130 metrekare evden 15 metrekarelik karavana! 'Birikimimiz yok, kapıyı kapatıp yola çıkacağız'
Gül-Mutlu Toksöz 14 aylık oğulları Mustafa ve köpekleri Kadife ile yeni bir hayata geçiş yapmaya hazırlanıyor. 21 yaşında geçirdiği bir kaza sonrası omurilik felci olan Gül ve eşi hem daha rahat bir yaşam hem de oğullarının doğayla iç içe büyümesi adına bu kararı verdi. İşte "Şimdiki evimiz 130 metrekare ve kira. Ancak karavanımız 15 metrekare ve sonsuz bir bahçesi var" diyen çiftin hayali.
Geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olarak tekerlekli sandalyeye bağlı bir yaşam süren Gül Toksöz (33) profesyonel şekilde okçulukla ilgileniyor, eşi Mutlu Toksöz (29) ise yazılım uzmanı olarak özel sektörde çalışıyor. Tek istekleri ise hayatlarını bundan sonra tamamen karavanda sürdürmek. Toksöz ailesinin karavanla seyahat etme ve tam zamanlı yaşamak için ise pek çok sebebi var. Çocukları olana kadar engelli düzeneği olan bir araçla yolculuk eden çift, birtakım zorluklarla karşılaştılar. Engelli tuvaleti bulmanın oldukça zor olduğuna dikkat çeken Toksöz çifti, "Çoğu yerde engelliler için uygun tuvalet ya bulamazsınız ya kilitlidir ya da depo olarak kullanılıyordur. Hatta engelli dostu otelde rezervasyon yaptırıp onlarca basamağa maruz kaldığımız bile oldu" açıklamasında bulundu. Hemen hemen tüm aile üyeleri ve arkadaşları çiftin karavana geçme kararına ilk başta soğuk baksalar da şimdilerde hepsi en az onlar kadar heyecanla yola çıkmalarını bekliyor.
'BETONLARIN ARASINDAN GÜNEŞİ YAKALAMAK BİZİM İÇİN BİR SAVAŞ'
Oğulları doğduktan sonra hayatın kendileri için adeta durduğuna değinen Gül Toksöz, “Mutlu çok yoğun çalışıyor, benim de oğlumuz Mustafa’yı alıp hava almak için kapının önüne inmem bile kendi imkânlarımla çok zor. Apartmanımızın önünde dik bir rampa var. Evimiz kuzey cephe ve güneş görmüyor. Kapının önüne inip, betonların arasında güneşi ucundan yakalamak bile bizim için bir savaş. Evimizi ısıtmayan zoraki merkezi ısıtma sisteminin faturasının yanı sıra ekstra yaktığımız elektrikli ısıtıcıların faturasına mı üzülelim, her şeye rağmen ısınamamaya mı üzülelim bilemedik” deyip ekledi:
"Bebeğimizin çimlerde koşmasını, çamurlarda zıplamasını, günün sonunda sıcak yatağında mışıl mışıl uyumasını istiyorduk. Sosyal medyada karavanda yaşayan bazı ailelerle karşılaştık ve 'Neden olmasın' dedik. Böylece ben rahatça spor salonunun yanında konaklayabileceğim. Oğlumuzu büyütürken alt komşumuzu rahatsız etme derdimiz olmayacak, gönlünce zıplayıp eğlenebilecek. Ayrıca oğlumuz kapının önünde oynarken babası hem çalışıp hem de onu takip edebilecek. Eğer en iyi ısıtma cihazlarını kullanırsak ısınmayla ilgili de bir sorunumuz da olmayacak. Bunların yanı sıra tüm gün güneş görüp doğayla iç içe olabileceğiz."
HER ŞEYİ TEK TEK PLANLADILAR
Tüm hesaplarını bunlar üzerine yapan Toksöz çifti, birkaç haftalık arayış sonrası İzmir’de temiz ikinci el bir midibüs buldu. Hemen midibüsü alıp karavan firmasıyla birlikte projelendirdiler. Tam zamanlı yaşam alanı için uygun tüm koşulları konuştuktan sonra da dönüşüme başlandı. Aile, araçlarını 8 ay önce 138 bin liraya aldı. İlk istekleri için karavan firması 300 bin liralık bir maliyet çıkardı. 2 ay sonra bazı taleplerde bulundular ve bu fiyat 330 bin lira oldu. Sonrasında yeni talepler de ortaya çıkınca toplam maliyet araç hariç 460 bin lirayı buldu. Hâlâ yapılacaklar olduğunu ve harcamalarının devam ettiğini dile getiren Toksöz ailesi, “İsterseniz 100 bin liraya da bir aracı karavana dönüştürebilirsiniz. Biz tam zamanlı yaşayacağımız için ülkemizin en soğuk şehrinde bile ısınma sorunu yaşamayacak teknolojiler kullandık, gerçek bir ev hissi yaşayacak mobilyalar yaptırdık. Karavan firması, aracımız için tüm süreç boyunca özel mimarla çalıştı. Bu nedenle fiyat buralara kadar çıktı” bilgisini verdi.
