19.04.2023 - 23:29 | Son Güncellenme:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Haber Global'de gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtlıyor. İşte Bakan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkan satır başları:
4-5 günlük kısa tedavi ile aşabiliyorum. Kahramanmaraş'ta bir fizikçim vardı. L4, L5'te fıtık var dedim. Bu fıtık 35 yıllık arkadaşım benim. Üşütmemek lazım. Şanlıurfa'da sel oldu. Terleyince hemen üstümü değiştiririm. Çocuklarla fotoğraf çektirirken ben tutmam çocukları korumalarım tutar. Çünkü bir anda kitlenebilir. Orada da ayaklarım ıslandı. Öyle bir hastalık atlattık.
DEPREM BÖLGESİNDE SON DURUM
6 Şubat'taki depremi şöyle tanımlamak lazım. Bizim bilim insanlarımız var. Onların söylediği bir şey var; biz 3 faya kadar çalıştık ama burada 7 fay kırıldı. 26 binin üzerinde enkaz var. 120 bin kilometrekare alanda deprem oldu. Hollanda'dan büyük. Kahramanmaraş'a inmek istedik, inanamadık. Gaziantep'e indim. Oradan Maraş'a giderken Nurdağı'nda yollar kırıktı. İlk 3 günü şöyle değerlendirmek lazım. Devletin harekete geçmesi gerekir ama oradakiler de depremzede. Herkes harekete geçti. Devlet bütün unsurlarıyla yola çıktı. Şimdiye kadar çok tatbikat yaptık. Bu deprem yerkürenin en büyük depremi. Bu depremden Tekirdağ'dan İstanbul'a kadar tüm kamu ve kuruşların arama kurtarma araçları yola çıktı. Netice itibariyle 26 binin üzerinde enkaz var. Herkes büyük bir mücadelenin içerisindeydim. O gün 5 buçuk gibi AFAD'a geldik ve 4. seviye çağrı yaptık. Bu uluslararası bir çağrıdır. 4. seviye alarmını alan herkes harekete geçti.
"TOPLAM ÇADIR MİKTARI 762 BİNİ AŞTI"
Burada iki aşama var. Birinci aşamamız geçici barınmadır. İkinci aşama konteynırdır. Temizlik, sağlık gibi tüm ihtiyaçların karşılanması gerekiyor. Şehir ne kadar boşaltılırsa, o kadar rahat çalışabileceğim mutabakatına vardık. Sonra 'Evim Yuvam Olsun' kampanyası başladı. Tahliye 3,5 milyonu aştı. Onlar şehrin dışına çıkarıldı. Şuana kadar toplam çadır miktarı 762 bini aştı. Çadırlarda kalan insan sayısı 3 milyonu geçti. Gidenlerin bir kısmı geri geldi. Burada çadırlarda kalanların hepsi binaları yıkılanlar değildi. Hafif hasarlı olanlar da kaldı. 28 bin artçı deprem oldu. Bu sayı arttıkça vatandaş korktu. Doğalgazlar açıldıkça vatandaşların normale döndüğünü varsayıyoruz. Tuvalet, duş kurduk. Her çadırkentte ve konteyner kentte doktorumuz, öğretmenimiz var. Bunları söylerken bunların da depremzede belediye olduğunu hatırlamak lazım. En önemli yerlerden biri de köyler. Ne talepleri varsa tamamen yapabilecek bir kabiliyet ortaya koyduk. Esnaf tabi yıkıldı. Bir kısmını tamir ettik. İkinci olarak da boş sanayi siteleri bulduk ve esnafı oraya getirdik. Şuana kadar 7 bin 500 dükkan oldu, çarşıların içindeki dükkan sayısı.
