03.03.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
Baharat Yolculuğu - 1 / Mehveş Evin
Giriş
Ya aşık olursun, ya da nefret edersin... Hindistan için çok sık duyduğum bir yorumdu bu.
Hoş, Hindistan’dan nefret edene şimdiye kadar rastlamadım! Yoğun nüfusu, gelir dağılımındaki derin uçurum ve evet, hijyen nedeniyle uzak durmayı tercih edenler olabilir.
Haricinde, ziyaret eden herkesin başını döndürür Hindistan... Hiçbir şey, sizi bu ülkeyle ilk temasınıza hazırlayamaz! Çünkü her daim şaşırtır, büyüler.
Bu yılki tatilimizi, hep merak ettiğimiz Hindistan’da geçirmeye karar verdik. Tur ve rehberlik olmadan, kendi rotamızı hazırladık. Sonuçta hep gülümseyerek ve severek anacağımız, inanılmaz eğlenceli ve öğretici bir gezi oldu.
Bu yazı dizisini hazırlamamın birkaç nedeni var: Her şeyden evvel, gördüklerimi Milliyet okurlarıyla paylaşma isteği. Ve siyasi iklimin boğucu ortamından biraz olsun uzaklaşmak!
Dünya, sadece kendi ülkemizden, kültürümüzden ve hep özendiğimiz “Batı”dan ibaret değil. Başka kültürler, başka yaşam biçimleri yokmuş gibi yaşayıp giderken bunu ne yazık ki unutuyoruz. Oysa “Doğu”nun zenginliği, çeşitliliği ve kültürü nice medeniyeti etkiledi. Hala da bu toprakların zenginliğiyle besleniyoruz. Fakat iletişimin, gezginliğin bu kadar kolaylaştığı çağımızda bile Hindistan gibi dünyanın en büyük çoğulcu demokrasisi hakkında ne az şey biliyoruz! Beni, güney Hindistan’ın güzellikleri bozulmadan görmemi tavsiye eden Ömer Madra’ya teşekkür ederim...
Hazırsanız, buyrun Bharat (*) yolculuğuna.
Hindistan cevizinin dışı sert, görüntüsü yamuk yumuktur. Yeşilimsi kabuğunu keserek kırdığınızda, nefis bir koku yüzünüze çarpar. Bembeyaz etli iç kabuğunun içindeki lezzetli suyunu, serin serin saklar.
Hindistan’ın kendisi de biraz bu meyveye benziyor. Asla görüntüdekiyle içerik aynı değil. Ancak içine girdikçe, tanıdıkça tadını alabilirsiniz. Yıkık dökük evlerin, tozlu sokakların arasında olağanüstü renkler, şekiller, insanlar gizlenir. Bazen çok kuvvetli ve nahoş bir koku, baş döndürücü güzellikte bir başka kokuyla yer değiştirebilir.
Ya da tam tersi: Çok süslü, hoş bir görüntünün arkasındaki manzara hiç hoşunuza gitmeyebilir.
Hindistan’ın büyük şehirleri, gerçek birer keşmekeş... Bu nedenle yarımadanın güney ucundaki Kerala eyaleti, Hindistan’a ilk adımı atmak için ideal bir başlangıç. Bu coğrafyaya ayak basan sömürgecilerin nasıl akıllarının başından gittiğini anlamak güç değil: Müthiş bir doğal güzellik, sıcacık bir iklim... Saf, biraz çekingen ama sevimli insanlar.
Pazarlıksız alışveriş yok
Cochin kentinin en güzel yerlerinden Fort Cochin, 500 yıllık sömürge geçmişi olan bir liman bölgesi. Devasa ağaçlıklı caddelerde Hollanda, İngiliz ve Portekiz döneminden kalma görkemli mansiyonlarla dolu. Bunların bir kısmı otel veya restoran, ya da Ayur Veda Merkezi’ne dönüşmüş.
Doğal güzellikler, bunca hor kullanmaya rağmen hala inanılmaz bir çeşitlilikte. Liman koksa da binbir çeşit bitki, meyve, ağaç fışkırıyor her yerden.
Ticaret ve sömürge tarihi, Hintlileri yaman birer tüccara çevirmiş. Pazarlıksız alışveriş, alışveriş sayılmıyor. Hatta pazarlık, her alanda geçerli: Oda fiyatı ve döviz bozdururken bile!
Fort Cochin sahili, dingin güzelliğine rağmen derbeder. Sahilde sıralanan meşhur “Çin ağları” halen kullanılıyor. Kütüklerle dev bir ağ, suya bırakılıyor. Sonra dört-beş insanın gücüyle, içi balıkla dolunca çıkarılıyor.
Balık, karides ve türlü deniz canlısı, sahildeki tezgahlarda kilosu ortalama 200 rupiye (6 TL) satılıyor. Ama yine de civardaki restoranlarda yemek daha akıllıca.
Fort Cochin’de galerisi olan yaşlı bir hippiyle sohbet ettik. Son 20 yılda doğup büyüdüğü şehrin çok değiştiğini anlattı: “Çocukluğumda ağların iki saatte dolduğunu hatırlarım. Balık çeşitliliği inanılmazdı. Şimdi bir günde dolmuyor ağlar. Trol avcılığı, denizi tüketmek üzere.”
Yahudi Mahallesi
Cochin’in Mattancherry bölgesindeki Yahudi Mahallesi’nde 400 yıllık bir sinagog bulunuyor. Ancak mahallenin en önemli özelliği, şehrin baharat ticaretinin kalbi olması.
