25.03.2021 - 16:27 | Son Güncellenme:
DHA
Adana’da 2003 yılında evlenen Atakan (42) ile Ayça Çatal (41) çifti, 12 yıllık çocuk hasretinin ardından 2015 yılında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne başvurarak evlat edinmek için başvuru yaptı. 3 yıl sonra sıra gelen çifte, 15 Kasım 2018’de bir çocukla ilgili bilgi geldi. Heyecanla Sevgi Evi’ne giden çift, annesi tarafından kuruma verilen 45 günlük erkek bebekle tanıştı. Aile, işlemlerin tamamlanmasının ardından minik bebeği evlat edindi.
VELAYET DAVASI AÇMAYA HAZIRLANIRKEN, BİYOLOJİK BABA ORTAYA ÇIKTI
Çatal çifti, Mustafa Kemal ismini verdikleri bebeği, yılların getirdiği evlat özlemiyle sevgiyle büyütmeye başladı. Velayet davası açmaya hazırlanan Çatal çifti, yasal süre olan bir yılın tamamlanmasına birkaç gün kala 2019’un Kasım ayı başında, çocuğun biyolojik babasının ortaya çıkmasıyla hüsrana uğradı. Mustafa Kemal’in Diyarbakır’da yaşayan biyolojik babası Aziz Ö., oğlunu geri almak için valiliğe başvurdu. Büyük şok yaşayan Ayça ve Atakan Çatal çifti, ‘koruyucu aile’ statüsüne geçirildi. Çatal çifti, Aziz Ö.’ye çocuklarından ayrılmak istemediklerini belirtti. Yasal sürecin tamamlanmasının ardından çocuğun biyolojik babasına teslim edileceğini öğrenen Çatal çifti, yetkililerden yardım beklediklerini söyledi.
ONU GÖNLÜMÜZDE BÜYÜTTÜK'
Birlikte geçirdikleri 2.5 yılda Mustafa Kemal’e çok bağlandıklarını belirten Atakan Çatal, “Evladımızın biyolojik babasıyla ilgili Diyarbakır Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nden istenen raporda işsiz bir şekilde iki çocuğuna bakmaya çalıştığı ve bu çocuğa da bakabileceğine dair bilgi verildi. Buna istinaden bizi koruyucu aile bölümüne gönderdiler. Orada da baba itirazına devam etti ve 5 aydır çocuğumuzu vermemek için mücadelemizi sürdürüyoruz. Onun elimizden alınacak olması bize büyük korku yaşatıyor. Ben onun biyolojik babası değilim, ama eşimle birlikte gönlümüzde büyüttük. Tüm aile bireyleri de onu çok seviyor” diye konuştu.
Evlatlık edinmeye çalıştıkları çocuklarının biyolojik babasıyla bir kez görüştüklerini ve bunun da olumlu geçmediğini anlatan Atakan Çatal, "Biyolojik babaya, vatana ve millete hayırlı bir evlat yetiştirmek istediğimi ve 2.5 yıldır da bunun için çabaladığımızı söyledim. Bu süreci birlikte yürütmeyi, istediği zaman görebileceğini teklif ettim ama kabul etmedi. Karşılığında da bana ‘İsterseniz Diyarbakır’daki evimi Adana’ya taşıyayım’ teklifinde bulundu. Bu bana pek inandırıcı gelmedi” dedi.
KAYBETME KORKUSUNU HİSSEDİYORUM'
Ayça Çatal ise çocuğunun biyolojik babasıyla görüşme sağladığını, eve geldiğinde psikolojisinin olumsuz etkilendiğini gördüğünü belirterek, "Çocuğum eve geldiğinde sürekli ağlıyordu ve ‘Baba demeyeceğim. Babayı istemiyorum’ şeklinde konuşuyordu. Geceleri uyurken sayıklamaya başladı. Bir anne olarak bizi kaybetme korkusu olduğunu hissediyorum. Cumhurbaşkanımızdan ve ilgili bakanlarımızdan yardım bekliyorum. Ben bir anneyim ve onun 2.5 yıldır yanındayım. Ne olur bize yardım etsinler. Onu kaybetmek istemiyorum. Eğer bu kapıdan çıkıp giderse, bir daha bu eve gelebilir miyim, bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
BİYOLOJİK BABA, SOSYAL YARDIM ALMAK İSTERKEN ÖĞRENMİŞ
DHA muhabirinin ulaştığı Aziz Ö. ise resmiyette 'Umut' ismini alan bebeği için 2019 yılından bu yana hukuk mücadelesi verdiğini anlattı. Aziz Ö., "Eşimin hamile olduğunu bilmiyordum. Dinen hamile bir kadını boşamak günah. Onu bilsem boşamazdım. İlk boşandığımda bizler için ayıp olduğundan babamlar evimi elimden aldılar. 'Sen boşandın o zaman bizden uzaklaş' dediler. Ben elimde kalan parayla evimi aldım, kuruma yardım başvurusu yapmaya gidince öğrendim çocuğumun olduğunu. Başvuruyu yapmasaydım öğrenemezdim. Tekrar evlenmedim" dedi.
'İKİ KARDEŞİ DAHA VAR'
Umut bebeğin kendisinden önce doğan iki kardeşinin yanında yaşadığını anlatan Aziz Ö., "Bu çocuğum kuruma verildiğinde, bana teslim edilmesi gerektiği yönünde polis tutanakları da var. Umut'un iki ağabeyi benimle beraber. Maddi durumumda sıkıntı yok. Sonuçta bakamayacak olsam bile sosyal bir devletimiz var. Kimse bana 'fakirsin-zenginsin' dememeli. İşsiz güçsüz olduğum yönünde söylenenler oldu. Benim Diyarbakır'da tavuk çiftliğim var. Kuluçka makinesine yumurta atıyorum, onun çıkacağı zaman gidiyorum. Gitmesem 4-5 bin tane civciv var. En az 60-70 bin liralık zarara uğrarım. Onun için gidiyorum, 2 ay kaldıktan sonra geri geliyorum. Açtığım bütün mahkemeleri kazandım, çocuğumu almak istiyorum" diye konuştu.