23.04.2018 - 21:58 | Son Güncellenme:
Sebep 1
Erkek olarak hitap ettiğimiz canlı fizyolojik olarak aşırı sorumluluğa gelemeyen bir canlıdır. Ama bunun suçunu doğrudan karşımızdaki erkeğe atmak yanlış olabilir. Malum hepimizde taş devrinden kalma kodlanmış genler vardır. Erkeklerdeki bu bağlılık korkusu ta o zamanlardan gelen kodlanmış genlerden kaynaklı olduğu İtalyan araştırmacılar tarafından söyleniyor.
Bilinçaltının derinliklerinden gelen bu korkuyu anlayamayan “erkek” kendisini hiçbir bilgisi olmadığı “Aşkım gelinlik Fransız tarzı mı olsun yoksa sade mi olsun?” sorusunun karşısında bulur.
Bu soruyla başlayan soru yığınları erkeklere fazla gelmeye başlar. Beyin bu durumu stres unsuru olarak kodlamaya başlar.
Stres
Erkeklerde görülen stres düğün arifesinde başlayıp evliliğin ortalarına kadar sürer, bu süre zarfından sonra da rutinleşerek hayatlarının bir parçası hâline gelir. İşte erkeğin asıl değişimlerinin altında bu stresin yattığı söylenir.
Beyin, evliliğin getirdiği bütün o sorumlulukları bir problem olarak algılar ama aynı zamanda işin içinde sevdiği kadın olduğu içinde bu durumu reddeder. Bu, beyinde yaşanan ufak çaplı bir kaostan başka bir şey değildir.
Bu durum aslında hem kadında hem de erkekte görülür ancak kadın beyni kriz yönetimi konusunda daha donanımlı olduğu için kadınlar bu durumu erkekler kadar çok hissetmezler.
Yoksa aşk bitti mi
Her daim hayranlıkla baktığı, kokusuna aşık olduğu kadın bir anda çamaşır suyu kokmaya başlar. Elbette burada kadının bir suçu yoktur ama erkeğin de bir suçu yoktur. İtalyan araştırmacılar suçu alışılmış şeylere ve kodlanmış genlere atıyor.
Aslında “aşk” adı verilen duygunun vücut üzerindeki etkisi en fazla 3 ila 4 aydır. Asıl olan duygu sevgidir. Çünkü aşk, hormonların salgılanması sonucu oluşan kimyasal bir tepkimedir. Sevgi, içinde nedenler ve düşünceler barındıran bir çeşit duygu birikimidir. İinsan beynindeki süresi de kesinlikle aşktan daha uzundur.
“Ama sizinkiler böyle bizimkiler şöyle…” karşılaştırmaları
Evlilik danışmanlarına göre çiftler arasında yapılan en büyük hata bu. Bir erkek yaptığı hareketlerin kötü olduğunu düşünse dahi karşı taraf onu bir karşılaştırmanın içine sokarsa, beyin kendisini savunmaya geçecektir. Bunun anlayışsızlıkla bir alakası yoktur.