4 bin lirayla Japonya turu

AŞTAN uyarayım, çapulcu bir gezi yazısı okuyacaksınız... Bir sırt çantasına 2-3 parça eşya koyup nereye mi giderim diyorsunuz? Bence hiç düşünmeden rotanızı Japonya’ya çevirin. Çünkü hem macera yaşamak hem de Uzakdoğu’nun gizemini çözmek için Japonya ideal bir yer.
İstanbul Şehir Üniversitesi’nde okuyan arkadaşım Sena Bölükoğlu ile yıl içinde biriktirdiğimiz parayla nereye gitsek diye düşünürken, 2 gün sonra kendimizi Tokyo’da bulduk. Biz cebimizde 1500 TL ile yola çıktık.
Son dakikada aldığımız için uçak biletine 2 bin 500 TL verdik. Daha erken alsaydık daha ucuza bilet bulabilirdik. Gerçekten her şey bu kadar ani oldu. 20 günde Japonya’nın doğusundan batısına dolaştık. Tabii öğrenci olunca az parayla çapulcu tarzda bir gezi oldu. Örneğin Osaka - Sendai arası hızlı trenle 3 saatken, biz ucuz olduğu için otobüs kullandık ve 13 saatte gittik.
Tohoku Üniversitesi’nde bir arkadaşımız okuyordu. Japonya’ya ilk gittiğimizde onda kaldık. Kendisi bazı şehirlerde arkadaşlarının evlerini ayarladı, oralarda da konaklamayı bedavaya getirdik. Ancak yeri geldi paramız bitince parklarda, metrolarda uyuduk. Oteller çok pahalı olduğu için oralarda kalmak mümkün değildi. Japonya’da metro sistemi çok gelişmiş, her yere metro var. O nedenle şehir içinde ulaşıma çok para harcamadık.

Japonya’dan izlenimler
Japonya’da Tokyo, Sendai, Nara, Kyoto, Osaka, Nagoya ve Kobe şehirlerini gezdik. Kyoto, bizim Sultan Ahmet Meydanı gibi turistik açıdan en ünlü yeri. Altın Köşk olarak da bilinen Kinkaku-ji Tapınağı’nı çok beğendik. Tapınaklar burada önemli merkezler. Kiyomizu-dera, Asakusa Sensoji tapınakları bunlardan birkaçı. Bambu ormanları da harikaydı. Tokyo’da Fuji Dağı’nı da mutlaka görün derim.
Bizdeki kahvehane kültürünün yerini Japonya’da oyun salonları almış. Yediden yetmişe herkes oyun salonlarında. Yaşlı bir amcayı ya da yeni doğmuş bir kadını da bebeğiyle oyun salonunda görebilirsiniz. Yine birçok şehirde kocaman teknoloji mağazaları bulabilirsiniz. Japonya’da evlerin kapısında kilit olmaması da çok ilgimi çekti. Kapı kolunu çevirip eve girebiliyorsunuz. Dünyanın en güvenilir ülkesi desem yanlış söylemiş olmam. Ayrıca Avrupa’ya da gitmiş biri olarak söyleyebilirim ki Japonya aşırı temiz bir ülke. Tapınaklarına, evlerine ayakkabılarını çıkarıp giriyorlar.
Japonlar için iyi bir evi, arabası olması önemli değil. Eğer misafir olursanız, evlerin çok küçük olduğunu, koltuk takımının bulunmadığını görürsünüz. Onlar için en önemli şey seyahat etmek. 15 ülkeye gidenler bunu utanarak söylüyorlar.

Yemekler büyük sıkıntı
Yemek konusuna gelince, ilk başta ucuz olduğu için “onigiri” yiyeceksiniz. Şimdiden uyarayım tadı çok kötü. Benim seyahatten üzüldüğüm tek şey ise meşhur suşiyi yiyecek parayı hiç ayıramamış olmak. Ama onca sefilliğe rağmen hayatımda geçirdiğim en güzel 20 gündü.

