02.03.2023 - 07:01 | Son Güncellenme:
NAMIK DURUKAN
NAMIK DURUKAN- Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Adıyaman’daki Bozbey Apartmanı, Kutlu ailesine mezar oldu. Zeynel-Nimet Kutlu çifti, çocukları Doktor Meryem Büşra (27), Doktor Gültekin (26) ve tıp fakültesi öğrencisi Mehmet Metin (20) ile birlikte enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Çiftin acil tıp teknisyenliği okuyan yeğenleri de depremde can verdi. Gültekin annesine sarılmış şekilde bulunurken, Büşra’nın ise kucağında kedisi Boncuk vardı. Aynı kaderi paylaştığı can dostu, Büşra’nın mezarının ayak ucuna gömüldü.
AİLENİN 12 ÜYESİ ÖLDÜ
Adıyaman’da depremzedeler, yaşadıkları travmayı hâlâ üzerlerinden atamazken enkazlardan her gün yeni bir acı hikaye çıkıyor. Ailece enkaz altında kalarak yok olan aileler arasında 12 üyesini toprağa veren Kutlu ailesi de bulunuyor. Eşi ve üç çocuğu ile birlikte yaşamını yitiren Gerger Ziraat Bankası Şube Müdürü Zeynel Kutlu, 1999 depremine de Bolu’da yakalanmış.
Zeynel Kutlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sağ kurtulan Adıyaman Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı ağabeyi Hacı Mustafa Kutlu’ya bölgede zaman zaman yaşanan depremlerin ardından hep “Burada olan depremler ne ki, Allah kimseye Düzce depremi gibi deprem yaşatmasın” ifadelerini kullanırmış.
“Biz 10 kardeştik” diyerek söze başlayan Hacı Mustafa Kutlu, bir kardeşinin üç yıl önce Kovid-19 salgınında, iki kardeşinin de son depremde yaşamlarını yitirdiğini, ölenlerin yanı sıra aileden çok sayıda kişinin de yaşanan afetten yaralı kurtulduğunu söyledi.
Hacı Mustafa Kutlu’nun aktardığı bilgiye göre, depremde emekli öğretmen İbrahim Kutlu, ev kadını Aysel Kutlu, Ziraat Bankası Gerger Şube Müdürü Hüseyin Zeynel Kutlu, eşi öğretmen Nimet Kutlu, çocukları Dr. Gültekin, Dr. Meryem ve Tıp Fakültesi 3’üncü sınıf öğrencisi kardeşleri Mehmet Metin Kutlu, kuzenleri acil tıp teknisyeni Ahmet Çetin Kutlu’nun da bulunduğu 12 aile üyesi can verdi.
Hacı Mustafa Kutlu, meslektaş olmaları nedeniyle enkazda kaybettiği üç yeğeni ile zaman zaman geleceklerine yönelik sohbetler yaptığını anlatırken, “Üçü de ihtisas yapmak istiyordu. Büşra ve Gültekin, ders çalışıyorlardı, TUS’a hazırlanıyordu. En büyük sınav hepsini aramızdan aldı götürdü” diye konuştu.
‘BENİ DE KURTARMAYIN!’
Amcası Zeynel Kutlu’nun enkazdan çıkarıldıktan sonra hayatını kaybettiğini aktaran Hüseyin Kutlu, şunları söyledi:
“Enkazdan çıkarılırken serum takmaya gelen bir genç başındaki ışığı çevirince amcam, yengem ve oğlunun naaşını görüyor. Sonra doktor amcamı çağırıyor. Amcam Hacı Mustafa, çocuklarının yaşadığını belirtip ‘Hepinize kahve ısmarlayacağım’ yanıtını veriyor. Zeynel amcam, ambulanstaki sedyeye aktarılırken ‘Çocuklar sağ değil mi?’ diye tekrar soruyor.
Bu kez bir yanıt alamayınca ‘Beni de kurtarmayın o zaman’ diyor. Son sözleri bu oluyor, sonra da vefat ediyor. Annem ve babam depremde uyanmamış. Ama amcamlar uyanıp mutfağa geçmişler. Muhtemelen balkonda toplanmayı düşünmüşler. Aile boyu balkonda can verdiler.
Diğer amcamın oğlu Acil Tıp Teknisyenliği birinci sınıf öğrencisi Çetin Kutlu’yu da kaybetti. Bu çocuklar hem çok iyi hem de çok çalışkandı. Oyun oynamayı bilmezlerdi ve küçük yaştan itibaren sürekli ders çalışırlardı. Hayatlarının baharında maalesef kader onları elimizden aldı.”
‘DONARAK ÖLDÜLER’
Depremin ilk gecesi Adıyaman’da havanın çok soğuk olduğunu enkaz altındaki bir çok kişinin donarak öldüğünü söyleyen Hüseyin Kutlu, “Pek çoğu kaskatı kesilmişti” ifadelerini kullandı. Çevre il ve ilçelerden çok sayıda gönüllünün kurtarma çalışmalarına canla başla destek verdiklerini belirten Kutlu, özellikle Sivereklilere teşekkür etti. Kutlu, “Siverek’ten çok sayıda gönüllü geldi. Bizim karnımızı Siverek’ten gelenler doyurdu, onlara vefa borcumuz” dedi.
‘ANNEMİ BABAMI ÖPMEK İSTEDİM’
“Annem ve babama iki gün parmaklarımla duvarı kıra kıra ulaştım. Parmaklarımın yaraları yeni yeni geçiyor” ifadelerini kullanan Kutlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Anne-babamı ilk gün enkazdan çıkarmak, yıkamak, saçlarını okşamak, onları öpmek ve koklamak isterdim. Onları koklayamadım, öpemedim. Battaniyeye sardık ve toprağa verdik. Kefenleri bile yok.
Üzerlerine 5 karış toprak koyabildik. Mezar bile kazılamadı. Batman Üniversitesi’nin bir aracını el kaldırarak buraya çağırdım ve mezarlara toprak attırdım. Çünkü üzerlerinde toprak yoktu. Bir hayvanın gelip cesetleri parçalamasından korktuk. Mezarlıktan da koku geliyor, çünkü cesetler çok derine gömülmedi.”
‘KEDİSİNİ BÜŞRA’NIN AYAK UCUNA GÖMDÜK’
Depremde annesi Aysel Kutlu ve babası İbrahim Kutlu’yu da kaybeden bilgisayar yazılım mühendisi Hüseyin Kutlu, amcası Zeynel Kutlu ve doktor kuzenlerinin enkazdan çıkarılma anlarını şöyle anlattı:
“En son amcamı enkazdan çıkardık. Eşi Nimet, oğlu Gültekin’e sarılmıştı. O kadar sıkı sarılmışlardı ki birbirlerinden zor ayırdı. Büşra, zor koşullar altında okutuldu, hedefi doktor olmaktı ve başardı. Kedisi kucağında depreme mutfak kapısında yakalanmış. Kedisi kucağındayken vefat etti. Kedisini ayak ucuna gömdük. Gültekin yeni mezundu, dört aylık doktordu. Metin, Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyordu. Ablası ve abisini örnek alıp, tıp fakültesine yazılmıştı.”