04.09.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 66 aylık çocukları okula göndermeyin diyen bir eğitim sendikasının terör örgütü ile ilişkisi olduğunu öne sürdü ve 66 aylık çocukların kayıtlarının yapıldığını, onları okula almakta kararlı olduklarını söyledi.
Dinçer, dün CNN Türk’te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dinçer’in açıklamalarından satır başları şöyle:
478 BİN ÇOCUK VAR: 60-66 ay konusunda acele edip etmediğimiz tartışılabilir. Ancak MEB olarak gerekli hazırlıkları tamamladık. Bu konuda kimse endişe etmesin. Biz eğitim yaşını çok öne almadık. Eskiden 68 ay ve sonrasını alıyorduk. Şimdi 66 aylık olanları alacağız. Sadece 2 ay öne çekmiş olduk. Bu 2 aylık farkta da 478 bin çocuk var.
ONLAR TERÖR BAĞLANTILI: Şu anda 66 aylık çocukların eğitime başlaması ile ilgili ideolojik tavırlar var. Yani Türkiye’de bir sendika çıktı hem rapor almayın hem de göndermeyin dedi. Hukuka ve kanuna aykırı tavrı topluma empoze etmeye çalıştı. 66 aylık kayıtlarını yaptık, okula alacağız kararlıyız. MEB’te örgütlenmiş bir sendikanın terör örgütü ile ilişkisi irtibatı olduğuna dair bilgimiz var. Onlar bu tavrı koydular. Dolaylı yoldan ima ile bu tavır ortaya çıktı galiba. Aile çocuğunu gerçekten eğitime hazır hissetmiyorsa doktora götürmeli. Gelmiyorsa elbette hazır değildir.
11 İLDE SORUN VAR: 11 ilimizde alt yapı eksikliği var. 71 ilimizde sınıf başına yaklaşık 25-32 öğrencimiz var. İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Adana, Mersin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Bayburt, Gaziantep göç alan iller. Derslik yapıyoruz ama alt yapı sorununu çözemiyoruz.
ÇOCUK ALTINA YAPARSA: Çocuğumuz altına yaparsa, bizim kontrol edemediğimiz bir durumla karşı karşıya kalırsa, bütün öğretmenlerimiz nasıl davranacağını biliyorlar. Kimse endişe etmesin.
KILIK KIYAFET: Çocuklarımıza müsamaha gösterin. Saçı, elbisesi temiz olduğu müddetçe, ahlaka, adaba uygun ve sınıfın düzenini bozacak herhangi bir sonuç doğurmayacak türden olduğu müddetçe, çocuklarımıza lütfen karışmayın.
GÜZEL ÖĞRETECEĞİZ: Kuran dersini seviye seviye yapacağız. Kuran dersine, Kuran kurslarında olduğu gibi sadece elif-ba’yı öğreterek başlayacak bir yöntem izlemeyeceğiz. Kuran-ı Kerim dersini ve peygamber efendimizin hayatını toplumun günlük yaşantısıyla bağdaştırarak öyle güzel anlatacağız ki, pek çok insan Kur’an kurslarında aldığı şeyin aslında pedagojik bir eğitim olmadığını fark edecek. Dersi seçmeyenlere mahalle baskısı olmaması için tedbirler alıyoruz.
DİNE TESLİM OLACAĞIZ: Kuran-ı Kerim’i bir okuma adabı var. Kuran okunurken belli ritüeller de yapılır. Abdestle dokunmayacaklar, başlarını belki örtmeyecekler ama buna rağmen abdest almak istiyorlarsa; başlarını da kapatmak istiyorlarsa neden böyle yapıyorsun demeyeceğiz. İşin gereği kural neyse o yapılacak. Din bir şey öngörüyorsa teslim olacağız.
BÜTÜN OKULLAR İMAM HATİP Mİ OLUYOR?: Bunun tam tersi düşünceyi iddia edenler de var. Mesela dersleri ortaokullarda da seçmeli olarak vermiş olmamız nedeniyle imam hatip ortaokullarının önünün kesileceğine yönelik iddialar var.
ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER: Dışarıda atama bekleyen öğretmenlerin sesine kulak verir, kadromuzu doldurursak 3 yıl sonra bu kez atama bekleyen öğretmenlere benzer, eş durumundan atama bekleyen öğretmenlerin problemi ile karşı karşıya kalacağız. 7 bin asker eşi yer değiştirmek istiyor. Öğretmenin 1 yıl daha fazla fedakarlık etmesi, subayımızın, polisimizin, kaymakamımızın, hakim ve savcımızın eşinden 1 yıl daha ayrı kalması, bu toplumda genel çıkarların, özel çıkarlara feda edilemeyeceğinin bir göstergesi olacak.
KALP KRİZİ GEÇİRECEĞİM
Sağlık sorunları nedeniyle atama bekleyen o kadar çok öğretmen var ki. İnanın öyle üzülüyorum ki. Bazen kalp krizi geçirecek noktaya geliyorum. Hadise 1 tane, 5 tane olsa bunu çözmeniz mümkün. Ama binlerce olursa bunu çözmek çok zor.