Gündem100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - TARİHE IŞIK TUTAN ‘KIZ VAKASI’!

100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - TARİHE IŞIK TUTAN ‘KIZ VAKASI’!

09.04.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Tarihimizde ‘Kız Vakası’ olarak bilinen olayda Hıristiyan Helena ile tahsilat memuru Türk Emin Efendi birbirine âşık olmuş, millet de birbirine girmişti. Selanik’teki o günlere gidip zamane Romeo-Juliet’inin hikâyesini analım!

100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - TARİHE IŞIK TUTAN ‘KIZ VAKASI’

Bu yüz değil miydi binlerce gemiye açtıran yelkenlerini? Mit der ki binlerce yıl önce güzel Helena savaş çıkartmıştı taliplerine.
Bundan 137 evvel de başka bir Helena yüzünden çıkmıştı başka bir savaş. Dövüşmüştü taraflar canhıraş. Tarihimizde ‘Kız Vakası’ ya da ‘Selanik Vakası’ olarak bilinen olay 5 Mayıs 1876 yılında gerçekleşmişti. Hristiyan Helena, tahsilat memuru Türk Emin Efendi’ye gönlünü kaptırınca olanlar olmuş, millet birbirine girmişti. Bugün Selanik’teki o günlere gidip zamane Romeo-Juliet’inin hikayesini analım istiyorum. Aşkla başlayan bir hikayenin bir Sultanın hayatına mal olmaya kadar giden tarihçesini hatırlayalım.

‘Mozaik’ tasvirini unutun
İmparatorlukların doğasında vardır, kozmopolit olurlar. Bilindiği üzere Selanik de bundan nasibini almış bir kent. Zengin bir Hristiyan, Müslüman, Musevi, Dönme nüfusuna sahip. Ağzımıza pelesenk olmuş ‘muhteşem mozaik’ tasvirlerini bir tarafa bırakalım şimdi; yanyana yaşamıştır bu milletler. Katı kıyafet kodları sonuna kadar uygulanmıştır mesela. O günlerde sokakta volta atma şansına erişseydiniz, siyah, kırmızı ve menekşe renkli pabuçları Hristiyanların kullanıldığını bilir, sadece ayaklara bakarak kimin ne olduğunu anlardınız. Böyle kodlanmış bir toplumda yeşeriyor aşk hikayemiz.

İbret olsun diye idam ediliyor
Selanik’e bağlı Avrethisar köyünden gelen Helena, aşık olduğu bir adam adına din değiştirmeye karar veriyor. Böylece aşıklar, köyün imamı ve Arap kalfanın refakatinde Selanik trenine atlıyor. Helena bir Müslüman gibi giyinmiş, olacaklardan habersiz. Şehre vardıklarında istasyonda bekleyen yaklaşık 150 Bulgar ve Rum, kafileyi engellemeye çalışıyor. Üç zaptiye kızgın kalabalığı sakinleştirmeye çalışıyor ama nafile.
İş çığırından çıkıyor ve kalabalık Helena’ya el koyup Amerikan Konsolosvekili Perikli Lazari’nin evine götürüyor. Bunun üzerine Müslüman halk seferber olup Selanik Valisi Refet Paşa’ya çıkıyor. Vali kızı konsolosluktan istiyor istemesine ama cevap, “Kız burada değil, nerede olduğunu bilmiyoruz” oluyor. Böylece Müslüman halk öfkelenip Selim Paşa Camisi önünde toplanıyor.
Fransız ve Alman Konsolosları Müslümanları sakinleştirmek için yaklaştıklarında linç ediliyorlar. Dönemin bütün gazetelerinde bu olay yankı bulmuş. Diplomatik bir kriz yaşanmış, hatta Fransız, Alman, Avusturya ve İtalyanlar Selanik’e savaş gemilerini göndermiş. Osmanlıya, sorumlu bulunmazsa, karaya asker çıkarırız diye bir ültimatom verilmiş. Bunun üzerine Babıali de temkinli davranıp savaş gemileri ve askeri birliklerini yolluyor bölgeye.
O esnada Selanik limanına demirlemiş bir savaş gemisinde genç bir deniz subayı var: Pierre Loti. O günlere tanıklık eden Loti, her şeyi günlüklerine yazmıştır. Hatta meşhur Aziyade romanı ‘Kız Vakası’yla başlar. Sonuç: 16 Mayıs 1876’da olayı çıkarmakla suçlanan 6 Müslüman, halka ibret-i alem olsun diye Selanik limanında idam ediliyor. 12 kişi de mahkum oluyor. Kız Vakası İstanbul’da duyulduktan beş gün sonra Enderun talebeleri ayaklanıp sadrazam ve şeyhülislamın istifasını talep ediyorlar. Ay sonunda olanları biliyoruz. Tarih 30 Mayıs 1876 Sultan Abdülaziz tahtan indiriliyor. Resmi kaynaklarda ölüm sebebinin intihar olduğunu söylense de, adli tıp raporları farklı bir şey gösteriyor. Darp izleri bir tarafa, Sultanın küçük bir makasla iki bileğini birden kesme mahareti yok diye düşünülür hala.
Peki ne oldu bizim aşıklarımız diye soracak olursanız, onlar eriyor muradına.
İngiliz Konsolosu devreye girip Helena’yı Osmanlı makamlarına teslim etmiş. Helena ve Emin Efendi evlenmiş. Olan, onlar üzerinden galeyana gelenlere oluyor. Tarihte bazı olaylar, birbirini tetikler. Alakasız bir hadise, gerilmiş tansiyonu fitiller. Kız Vakasının böyle bir örnek olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - TARİHE IŞIK TUTAN ‘KIZ VAKASI’

100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - TARİHE IŞIK TUTAN ‘KIZ VAKASI’

Atatürk Evi, Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından modern anıt olarak tescil edilmiş.

