Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde bir olay meydana geldi. 28 yaşındaki genç mimar Lütfü Seray kendi beslediği köpeği tarafından ısırıldı. Vücuduna aldığı ısırık sonucu hayatını kaybeden Seray'ın ölmeden önce tüm aşılarını olduğu biliniyor. 4 doz aşı olan ancak yine de hayatını kaybeden Lütfü Seray'ın ölüm sebebi merak ediliyor. Uzmanlar kuduz bir hayvan tarafından ısırıldıktan sonra yapılması gerekenleri adım adım anlatarak yaşanan bu endişe verici vakayı değerlendirdi.
4 DOZ AŞI OLDU AMA...
Kuduz vahşi hayvanlardan evcil hayvanlara, onlardan da insanlara bulaşabilen bir enfeksiyon. Uzmanlar bu hastalığın ülkemizde çok sık olmasa da görüldüğünü ve önlem alınmazsa kişinin ve hayvanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanabildiği bilgisini veriyor. Türkiye'de kuduz aşısının köpek, kedi, gelincik vb. canlılar için her yıl tekrarlanması yasal bir zorunluluk, dolayısıyla evcil hayvan sahiplerinin sorumluluğu çok büyük. Henüz gencecik yaşında hayatını kaybeden Lütfü Seray'ın başına gelenlerin nedeni ise son günlerde tartışmaların göbeğinde. Talihsiz adamın ailesi 4 doz aşı olmasına ve tüm önlemlerin alınmasına rağmen ölümüne sebep olan şeyin ne olduğunu merak ediyor. Bu durumu tüm ihtimalleriyle masaya yatırdık ve uzmanlara sorduk. Kuduz bir hayvan tarafından ısırıldığında ne yapılmalı? Kuduz aşısı yüzde yüz koruyuculuğa sahip mi? 4 doz aşı olmasına rağmen Lütfü Seray'ı öldüren şey tam olarak neydi?
Öncelikle Şanlıurfa'da geçtiğimiz günlerde meydana gelen bu olayı iki başlıkta ele alalım. Birinci başlıkta evde beslenen ve tüm bakımları yapılmış köpeği inceleyelim. Verilen bilgilere göre Seray'ın ölümüne sebep olan köpek onun kendi evinde elleriyle beslediği köpeğiydi. Ancak olaydan kısa bir süre önce köpeğini arkadaşına bırakması gerekmiş ancak bir müddet sonra köpeği, tavırlarındaki anormallikten dolayı arkadaşından geri almıştı. İşte köpeğini veterinere götüren Seray'ın başına ne geldiyse veterinerde geldi ve beslediği köpek tarafından kolundan ısırıldı. Köpeğinin arkadaşında kaldığı süre boyunca başına ne geldiği bilinmiyor. Ancak belli ki başka bir hayvandan kuduz kapmıştı, tavırlarındaki değişikliğin sebebi de bu yüzdendi. İkinci başlık ise Lütfü Seray'ın yaşadıkları... Seray'ın yakınlarının verdiği bilgilere göre Lütfü Seray olaydan sonra doktora gitmiş ve olması gereken zamanlarda aşılarını yaptırarak kendini korumaya almıştı. Tedavi olduğu hastanedeki hekimler Seray'ın aşılarının tam olduğu bilgisini verse de Seray'ın ısırıldıktan ne kadar süre sonra doktora gittiği bilinmiyor. Üstelik bu da oldukça önemli bir detay. Seray'ın ölümüne sebep olan diğer ihtimalin de ısırığın boyutuna ve derinliğine bağlı olarak yapılmasına karar verilen immunoglobulin antikorunun Seray'a verilmemiş olması ihtimali. Bunun sebebinin de ısıran köpeğin evcil bir hayvan olmasından kaynaklandığına inanılıyor. Lütfü Seray'ın durumunu karmaşık hale getiren ve onu ölüme sürükleyen nedenlerin henüz belirsiz olması, 4 doz aşı olmasına rağmen hayatını neden kaybettiği sorusunu cevaplamaya engel oluyor.
'DOĞRU DOZDA, DOĞRU ŞEKİLDE, DOĞRU ZAMANDA'
Kuduz aşısının hayvana doğru dozda, doğru şekilde ve doğru zamanda yasalara uygun yapılması halinde yüksek düzeyde koruyuculuğu olduğunu ileten İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz'a göre bir kişi ısırıldıktan sonra kuduz aşısı yaptırmasına rağmen eğer beynine yakın bir yere ısırık aldıysa, aşıya geç gittiyse ve bağışıklık sistemindeki başka bozukluklara bağlı olarak aşıya karşı antikor gelişmediyse hayatını kaybedebilir. Ayrıca kuduz aşısının koruma oranı ısırılan yere ve kuduz aşısı olmuş hayvanın bağışıklık kazanıp kazanmadığına göre de değişebilir. Bununla birlikte zamanla virüste yaşanan değişimler ve virüsün tipine bağlı olarak da vücudun verdiği yanıt farklılaşabilir. Yılmaz, aşıya zamanında gidilmesi gerektiğini hatırlatırken, olay anında da yaranın ilk önce sabunlu suyla yıkanması gerektiğini önemle vurguladı.