"81 İLİN VALİSİ BAYRAMIN 1. GÜNÜNDE DEPREM BÖLGESİNDE OLACAK"
72 bin 813 konteyner kuruldu. Her gece 2 milyon iftar veriyoruz. Her gün 1,5 milyon ekmek dağıtılıyor. LGS ve YKS sınavına çalışan çocuklarımıza o konteyner alanının dışında alanlar oluşturduk. Servislerle taşıdık. Çocuklarımız, sınavlarına başka yerlerdeki çocuklar gibi hazırlanma fırsatı bulsunlar diye. Bütün bu süreçlerle ilgili her sabah bütün illerde toplantılar yapıldı. Her detayı tek tek takip ettik. Hala da takip ediyoruz. Kalıcı konutlar konusunda da hızlı davranılıyor. 85 milyon topyekün büyük bir mücadele içeresinde olduk. Herkes elinden geleni yaptı. 3 milyon gıda kolisi dağıttık sadece. Bağışçılar hiç durmadılar. Biz kalıcı konuta geçene kadar bu yardım devam etmeli. Yemeğin 1 yıl devam etmesi lazım. Kuru gıda temel ihtiyaç. İç çamaşır ihtiyacı çoktu ama şuan azaldı. Kahvaltılık söyledim. İnsanlar sabahları çorba içiyorlar. İnsanlar normalde çorba içmiyorlar. Vatandaş bir süre sonra kahvaltılık istemeye başladı. Ben de sıralama yapıyorum. Kahvaltı da önceliklerden bir tanesi. Kimin ne söyleyip ne söylemediği önemli değil. Türkiye'de birkaç kurum TOKİ aracılığıyla kalıcı konut yapmaya çalışıyor. Bayraktar bunlardan bir tanesi. 81 ilin valisi bayramın 1. gününde deprem bölgesinde olacak.
"TÜRKİYE YÜKSELDİKÇE DALGALAR SERT VURMAYA BAŞLADI"
Biz Cumhuriyeti kurduktan sonra bir slalom içerisine girdik. Siz bu ülkeyi nasıl kurarsınız diye. 300 yıldır ilk kez bu topraklar toparlanıyor. İlk kez yukarı doğru ivmelenmeye başladık. Türkiye yükseldikçe dalgalar sert vurmaya başladı. İlk denemesi Gezi olaylarıydı. İkinci deneme 17-25 Aralık'tı. Daha sonra 6-8 Ekim olayları geldi. Bundan 80 yıl önceki olayların aynıları ama türevleri değişmiş. 6-8 Ekim olayları da devletin otoritesine yönelik bir saldırıydı. 15 Temmuz hadisesini yaşadık. Bu o dalganın gemi boyunu aşmış haliydi. 15 Temmuz'u kim yaptıysa, Gezi'yi de o tetikledi. Türkiye, kendi özgürlük ve hürriyet bandını genişlettikçe dalgaları sertleştiriyorlar. Bu iklimi çok örselemişlar. Birileri buralardan istismar oluşturmaya çalışmışlar. Kürt meselesi üzerinden, Alevilik meselesi üzerinden. Burada bir zemin oluşturmuşlar. Ben buna fay hattı diyorum. Tayyip Erdoğan 2002'de bunun önlemlerini aldı. Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin düşünmeyeceği fersah fersah adımlar attı. Bu meselelerin hepsi bir vesileyle karşı karşıya kalındığı andan itibaren içimizde ve dışımızda da tehdit oluşturuyor. 3 milyon 420 bin göçmen var. 300 bin de diğer milletlerden var. 1 milyonun üzerinde de ikametliler var. Onlar normal burada çalışıyor. Türkiye'nin altyapısının güçlülüğünü gören dış dünya, Kapalı Maraş'ın açık Maraş'a haline getirilmesini gören dış dünya telaşlanıyor. Darbeyle, Geziyle yapmak istediler olmadı. Şimdi daha önceden beri olan tüm güçleri harekete geçirdi. PKK'lılar var, LGBT'ciler var, bir takım yazar çizer ve sanatçı tayfası var. Kimle irtibat kurmuşsa şuanda sahaya sürmüş durumda. Bu bir Amerikan aklıdır.
