31.08.2024 - 16:11 | Son Güncellenme:
Nemrut Krater Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki sönmüş bir yanardağ olan Nemrut Dağı’nın zirvesindeki kalderada bulunur. Kalderalar, dev bir volkanik patlamanın ardından lavların toprağı çökertmesiyle oluşan doğal ve etkileyici yapılardır. Binlerce yıl süren jeolojik süreçlerin ardından ise bu krater gölü oluşmuştur.
Nemrut Kalderası’nın yani Nemrut Krater Gölü’nün iklimi yıl boyunca sürekli değişkenlik gösterir. En soğuk dönem olan ocak aylarında sıcaklık -5,9 dereceye kadar düşerken, en sıcak dönem temmuz aylarında ise 18,5 dereceye kadar yükselir. Gölün tatlı suyu, yağmur suları ve sıcak su kaynaklarından beslenir. Sıcak su kaynakları, gölün alt kısmının yüzeyine göre daha sıcak olmasını sağlar ve bu özellik kış aylarında gölün donmasını engeller.
Yıl boyunca değişiklik gösterse de ağırlıklı olarak serin ve nemli bir iklimin hâkim olduğu Nemrut Krater Gölü, çeşitli bitki örtüsü ile de dikkat çeker. Burada kekik, mavi koyun yumağı, şalba, tire lalesi ve tarla üçgülü gibi bitkiler yetişir.
Bitki çeşitliliği açısından oldukça zengin olan göl, birçok farklı hayvana da ev sahipliği yapıyor. Göl çevresinde kızıl akbaba, kadife ördek, kaya kartalı, arı kuşu, doğu martısı, küçük alamecek, yabani tavşan, tilki ve boz ayı gibi türler yaşar. Geçmişte Nemrut Kalderası'nda yaşamış olan çengel boynuzlu dağ keçisinin ise ne yazık ki günümüzde bu bölgedeki soyu tükenmiş durumdadır.
Nemrut Krater Gölü, fitoplankton bakımından oldukça zengindir. Gölün toprak yapısı ise kil, silt ve kum karışımından oluşur. Bu da ekosistemin çeşitliliğine katkıda bulunur. Ancak, giderek artan turistik ziyaretler ve aşırı otlatma, göldeki biyoçeşitliliğin azalmasına ve habitatın bozulmasına neden olabiliyor.
Nemrut Kalderası 2021 yılında "Kesin Korunacak Hassas Alan" olarak ilan edildi. Bu adım, olumsuz etkileri azaltmak, bölgenin doğal değerlerini koruma ve ekosistem dengesini sağlama yönünde önemli bir adımdır.
Nemrut Krater Gölü'nün çevresi, yalnızca doğal güzellikleriyle değil aynı zamanda bölgesel kültürel mirasıyla da dikkat çeker. Çevre köylerde yaşayan halk, göl ve çevresiyle ilgili geleneksel öyküler anlatır. Ayrıca, yerel yönetimler ve çevre grupları, bu önemli alanın korunması için çeşitli projeler ve eğitim programları düzenleyerek, hem doğal hem de kültürel mirası gelecek nesillere aktarmayı amaçlamaktadır.