14.03.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Elif Altın / İstanbul
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’nün yurtdışı yapılanması soruşturması kapsamında, Balkan ayağında yönetici konumunda olan ve MİT tarafından yakalanarak Kosova’dan Türkiye’ye getirilen aralarında İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda Ergenekon davasında FETÖ lehine rapor hazırlayan Osman Karakaya’nın da bulunduğu altı şüpheli hakkında, “silahlı terör örgütü yöneticiliği” ve “uluslararası casusluk” suçlarından 16,5 yıldan 28.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
İddianamede, altı şüphelinin yakalanmasının ardından örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in açıklama yaptığı ve şüphelileri sahiplenerek icra edilen yasal faaliyetin “eşkıyalık” olduğunu söylediği belirtildi. İddianamede, Dışişleri Bakanlığı’ndan gönderilen yazıda, şüphelilerin FETÖ ile iltisaklı olduğu, örgütün Kosova’da faaliyet yürüten eğitim kurumlarında görev yaptıkları anlatıldı.
Casusluk yapıyorlar
İddianamede şüphelilerle ilgili olarak, “Her ne kadar örgüt tarafından yurt dışında eğitim, öğretim faaliyeti yürütüldüğü algısı ulusal ve uluslararası kamuoyuna verilmeye çalışılsa da asıl amacın; eğitim ve öğretim faaliyeti görünümü altında o ülkelerin güvenlik ve istihbari bilgilerini temin edip iş birliği yaptığı devletlere aktararak uluslararası casusluk yaptıkları anlaşılmıştır” denildi.
İddianamede, Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin (FSB), FETÖ okullarında çalışan öğretmenlerin ABD ve İngiltere adına ajanlık yaptığı ve bazı Türk Cumhuriyetleri’nde darbe girişimlerine katıldığını tespit etmesi üzerine, Rusya’nın bu yapıya ait okulları kapatarak, öğretmenleri sınır dışı ettiği belirtilerek FETÖ’nün Rusya’daki temsilcisi Tolerans Vakfı Başkanı Mustafa Kemal Şirin’in de ülkeye girişinin yasaklandığı anlatıldı.
İddianamede, özellikle ekonomik açıdan gelişmemiş Balkan ve Afrika ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ile diğer ülkelerde örgütün asıl amacının, o ülkelerin yönetiminde etkin olan iş adamları ile askeri ve devlet yetkililerinin çocuklarına okullarda sözde eğitim vererek kendi örgütsel ve ideolojik görüşlerini empoze etmek olduğu anlatıldı. İddianamede şu ifadelere yer verildi: “Ülke yönetiminde ileride söz sahibi olacak çocuklar ve gençler, bu okullarda yetiştirilip devlet yönetimlerine sokularak örgütün koyduğu hedefler doğrultusunda ülke yönetimleri ve siyasetin kontrol edilmesi amaçlanmıştır.”
Usulsüz raporlar tanzim etti
İddianamede, şüpheli Osman Karakaya’nın, KHK ile kamu görevinden ihraç edildiği belirtilerek Karakaya’nın Ergenekon davası sürecinde aktif rol üstlendiği ve örgütün talimat ve politikaları doğrultusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda raporlar düzenlediği anlatıldı. İkinci “Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın sağlık durumuna ilişkin raporu Osman Karakaya hazırlamıştı. Söz konusu rapor üzerine o tarihte Haberal’ın avukatı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Adli Tıp Kurumu’na, Türk Tabipleri Birliği’ne ve Türk Kardiyoloji Derneği’ne “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.