AK PARTİ'NİN SEÇİM BEYANNAMESİ
Özellikle bu beyanname, bir gelecek beyannamesidir. Türkiye'nin sıçrama beyannamesidir. Vizyon, ümit ve gelecek belgesidir. Bu belgeye AK Parti uzun zamandır çalışıyor. Türk siyasi hayatının en tecrübeli partisi AK Parti'dir. Birçok olayla karşı karşı karşıya kalan bir iktidardır. Bu beyanname özellikle Türkiye Yüzyılı vizyonuna oturmuş. Beyannamede karşı karşıya kaldığımız depremlerle ve afetlerle ilgili Türkiye'nin atacağı adımlar var. Beyannamede, her türlü gelecek anlayışı ortaya konmuş. İstikrarlı ve huzurlu bir gelecek nasıl yapılacaksa ortaya konmuş. Beyannamenin önemli bölümlerini tekrar tekrar gözden geçirdim. Ayakları yere basan ekonomiyi kendisi içerisinde dengeye oturtan Türkiye'yi teknoloji ayaklarına oturtan bir büyük devlet beyannamesidir. Şimdi Türkiye'yi sıçratma zamanı. Büyük devletler böyle yaparlar. Seçim kazanmak isteyenler de gökten yıldız vaat ederler. Bunun en büyük örneği, İBB ve ABB'dir. Ama hiçbir vaatleriyle ilgili bir karşılık söz konusu değil. Oportünist siyasetçiler pazarı geçelim pazartesiye bakarız derler.
KILIÇDAROĞLU'NUN VİDEOSU
Bugüne kadar kendisinden böyle bir beyan gördük mü? Tayyip Erdoğan'ın oluşturduğu iklimde bunu rahatlıkla ifade edebiliyorsun. Kendine ait 'fakir yerdeyim, ötekiyim' gibi sözlerle mağduriyet inşa etmeye çalışıyor. Bin 885 cemevini arkadaşlarımız bizzat dolaştılar. Bütün taleplerini topladık. Yüzde 90'ından fazlasını yaptık. Bunlar, Türkiye tarihinde ilk kez olan şeyler. Ermeni Kaymakamımız var. Caferi, Afgan Türk'ü Valimiz var. Alevi Jandarma komutanlarımız, Alevi genel müdürlerimiz var. Bunu siyasal istismar alanı yapmak bunun en önemli çıkış noktalarından bir tanesi. 'Bu yapıya mensup olduğu için oy alamaz' diyen biz değiliz. Bunun dile getirmesinin sebebi kendi adına mağduriyet oluşturmak ama Türkiye o günleri çoktan geçti. Ben Kılıçdaroğlu'nun danışmanıyla çalışıyorum. Kılıçdaroğlu'nun Aleviliğe ne kadar mensubiyet duyup duymadığı da ayrı bir tartışma.
AKŞENER'İN 'ADİL DAVRANACAĞIZ' AÇIKLAMASI
Bu bir anlama gelmiyor. Meral Akşener'i bırakmak lazım. Dengesini kaybetmiş durumda. Seçim sonucunda göreceksiniz. Bunu daha önce söyledim. Samimi, güvenilir ve istikrarlı bir süreci söz konusu değildir. Biz beraber siyaset yaptık, tanıyoruz. Bunun bir sonucu olmaz. Kendisini gündeme getirmeye çalışan basit düşünülmüş bir hamledir. 'İl başkanlığım kurşunlandı' deyip sabahleyin Malkoçoğlu gibi il başkanlığına gitmek gibi gülünç bir tabloyla karşı karşıyayız. Meclis'te kurşun atmak psikolojik olarak iyi durumda olmadığının göstergesidir. Açıklamalarını hiç ciddiye almadım. Büyük bir anlamsızlığı var.