SERGİ, TİYARTO, SİNEMA

- Şahin Kaygun’un fotoğraf sergisi, İstanbul Modern’de 15 Şubat 2015’e kadar görülebilecek.
- Ressam Burhan Doğançay’ın çektiği fotoğraflardan oluşan “Picture the World” adlı sergi 7 Haziran 2015’e kadar Doğançay Müzesi’nde.
- Can Göknil’in “Sazlı Sözlü Sergi”si 17 Ocak-14 Şubat 2015 tarihleri arasında Galeri Apel’de.
- “Aklımdaki Kadınlar” adlı oyun 6-7 Ocak’ta saat 21.00’de Ankara Tatbikat Sahnesi’nde yer alacak.
- Bi’ Takım Oyuncular’ın sahneye koyduğu “Üç Kişilik Azizlik” adlı oyun, 8 Ocak’ta saat 20.30’da Tatavla Sahne’de sergilenecek.
- “İstibdat Kumpanyası” adlı oyun 13-27 Ocak tarihleri arasında saat 21.00’de Profilo KM Büyük Sahne’de görülebilir.
- Pangar ve Altıdan Sonra Tiyatro’nun ortak yapımı “Soytarım Lear” 5, 6, 19 ve 20 Ocak’ta saat 20.30’da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde.
- Başrol oyuncuları arasında Robin Williams ve Ben Stiller’in yer aldığı “Müzede Bir Gece: Lahitteki Sır” adlı film vizyonda.
- 9 yaşında küçük bir kız olan Cassandra’nın kaçırılış hikayesinin anlatıldığı “Kayıp Çocuk” adlı filmi vizyonda izleyebilirsiniz.
- Geçirdiği kaza sonrasında geçmişini hatırlamayan Christine Lucas’ın kendisiyle verdiği mücadelenin anlatıldığı “Uyuyana Kadar” adlı film sinemalarda.

Eğitim sisteminden memnun musunuz?

Yeteneğe göre bölüm açılsın

- Tuğçe Uzun (Kocaeli Üniversitesi): Türk eğitim sisteminin ezberci olduğunu düşünüyorum. Sınav zamanı öğrenciler, ders notlarını ezberleyip testlerde başarılı olurken, klasik yorum sorularında kilitlenip kalıyorlar. Bir de üniversitelerde herkesin ilgi alanına ve yeteneğine göre bölümler olsa daha iyi sonuçlar çıkabilir.

Sistem ezbere dayalı

- Emre Deniz Yurtören (Maltepe Üniversitesi): Beş kademeden oluşan eğitim sistemimizin planlı olmayışı milyonlarca insanın hayatını bence olumsuz etkiliyor. Bu plansız eğitim sisteminin en büyük sorunu ise ezbercilik. Ne zaman ezberci sistem bırakılır, o zaman verim alınır.

Memnun değilim

- Cansu Başaran (Yıldız Teknik Üniversitesi): Türkiye’deki eğitim sisteminden memnun değilim. Çünkü yetkililerin yalnızca bir sistem oluşturma çabası var. Onlar için bu sisteminin doğru işleyip işlemediği önemli değil. Eğitimle ilgili birçok sorun yaşanırken bu sorunların çözülmemesi anlaşılır değil.

Staj süresi uzun olmalı

- Yağmur Işık (Plato Meslek Yüksek Okulu): Ülkemizde oturmuş bir eğitim sistemi yok. Eğitim süresinin kısa tutulması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü uygulama gerektiren bölümlerde öğrencilerin çoğu yoğun teoriye takılıp kalabiliyor. Oysa staj için daha çok zaman ayrılmalı. Böylece iş hayatına atıldığımızda zorluk yaşamayız.

Değişikliklere yetişemiyoruz

- Tolukan Uçar (Anadolu Üniversitesi): Eğitim sistemimizde sürekli değişiklikler yapılıyor. Ve bu değişikliklere yetişemiyoruz. Böylesi bir ortamda neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda fikir belirtemiyoruz. Eğitimle ilgili alınan her kararın, öğrencilere, velilere ve öğretmenlere sorulması gerektiğini düşünüyorum.