Veteriner Hekim Bahadır Ürse ise Lütfü Seray'ın yaşadıkları üzerinden şu hatırlatmada bulundu: "Eğer önlem alınmaz ise (aşı, immunoglobulin uygulaması) tüm kuduz şüpheli ısırılma vakaları tehlikeli ve hayati risk barındırır. El, yüz, omuz gibi merkezi sinir sistemine yakın bölgelerdeki ısırıklar virüsün ısırık yerinden beyine daha hızlı bir şekilde ulaşması söz konusu olduğu için çok daha tehlikelidir diyebiliriz. Bu bölgelerden gerçekleşen ısırık vakalarında hiçbir şekilde vakit kaybedilmeden hastaya müdahale edilmeli."
Veteriner Hekim Bahadır Ürse, kuduz aşısı için birden fazla aşılama programı olduğunu, aşı programına hastanın durumu, ısıran canlının aşılı olup olmadığı, ısırık yarasının baş bölgesine yakın olup olmamasına göre vakaya bakan hekim/hekimlerce karar verildiğini iletti.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş da ısırılan bölgenin hiçbir şekilde dikilmemesi gerektiğini, böyle bir işlemin yapılması halinde yara alanının genişletildiği ve kuluçka süresinin kısaldığını vurguladı. Yalnızca yüz, kulak, boyun gibi bölgedeki parçalı yaralanmalarda dikiş atılmadan önce immunoglobulin uygulanabildiğini paylaştı.
ÖLÜMÜN ARDINDAKİ İHTİMALLER
Kuduz şüpheli yaralanmadan sonra en az 15 günlük kuluçka süresi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Dökmetaş, ısıran veya tırmalayan hayvanın 10 gün boyunca gözlem altında tutulması gerektiğini ve 10 günden önce itlaf edilmemesi gerektiğini söyledi. Dökmetaş, "Evcil, vahşi hayvan yaralanmaları kuduz açısından riskli kabul edilmeli; hemen sabun ve tazyikli su ile yıkanmalı, aşı veya aşı ile birlikte immunoglobulin yapılmalı" diyerek hayvanın gözlem altında tutulduğu 10 günlük süre zarfında ölmemesi halinde kişiye ısırdığı dönemde kuduz virüsünü bulaştırmadığını, kişide kuduz hastalığının gelişmeyeceğini de ekledi.
"Lütfü Seray'ın 4 doz aşı olduğu ifade ediliyor ama immunoglobulin uygulandı mı, uygulanmadı ise düşük riskli yaralanma olarak mı değerlendirildi bunu bilmiyoruz. Sağlık Bakanlığı'nın kuduz saha rehberi var, ona göre değerlendirme yapıldı mı? En önemlisi yaralanmadan sonra o bölge sabunlu su ile yıkandı mı? Yıkama esnasında su damlacıkları kişinin gözüne ağzına sıçradı mı? Bunlar da bilinmiyor" diyen Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hekimler evcil, vahşi hayvan diye ayrım yapmaz; yaraya göre uygulama yapar. Seray'ın hayatını kaybetmesinin nedenleri sabunlu su ile yıkanıp yıkanmaması, ısırılma ve aşı olma süresinin arasındaki zaman, antiserum yapılmamış olması ya da başka bir hastalığa sahip olması ile ilişkili olabilir. Şunu unutmayalım; uygun zamanda, uygun yolla, uygun dozda yapılan aşı öldürmez, aşı yaşatır."
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde kendi beslediği Sibirya kurdu köpeği tarafından ısırılan ve hayatını kaybeden Lütfü Seray'ın aşılarını yaptırdığı biliniyor. Ancak aşıya rağmen hayatını kaybetmesi aşının güvensiz olduğu ya da kişiyi korumadığı anlamına gelmemeli. Uzmanlar bu konunun altını özellikle çiziyor ve aşı reddinin, aşıya karşı olan güvensizliğin yanlış olduğunu söylüyor. Seray'ı gerçekten öldüren şeyin ne olduğu henüz tam olarak belirlenmemişken, 'Aşı olmasına rağmen öldü' diye bir çıkarımda bulunmak ise en büyük hata olarak ifade ediliyor.