Gül-Mutlu Toksöz çiftinin karavanlarının olmadık yerlerde arızalanması ve havanın uzun süre kapalı olup elektriksiz kalmaları dışında hiçbir korkusu yok. Araç güvenliği için de can güvenliği için de imkânları el verdiği ölçüde her şeyi düşündüler. Çıkabilecek teknik sorunlara karşı ise alternatif çözümler ürettiler. Örneğin su depolarının yanı sıra yedek su bidonları bulunuyor. Hem dizel hem 220v ile çalışan ısıtma sistemleri mevcut. Bu sistem hiçbir şekilde çalışmazsa diye tüpleri ve ısıtıcı başlığı da yanlarında olacak. Isınmanın yetersiz kalması durumunda ise halı altı şerit ısıtıcılarla destek alacaklar. Tek gelir kaynakları bilgisayar olduğu için internetin çekmediği yerlerde bulunmayı tercih etmeyen aile, güneş panelleri yeterli güneşi göremezse elektrik desteği sağlayan karavan park alanlarına gitmeyi planlıyor.
‘KÂR EDEYİM DERKEN ZARARA GİREBİLİRSİNİZ’
Şehir hayatında da minimal bir yaşam tarzı benimseyen Gül-Mutlu Toksöz, “Ev eşyalarımızı toplayıp bir odaya rahatça sığdırabilirsiniz. Karavan yaşamında da farklı bir tablo olmayacak. Her şeyden önce birbirimizle arkadaşız ve tüm günümüzü zaten bir arada geçiriyoruz. Karavanda yaşamak bizim için evin bir odasında yaşamaktan farksız olacaktır diye düşünüyoruz” deyip karavan yapımıyla ilgili önerilerde bulundu.
“Öncelikle kendiniz yapmaya kalkmayın. Hatta sıradan bir mobilyacıdan, çıkma karavan firmalarından dahi uzak durun” tavsiyesinde bulunan Toksöz çifti sözlerine, “Çok detay var, kar edeyim derken zarara girebilirsiniz. Tavana döşeyeceğiniz lambrilerin aracın dinamiğini bozması, elektrik sistemi için elektrikçilerde satılan sıradan kabloların yarattığı tehlikeler, aracın yük dengelemesi, en iyisi olsun diye taş yünü yalıtım kullanmaya çalışıp aslında karavanda bu malzemenin sıkıntı yaratıyor olması gibi birçok püf nokta var” şeklinde devam etti.
‘BİRİKİMİMİZ YOK, KAPIYI KAPATIP ÇIKACAĞIZ’
Herhangi bir birikimlerinin olmadığını, kapılarını kapatıp yola çıkacaklarını dile getiren Mutlu Toksöz, “İş hayatımız rutin bir şekilde devam edecek. Ben internet üzerinden işimi yapıp para kazanmaya devam edeceğim. Gül de okçuluk sporuna devam edebilmek için daha rahat bir koşulda olacak. Oğlumuz ise hep gözümüzün önünde doğayla iç içe civardaki çocuklarla oynayarak büyüyecek” deyip şunları söyledi:
"Uygun gördüğümüz yerlere konuşlanarak yaşamayı planlıyoruz. Şehrin kuralları değil, kendi kurallarımızı koyacağımız bölgelerde yaşamak istiyoruz. Bizi neler bekliyor bilmiyoruz ancak her yeni işte olduğu gibi bir zorlanma süreci yaşayacağımızı biliyoruz. Zorlandığımız konular faydasını gördüğümüz konulardan ağır basarsa tekrar evimize dönebiliriz. Ancak karavanımızı satmak gibi bir niyetimiz şu an için yok. Rüzgâr nereye götürürse orada olacağız."
