31.03.2021 - 12:39 | Son Güncellenme:
İslam aleminin en önemli eserlerinden olan bu dev hat levhalarının hikayesi ne? Ayasofya'nın kubbesine yerleştirilen ve caminin içinde imal edilen bu hat levhalar Ayasofya Camii 1935 yılında müzeye dönüştürüldüğünde çıkarılmak istendi. Yerlerinden indirildiler ancak 7 buçuk metre çapındaki o levhalar kapıdan sığmadığı için caminin içerisinde kaldı...
Kimi Sultan 2. Mahmut, kimi Sultan 2. Mustafa kimi de Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından kaleme alındı. Ayasofya’nın eşsiz güzellikteki hat levhaları yüzlerce yıldır göz kamaştırmaya devam ediyor.
"Mihrabın sağ duvarında Osmanlı sultanının bizzat kendi el yazılarıyla yazdığı celi sülüs hat levhaları var. En üstte Sultan 2. Mahmut’un celi sülüs Allah, Muhammed, hu şeklinde celi sülüs imzası da aşağı da sultanın imzası da altta. yine Sübhanallahül velhamdülillahi diye başlayan yine 2. Mahmut'un celi sülüs hat levhası var. En sağda kemerin sağında Bismillahirrahmanirrahim görüyoruz o da Sultan Mustafa'nın bizzat kendi elleriyle yazdığı yazılardandır"
Ayasofya'nın sonsuzluk hissi veren kubbesi ve sonsuzluğa yakışan 8 adet devasa hat levha ise ayrı bir hayranlık uyandırıyor. Lehvalarda; Allah, HZ. Muhammed, dört halife ile HZ . Muhammed’in torunları HZ Hasan ve HZ. Hüseyin isimlerinin yazılı.
"Ihlamur dayanıklı ve sert bir ağaç olduğu için zeminlerde ıhlamur malzeme üzerinde yazılmış bu yazılar ve yazılarda altın zerefşan tekniği kullanılarak altın ile yazılmış yazılar"
Kazasker Mustafa İzzet efendi tarafından 1849’da celi sülüs hat tekniğiyle yazılan bu eserler İslam dünyasının en büyük hat levhası olma unvanını da taşıyor: "Hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yapılan bu hat levhalar 7 buçuk metre çapında"
Ayasofya'nın kubbesine yerleştirilen ve caminin içinde imal edilen bu hat levhalarının ilginç bir hikayesi de var aslında: Ayasofya camii 1935 yılında müzeye dönüştürüldüğünde o hat levhalar çıkarılmak istenmişti. yerlerinden indirildiler ancak 7 buçuk metre çapındaki o levhalar işte bu kapıdan sığmadığı için caminin içerisinde kaldı"
Dr. Cihan Özsayıner: " Nazif Çelebi isimli oldukça varlıklı bir vatandaş Ekrem Hakkı Ayverdi denilen yüksek mimar beyefendiyle birlikte paralarını tedarik edip bunları tamir ettirip tekrar temizleyip onarımlarını yaptırıp tekrar eski yerlerine asmışlardır"