Atatürk’ün doğduğu evin öyküsü
Atatürk Evi, 1870’ten önce Rodoslu müderris Hacı Mehmed Vakfı’ndan yaptırılmış, önce İbrahim Zühdü adlı birisine, daha sonra da Abdullah Ağa ve eşi Ümmü Gülsüm’e satılmış. Ev, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi tarafından inşa ettirilmemiş, kiralanmış...

NEZİH BAŞGELEN

1881’de Mustafa Kemal’in gözlerini dünyaya açtığı Selanik, 19. yüzyılın ikinci yarısında gelişmeyle gelenekselin birbirinden farklı ve çatışan değerleri arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun en hızlı değişen ve dönüşen kentiydi... Doğduğu ev, o dönem Selânik’in Koca Kasım Paşa Mahallesi, İslâhhane Caddesi üzerinde. Selanik’in Müslüman ahalisinin mesken olduğu bu mahallenin büyük çoğunluğu geleneksel değerleri benimsemiş insanlardan oluşmaktaydı. Büyük bir kesimi küçük esnaf ve memurlarla yakın çevredeki mektep medrese gibi kurumların mensubu ulema sınıfı kişilerdi.
Selânik arşiv belgelerinden edinilen bilgilere göre, şimdi müze olan Atatürk Evi, 1870 yılından önce Rodoslu müderris Hacı Mehmed Vakfı’ndan yaptırılmış olup önce İbrahim Zühdü adlı birisine, daha sonra da yine Selânik halkından Abdullah Ağa ve eşi Ümmü Gülsüm’e satılmıştır. Bu kayıtlardan anlaşıldığına göre Ev, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi tarafından inşa ettirilmemiş, sahiplerinden kiralanmıştır.

Atatürk ocaklı odada doğmuş
Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi, bilindiği gibi, bir süre Selânik Evkaf kâtipliğinde bulunmuş, gümrük memurluğu yapmış, 1876 yılında da Selânik “Asakir-i Milliye taburunda birinci mülazim olarak görev almış, daha sonra serbest ticaret hayatına atılmıştır.
Selânik’in tanınmış ailelerinden Sarıgüllü Hacı Sofulardan Feyzullah Ağa’nın kızı Zübeyde Hanım ile 1878 yıllarına doğru evlenen Ali Rıza Efendi, Kırmızı Hafız diye şöhret bulan babası Ahmed Efendi’nin Subaşı mahallesindeki evinden ayrılarak Koca Kasım Paşa Mahallesi’ndeki aslı vakıf olan şimdiki evi sahiplerinden kiralamış, eşiyle birlikte bu eve taşınmışlar.
Atatürk, 1881 yılında bu evin ikinci katındaki sol taraftaki ocaklı odada doğmuştur. Ali Rıza Efendi’nin 1888 yılında ölümüyle genç yaşında dul kalan Zübeyde Hanım, oğlu küçük Mustafa (Atatürk) kızları Naciye ve Makbule ile, biraz da geçim masraflarını hafifletmek üzere, bu pembe evden yanındaki daha küçük bir eve taşınmışlar.
Zübeyde Hanım Balkan harbinden sonra birçok Türk aileleri gibi kızı Makbule (Atadan) ile birlikte Selânik’ten göçmüş, İstanbul’a gelerek Beşiktaş-Akaretlerde bir eve yerleşmiş, Milli Mücadele yıllarında da Ankara’ya gelmiştir. Ankara’nın iklimi, sağlığı için elverişli olmadığından Büyük Zafer’den sonra İzmir’e gönderilmiş, 1923’te orada vefat etmiş, Karşıyaka’ya defnedilmiş.

