02.09.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ/ANKARA
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ/ANKARA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni adli yıl açılışında toplumun her kesimini yeni anayasa yapım sürecine destek vermeye davet etti.
Yargıtay Başkanlığı’nda düzenlenen “2023-2024 Adli Yıl Açılış Töreni”ne katılan Erdoğan, konuşmasında özetle şunları söyledi:
DEPREM BÖLGESİNDE DAVALAR HIZLANACAK: Yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri depremzedelerimizin hak kaybına uğramasının önüne geçtik. Bölgede bine yakın Hâkim ve Cumhuriyet Savcısı ile yaklaşık 7 bin 500 personel görevlendirildi. Bölgede durumu gün be gün takip ediyoruz. Depremden bu yana bölgede oluşan iş yükünü karşılamak üzere 131 yeni mahkeme kuruldu. Sahadaki duruma göre 189 yeni mahkemenin kurulma işlemleri devam ediyor.
CUMHURİYETİ BÖYLE KORUYABİLİRİZ: Cumhuriyetimizi korumayı ve yüceltmeyi ancak, tarihin kantarına çıkarak, eksiği ve fazlasıyla kendimizi tartarak başarabiliriz. Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılına dönüştürmenin yolu hamasetten değil, hatalarımızdan ders çıkarıp, başarılarımızdan ilham almaktan geçiyor. Bu anlayışla, hiçbir komplekse kapılmadan, cesaretle sorunlarımızın üzerine gidecek, kazanımlarımızı koruyacak ve eksikleri telafi edeceğiz.
HUKUK DEVLETİ, KIRMIZI ÇİZGİMİZ: Hukuk sistemimizde yerini alan hiçbir metin, hiçbir kanun ve hiçbir kurum layüsel, yapıcı eleştirilerden azade değildir... Hukuk devleti hepimizin ortak hedefi ve kırmızı çizgisidir. Adalet hizmetlerinde kaliteyi yükselterek ve yargıya olan güveni artırarak, toplumdan gelen serzenişlerin önüne geçmek hepimizin görevidir. Hiçbir vatandaşımız adliye kapısının adalet kapısı olduğundan şüpheye kapılmamalıdır. Bunun için hukukun üstünlüğü ilkesinden asla taviz veremeyiz.
DAVA SÜRELERİ KISALACAK: Yargıyla ilgili sıkıntıların giderilmesi amacıyla önemli reformlar gerçekleştirdik... Önümüzdeki dönemde, ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay da dahil olmak üzere, yargı kurumlarının çalışma usullerinde ihtiyaç duyulan reformları yapacağız. Dijital Dönüşüm Ofisimiz ile TÜBİTAK işbirliğinde yürüyen projemizin hizmete girmesiyle davaların sonuçlanma süresi daha da kısalacak... Hakim ve savcı yardımcılığı müessesesiyle adalet teşkilatımızın insan kaynağının çok daha vasıflı yetişmesini hedefliyoruz... Türkiye Yüzyılını, sadece ekonomik, siyasi, askeri ve diplomatik değil, “adaletin de yüzyılı’ yapmak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
YENİ ANAYASA DAVETİ: 2011’den beri her seçimde milletimizin önüne koyduğumuz bir hayalimiz var. Türkiye’yi darbe Anayasası ayıbından kurtararak yeni, sivil, dili ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayan Türkiye Yüzyılı’na yakışır bir Anayasaya kavuşturmak... İstiklal ve istikbali için bu kadar ağır bedeller ödemiş milletimizin yeni bir anayasayı, anasının ak sütü gibi hak ettiğine inanıyoruz. Milletimize vaadimiz olan birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf ekonomi ve birinci sınıf özgürlüklerin tamamlayıcısı birinci sınıf anayasa olacaktır. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, böyle bir Anayasayla daha güçlenecektir. Bunun için, 85 milyonun tamamının sahipleneceği ve ‘İşte benim Anayasam’ diyerek baş tacı edeceği bir metni, artık milletin takdirine sunmamız gerekiyor. Buradan, siyasi partilerimizi, yüksek mahkemelerimizi, üniversitelerimizi, devlet kurumlarımızı, barolarımızı, meslek kuruluşlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi ve milletimizin her bir ferdini bu sürece katkı vermeye davet ediyorum. Meclis’in açılışıyla birlikte Türk demokrasisini yeni bir Anayasaya kavuşturmak için girişimlerimizi tekrar başlatacağız. Yargı kurumlarımızın temsilcileri olarak sizlerden de bu sürece hazırlıklı olmanızı, destek vermenizi bekliyorum.
‘Sosyal medya mahkemeleri büyük tehdit’
İnsanımızın yargı süreçleri ve kararlarıyla ilgili kanaatlerini manipüle etmeye yönelik algı kampanyalarının arttığına şahit oluyoruz. Adalet ancak mahkeme salonlarında tecelli eder. Sokağa, televizyon ekranlarına ve sosyal medya mecralarına taşınan adalet, hukuka olan güveni zedeler, zamanla yok eder. Eline mikrofonu veya klavyeyi alan birilerinin, mahkeme kararlarını kendi arzuları ve ideolojik aidiyetlerine göre eğip bükerek yorumlaması, hatta hüküm vermesi doğru değildir. Bu tür şımarık hezeyanlar hem adalet sistemine, hem de sistemin fedakâr mensuplarına karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır, saygısızlıktır. Günümüzde sayıları giderek artan ‘sosyal medya mahkemelerini’ toplumumuzun birliği, dirliği, huzuru ve iç barışı açısından büyük bir tehdit ve tehlike kaynağı olarak görüyoruz.