24.09.2023 - 06:58 | Son Güncellenme:
Meltem Güneş - Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Komitesi’nin, iklim özelinde yayımladığı raporda, iklim krizinden en az sorumlu olan ancak krizin sonuçlarından en çok zarar gören ve görecek olan çocuklara ilişkin önemli tespitler yer aldı. Raporda “çevresel bozulmaların çocuklara yönelik yapısal bir şiddet biçimi olduğu, çevresel kirlilik nedeniyle çocuk ölümlerinin arttığı” belirtildi. Türkiye’nin de imzacısı olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamındaki, çocukların yaşama, hayatta kalma, sağlıklı şekilde büyüme hakkı gibi evrensel haklarına ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı raporun hazırlık sürecinde, 121 ülkeden 16 bin 331 çocuğun da görüşü alındı.
NESİLLER ARASI HAKKANİYET
Raporda, iklim krizinin dünya genelinde çocuk haklarına yönelik acil ve sistematik bir tehdit, çevresel bozulmaların çocuklara yönelik yapısal bir şiddet biçimi olduğu belirtildi. Nesiller arası hakkaniyet ilkesine atıf yapılarak, devletlerin çevreyle ilgili acil yükümlülüklerinin ötesinde şu anki ihmallerinin sonucunda ortaya çıkan “öngörülebilir tehditlerin” sorumluluğunu da taşıdığı belirtildi.
‘ÇOCUĞA YÜK’
İklim değişikliğinin topluluklarda sosyal yıkıma neden olduğu kaydedilen raporda, “Yoksul hanelerin, sel, hava kirliliği, aşırı hava olayları, çölleşme, ormansızlaşma, kuraklık, yangın, biyolojik çeşitlilik kaybı gibi iklim değişikliğinin neden olduğu çevresel şoklara karşı dayanıklılığı daha az. Bunların getirdiği maddi sıkıntılar, gıda ve temiz su kıtlığı ailelerin günlük rutinlerini bozmakta, çocukların sırtına ekstra yük bindirmekte ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, çocuk yaşta evlilik, çocuk işçiliği, yerinden edilme, cinsel şiddeti artırmaktadır” dendi. Raporda, hava, su kirliliği, kimyasal gübreler gibi toksik maddelere maruz kalma, toprak arazi bozulumu ve diğer çevresel zararların, özellikle 5 yaş ve altı çocuk ölümlerini arttırdığı ve hastalıkların yaygınlaşmasına, beyin gelişiminin bozulmasına neden olduğu aktarıldı.
GEZEGEN YOK OLURSA...
BM raporunda çocukların görüşlerine de yer verildi. Rapora göre temiz, sürdürülebilir bir çevrede yaşama haklarını savunan çocuklar, devletlere ve yetişkinlere şu soruları yöneltti:
“Yetişkinlere, bizim gelecek nesiller olduğumuzu söylemek, gezegeni yok ettikleri takdirde nerede yaşayacağımızı sormak isterim. Tüm ülkelerin Hükümetleri iklim değişikliğini azaltmak için iş birliği yapmalı. Bizlere ‘Sizi dinliyoruz, bu sorunla ilgili yapacaklarımız işte bunlar’ demeliler.”
Raporda ayrıca devletlerin, çocuk haklarını korumak üzere uluslararası iş birliği yoluyla ortaklaşa harekete geçme yükümlülüğü olduğu anımsatıldı.