Ev satılıyor
Balkan harbi sırasında, Selânik Yunanlıların eline geçtiğinde Zübeyde Hanım’ın oturduğu ev de Yunan Hükümetine intikal etmiştir. Yunan Hükümeti de (Lozan Antlaşması’ndan sonra) evi Karadeniz göçmeni Rum bir aileye satmıştır. Cumhuriyet’in Onuncu yıl dönümü (29 Ekim 1933) dolayısıyla, Selânik Belediyesi, Türk-Yunan dostluğu ve Balkan Konferansı’nın bir hatırası olarak, Atatürk’ün doğduğu evin çift kanatlı kapısının sağ köşesine mermer bir plâka yerleştirmeyi kararlaştırmıştır. 4 Kasım 1933 tarihinde Türkiye’nin Atina Büyükelçisi ve elçilik mensupları, Makedonya Genel Valisi, Selânik Belediye Başkanı ve Yunan ileri gelenlerinin katılmasıyla bir tören yapılmış, plâka bu törende yerine konmuştur. Plâkanın üzerinde Türkçe, Yunanca ve Fransızca olarak şu ibare yazılı:
“Türk Milleti’nin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA - KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İşbu levha Türkiye Cumhuriyeti’nin Onuncu Yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selânik, 29 Birinciteşrin 1933.”
Selânik Belediyesi, daha sonra evin, Karadeniz’den göç eden Rum aileden satın alınarak, Atatürk’e hediye edilmesini de kararlaştırmış, ev ancak 19 Şubat 1937’de boşaltılabilmiş ve anahtarları Selânik Başkonsolosluğumuza teslim edilmiştir.
Bu olaydan sonra, Atatürk Evi, Selânik’teki Türk Başkonsolosluğu’nun bakımına verilmiş ve evin zemin katında sonradan açılan dükkanlar kaldırılarak eski şekline getirilmiş, sonradan sarıya boyanan ev yine pembe renkle boyanmış, çatısı aktarılarak onarılmıştır. 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’ın talimatıyla daha geniş çapta onarım gören ev, Atatürk’ün naaşının Anıtkabire taşınmasıyla eş zamanlı olarak 10 Kasım 1953 günü törenle Müze olarak açılmıştır. Evin yanında bulunan sokağa, Selanik Belediyesi tarafından o dönemde verilen ‘Kemal Atatürk Sokağı’ adı Kıbrıs krizi sırasında kaldırılmıştır.
Atatürk Evi bugünkü Selânik’in Aya Dimitriya Mahallesi’nde, Apostolu Pavlu Cadddesi üzerinde 17 numaradadır. Bitişiğinde Türk Başkonsolosluğu vardır.

Düzenleme nedeniyle kapalı
Ev, Yunanistan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2011’de modern anıt olarak tescil edildi. Atatürk’ün hatırasına yakışacak çağdaş müzecilik anlayışıyla yenilenmesi için ziyarete kapatılarak geçen yıl çalışmalara başlanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın yönlendirmesiyle Bilgili Holding tarafından üstlenilen onarımı ekim ayında tamamlanmıştır.
Atatürk Evi bugünkü Selânik’in Aya Dimitriya bölgesi, Apostolu Pavlu sokağının üzerinde 17 numarada. Bitişiğinde Türk Başkonsolosluğu var. Günümüzde tekrar onarıma alınmış.Yeni girişi ise İsaias sokağı üzerinden olacak. Selanik belediyesi tarafından sağlanan özel izinle bu alanda da iyileştirme çalışmalarına başlanmıştır.
Proje Selanik Belediye Başkanı Yiannis Boutaris tarafından da bizzat destekleniyor. Tarihi alanların canlandırılması çalışmalarıyla dikkati çeken Boutaris, Pelin ile yaptığımız karşılıklı görüşmelerde de bize yakın ilgi gösterdi ve Türkiye’den geleceklerle ilişkilerin her yönde geliştirilmesine samimice önem verdiğini belirtti. Onun yönlendirmesiyle şehirdeki Osmanlı dönemi anıtlarındaki onarım çalışmalarını yakından görme imkanımız oldu.

Haberin Devamı

100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - TARİHE IŞIK TUTAN ‘KIZ VAKASI’

Şemsi Efendi, 1893’te Selanik Askeri Rüşdiyesi’ne geçmişti.

Haberin Devamı

Bu küçük ev hep vardı!
Zaman zaman, çocukları ile birlikte, kardeşi Hüseyin Ağa’nın çiftliğine giden Zübeyde Hanım, bu sırada, Atatürk’ün ifadesiyle, iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey’le, bu küçük evde evlenmişdi. Atatürk, babasının sağlığında, kısa bir süre devam ettiği Şemsi efendi mahalle okuluna Pembe evde başlamış, babasının ölümünden sonra, önce Selânik Mülkiye Rüşdiyesi’ne kaydolmuşken, daha sonra buradan ayrılarak, 1893 yılında Selânik Askerî Rüşdiyesi’ne geçmiştir. 1896 yılında Manastır Askerî İddadîsi’ne, 1899 yılında da İstanbul’daki Harp Okulu’na başladıktan sonra, tatillerinde Selânik’e gelen Atatürk, yine annesi ve kardeşleriyle bu küçük evde oturmuştur.

Haberin Devamı

Yarın: Yedikule’den Beyaz Kule’ye Selanik Anıtları

KEŞFETYENİ
Sevenlerini korkuttu! Ünlü şarkıcı soluğu hastanede aldı
Sevenlerini korkuttu! Ünlü şarkıcı soluğu hastanede aldı

Cadde | 24.04.2025 - 07:25

Peş peşe kayıplar yaşayan ünlü türkücü Mahsun Kırmızıgül, kalp çarpıntısı nedeniyle hastaneye gitti.

Yazarlar