"HDP DİYE BİR SİYASİ PARTİ YOK"
Şöyle bir soru soruyorum ben. HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı kim? Yok. Peki kime oy verecekler? HDP'nin yöneticileri PKK'nın yönlendirmesiyle Kılıçdaroğlu'na oy verecekler. HDP diye bir siyasi parti yok. Devletin bilgilerine kayıt olarak geçirdim bunu. Kandil talimat verdi. 'Bu parti üzerinden seçime gidilmelidir' diye. Bu bağ güçlü bir bağ. Şimdi bu bağ genişliyor. Partinin kapatılma sürecini Anayasa Mahkemesi yapacak. Türkiye'de 'hükümet istediği gibi her şey yönetiyor, her istediği kararı çıkarıyor' diyenlere en iyi örnek budur. Adam diyor ki, 'Ben Kuzey Irak'taki ve Suriye'deki askerlerimi geri çekeceğim, FETÖ'cüleri geri alacağım' diyor. Türkiye evlatlarını şehit veriyor. Terör devletinin kurulmasına müsaade etmiyor Türkiye. Tüm bunlar Anayasa Mahkemesi'nin önünde gerçekleşiyor. Türkiye bu tezgahları milletle aştı, 15 Temmuz'u, 17-25 Aralık'ı milletle aştı. 886 tane terörist kalmış Türkiye'nin dağlarında. Sayı bundan 6 yıl önce 3 bindi. Profesyonel askerlik olmasaydı bu sonuca ulaşamazdık. Profesyonel askerliği getiren Tayyip Erdoğan'dır. İHA'mız, SİHA'mız, ATAK helikopterimiz olmasaydı bunu yapabilir miydik? 6-8 Ekim Doğu'ya öğretmen gelmesin doktor gelmesin, OSB açılmamasını hedefledi. Türkiye'de bürokrasi ceketinden başka bir şey giymeyenler Türkiye'ye özgürlük vaat ediyorlar. Oradan bize demokrasi vaaz ediyorlar. Vaaz ettikleri tek şey vesayettir.
"BİZ KAZANIRSAK PKK NEFES ALAMAZ"
Esas amaçları, Suriye hattında terör devleti kurmak. Oradan da Türkiye'yi rahatsız etmek ve sonuç almak istiyorlar. HDP belediyeleri PKK'yı lojistik olarak destekledir. Çocukları dağa gönderdiler. 6-8 Ekim olaylarının lojistik desteğini sağlayan HDP belediyeleridir. Burada bunu yapan Kılıçdaroğlu iktidarı üzerinden ne yapar? PKK, Kılıçdaroğlu'nu izinle doğu ve güney doğuya sokar. Kılıçdaroğlu ya bilerek yapıyor, ya da ülkemizi nereye sürüklediğini kestirebilmiş değil? PKK, doğu ve güneydoğuya dair çok farklı bir hazırlık içerisinde. İklimi görüyorum. Çok farklı hazırlık yapıyorlar. Biz kazanırsak PKK nefes alamaz. Irak ve Suriye'de son günlerini yaşıyorlar. Zap hadisesini hafife almayın. Zap çok önemlidir. Zap'ı temizlemek orada yapılabilecek tüm adımların önünü açmak demektir. Bunlar seçimi kazanırlarsa doğu ve güney doğuda başka pencere açarlar. Türkiye'nin yönetimine ortak oluyor. Kim oluyor? PKK oluyor. Açık ve net.
KILIÇDAROĞLU'NA SUİKAST İDDİASI
Alaattin Aldemir'i çağırdım. Kendisini eskiden tanırım. Onun öyle bir müktesebatı yok. Çağırdık ne biliyorsun diye. Sağdan soldan duydum öyle dedi. Bunlar 5. sınıf adamlar. Türkiye'de 5. sınıf adamlar üzerinden gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Herhangi bir suikastçıyla ilgili bir bilgisi varsa ya kendisi yapıyordur ya da yapılacak yeri biliyordur. Böyle bir bilginiz varsa istihbarata gelirsiniz, bana gelirsiniz, jandarmaya gelirsiniz.