığını, Kayseri'de FETÖ mensuplarınca "sohbet" olarak adlandırılan toplantılara birlikte katıldıklarını anlattı.
Söz konusu sohbetlerin dini içerikli olduğunu, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in kitaplarının da okunduğunu aktaran Sarıçam, bazı toplantılarda kağıtlara yazılı şekilde gelen bilgilerin sohbette okunduktan sonra imha edildiğini bildirdi.
Sarıçam, kendisinin örgüt içerisinde görev almadığını, sanık Karabeyseser'in de almadığını bildiğini ifade etti. Tanığın dinlenilmesinin ardından konuşan Karabeyseser, söz konusu sohbetlerin örgütsel kapsamda olmadığını iddia etti.
Tanık eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ise sanığın, 2011'deki Yargıtay seçimleri öncesinde o dönem "paralel yapı" olarak bilinen FETÖ tarafından Yargıtaya üye seçilmesi için kulis yapılanlardan olduğunu belirtti. Erdem, FETÖ tarafından bazı dosyalarda manipülasyon yapıldığını, bu dosyalardan birinin de Karabeyseser'in kararında imzasının bulunduğu Hüseyin Kurtoğlu davası olduğunu söyledi.
Tanık eski Hakimler Savcılar ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ise sanık Karabeyseser'in dönem arkadaşı olduğunu, sanık hakkındaki FETÖ üyeliği suçlamasına ilişkin ise somut bilgisinin bulunmadığını dile getirdi.
Okur, Karabeyseser'i, 2011 Yargıtay seçimleri dönemindeki gelişmeler nedeniyle "cemaate yakın" olarak bildiğini belirtti. Diğer tanıkların da dinlenilmesinin ardından Karabeyeser, tanıkların aleyhe beyanlarını kabul etmediğini belirtti ve tahliye talebinde bulundu.
Verilen aranın ardından Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk, mahkeme heyetince sanık Karabeyseser'in tutukluluk halinin devamına hükmedildiğini ve davanın 22 Aralık'a bırakıldığını açıkladı.
HÜSEYİN KURTOĞLU DAVASI
Babası öldüğü için izin verilen Silivri Cezaevindeki bir tutukluya iznini kullandırmadıkları gerekçesiyle jandarma görevlileri hakkında 2011'de dava açılmıştı. Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada, o dönem kurmay albay olan Hüseyin Kurtoğlu ile görevi sırasında birlikte çalıştığı 5 personel, "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan mahkum edilmişti.
Temyiz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 14. Ceza Dairesi de bu kararı onamıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme istemi üzerine dosyayı yeniden görüşen ve farklı heyetle toplanan Yargıtay 14. Ceza Dairesi, bu kez kararı bozmuştu. Yargılama sürecinin ardından, kararın onanması yönünde alınan kararda imzası bulunan Yargıtay 14. Ceza Dairesinin üyeleri Necati Meran, Kenan Karabeyeser, Mehmet Ali Demirezici ve Esabil Saylak hakkında suç duyurusunda bulunulmuş, üyelerle ilgili iddialar, Yargıtay Başkanlık Kurulunda incelemeye alınmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca eski yüksek yargı mensupları hakkında hazırlanan fezlekelerde, FETÖ'nün kumpas davalarından sayılan Hüseyin Kurtoğlu davasında, örgüt mensuplarının, Kurtoğlu'nun terfisine engel olarak örgüt mensubu eski tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun generalliğe terfi etmesi için suç uydurup, Kurtoğlu hakkında mahkumiyet kararı verilmesini sağladıkları tespiti yapılmıştı.
Darbe girişiminin ardından hazırlanan iddianamelerde de Kurtoğlu yerine Celepoğlu'nun generalliğe terfi ettirilerek, Adana Jandarma Bölge Komutanlığına atandığı, bu kişinin de Türkiye'yi zor durumda bırakmayı amaçlayan MİT tırlarının durdurulması olayının asli faillerinden olduğu belirtilmişti.
Karabeyeser, FETÖ üyeliğinden hapis cezalarına çarptırılan Demirezici, Saylak ve Meran ile Hüseyin Kurtoğlu davasında onadıkları karar nedeniyle "görevi kötüye kullanma" suçundan Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde de yargılanıyor.