Sadece baharat değil. Birbirinden özenli, küçük birer sanat galerisine benzeyen dükkanlarla dolu. Ahşap oymacılığın en kralı burada. Türkiye’de lüks dükkanlarda satılan pek çok “Uzak Asya” işi mobilya buradan çıkma. Üstelik bizdekinin dörtte biri fiyatına her şey.
Zaten fiyatların çok makul olduğu Hindistan’ın en ucuz yerlerinden. Sokaklar temiz, oturabilecek kahveler mevcut. Kerala, Hindistan’ın en stressiz ve telaşsız bölgelerinden biri. Tamamen şalteri indirmek isteyenler için eşsiz bir yer.
Bharat yani Hindistan!
- Türkçede “baharat” kelimesi, Arapça “buhar-bahar”dan geliyor. Güzel kokulu bitki demek.
- Fakat “bharat”, Sanskritçe’de Hindistan anlamına geliyor.
- Yüzyıllar evvel İpek Yolu’yla topraklarımıza gelen Hindistan’dan gelen baharat, belki de Sanskritçe “bharat”tan türedi.
- Bugün baharat, Hindistan’ın vazgeçilmez bir parçası... Öyle ki bir havayolunun adı bile “Spice Jet” yani “Baharat Jet”! Bu havayolunun her uçağına bir baharat ismi verilmiş.
Güney Hindistan rotası
- Hindistan’a gitmeden, ne istediğinize karar vermelisiniz. Bizim rotamız “güney-batı”ydı. Kerala, Karnataka, Goa ve Maharastra eyaletlerinin bir bölümünü gezdik.
- İstanbul-Mumbai uçuşu sonrası 2 saatlik bir uçuşla Cochin’e gidiliyor...
Cochin’den Alleppey, karayoluyla 1.5 saat sürüyor.
- Alleppey’den rotayı içeriye kırıp Wayanad’a geçtik. Buradan da otobüsle Mysore’a.
- Mysore’dan Goa’ya gidiş biraz ters. Trenle toplam 14 saatte varabildik.
- Goa’nın başkenti Panjim’den kuzey Goa’ya taksiyle geçip Anjuna, Arambol ve Mandrem’i dolaştık. Son durak, Mumbai.
Kerala, Hindistan’ın en stressiz, en telaşsız bölgesi. Tamamen şalteri indirmek isteyenler için eşsiz
bir yer.
Kerala’nın güzellikleri
- DANS: Kerala eyaleti, Hint sanatı ve dansının en önemli merkezleirnden biri. Kathakali dansının geçmişi 500 yıl öncesine dayanıyor. Dram, dans, gelenek ve müziğin karışımı olan Kathakali’de oyuncuların kostüm ve makyajları epey abartılı.
“Oppana”, Kerala’nın Müslüman topluluğuna has bir dans. Genç kadınlar, düğün öncesi gelinin etrafında şarkı söyleyerek dans eder.
- FESTİVAL: Ocak-Şubat ayına denk gelen fil festivali, Cochin’deki Şiva tapınağında yapılıyor. 15 filin süslendiği, danslı, havai fişekli gösteriler tam sekiz gün sürer. Mart ve Nisan aylarında bol filli danslı festivaller yapılıyor. (Festival takvimi için www.keralatorurism.org)
- YEMEK: Hint yemekleri meşhurdur, güney yemeklerinin ise yeri ayrıdır. Tabii baharatı, acıyı sevene! Hindistan cevizinin eti, sütü yemeklerde bolca kullanılır. Bölgedeki ırmaklar ve denizin bereketi, sofraya da yansır. Deniz mahsüllerinin yanı sıra muz yaprağında servis edilen vejetaryan yemeğinin adı “sadya”. Bolca pilav ve türlü sebze yemeğinden oluşuyor ve nefis bir şey.
- YEŞİLLİK: Hindistan cevizi ormanlarından sıkılanlar, uçsuz bucaksız çay tarlalarının olduğu Munnar tepelerine gidebilir. Tabii Cochin’den beş buçuk saatlik bir otobüs yolculuğunu göze alabilirseniz!
NASIL GİTMELİ?
- THY’nin Mumbai ve Delhi’ye direkt uçuşları var. Milleriniz varsa bu uçuşlarda kullanabiliyor-sunuz. THY, Air India ile Madras, Bangalore, Ahmedabad, Hyderabad ve Kalküta’ya ortak uçuş düzenleniyor.
- İstanbul-Mumbai uçuşu giderken 5.5 saat, dönerken 7 saat. Mumbai’den Cochin ise iki saat sürüyor. Dış hatlardan iç hatlara geçmek için taksiye binmek gerekiyor.
- Hindistan’ın yüzölçümü 3 milyon 287 bin 263 km2. Kaba hesapla Türkiye’nin dört katı bir coğrafya. Bu nedenle eyaletler arası uçakla seyahat etmek, en hızlı yol.
- Hindistan’da özel havayolu sayısı çok. Makemytrip.com’dan en uygun seyahat olanaklarını bulabilirsiniz. Yüksek sezonda (Kasım-Şubat) şehirlerarası kişi başı bilet fiyatları 150 TL civarında.
- Birkaç ay önceden rezervasyon yaparak çok daha uygun bilet bulunabilir.
YARIN:
- DOĞAL PARKTA SAFARİ
- İPEĞİN BAŞKENTİ MYSORE