13.02.2020 - 17:23 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Çin'in ardından en çok vakanın görüldüğü Japonya'da, koronavirüs nedeniyle ilk ölüm gerçekleşti. Sağlık Bakanı Kato Katsunobu, Tokyo yakınlarındaki bir hastanede iki haftadır Covid-19 tedavisi gören 80 yaşlarında bir kadının öldüğünü açıkladı.
Japonya'nın Yokohama kenti yakınlarında içindeki 3 bin 700 kişiyle birlikte karantinada tutulan Diamond Princess'te ise, testler sürüyor. Gemideki yolculardan David Abel, "Depresifleşiyoruz" diyor.
Gemideki pek çok kişi gibi David ve eşi Sally, rüya gibi bir lüks tatil hayatıyla binmişti gemiye. Fakat kendilerini Çin dışındaki en büyük koronavirüs salgının ortasında buldular.
12 Şubat itibarıyla gemide 174 kişide Covid-19 virüsü tespit edildi. David, virüs bulaşan kişilerin gemiden indirilerek hastaneye götürüldüğünü fakat geri kalanların virüsü izole etmek için Diamond Princess'te bekletildiklerini anlatıyor:
"Çok sayıda yolcu kapalı mekanda uzun süre bekletilmekten sıkılmaya başladı." BBC'ye konuşan David "Biraz endişeleniyoruz" diyor ve ekliyor: "Bir yolcuda daha virüse rastlandığını duymak istemiyoruz. Özellikle de eşimde ve bende!"
Hayatlarının tatiline çıkmayı planlayan çift, 4 Şubat'ta ilk vakanın görülmesiyle birlikte her şeyin değiştiğini söylüyor: "Tatil müthiş gidiyordu ama bir anda karantina prosedürü uygulanmaya başladı. O günden beri de durumumuz yokuş aşağı gidiyor. Yemeklerimiz de tamamen değişti. Artık lüks bir tatilde değiliz. Kamaralarımıza sadece temel gıdalar dağıtıyorlar.
İnsanların nadiren güverteye çıkmasına izin veriliyor. Ama o anlarda da virüsün bulaşmasını engellemek için aralarında iki metrelik mesafe koymaları söyleniyor."
İlk vaka tespit edildikten sonraki gün sabah 06.30'da kaptan tarafından gemide bir uyarı yapılıyor: "Kamaralarınızdan çıkmayın." Bir süre boyunca odalarından koridora bile çıkamıyorlar.
Tespit edilen ilk 10 hastanın gemiden çıkarılmasının ardından başlarına ne geleceğini merak ediyorlar. Gemideki herkes kontrolden geçirilene kadar, yolcuların 15-30 metrekare arasında değişen kamaralarında vakit öldürmenin yollarını bulmalarından başka bir seçenekleri yok…
Diamond Princess'te yolcular beklerken mürettebat da onlara hizmet etmeye devam ediyor. Güvertenin altında izolasyon yok: Bin kişilik bir ekip gemiyi işler halde tutmak, yemek hazırlamak, bulaşıkları yıkamak ve ortalığı temizlemek için çalışıyor ve orada yaşıyor.
BBC'nin öğrendiği kadarıyla kıdemliler hariç mürettebat kamaralarını, banyolarını, yemek ve yaşam alanlarını paylaşıyor. Bu da virüs bulaşma ihtimalini artırıyor.
Princess Curises'un internet sitesindeki bilgilere göre tayfanın haftada yedi gün, günde 10-13 saat arası çalışması bekleniyor. Facebook'ta bir video paylaşan mürettebattan Binay Kumar Sakar "Çok korkuyoruz, virüs günden güne yayılıyor" diyor.
BBC'nin edindiği bilgilere göre virüsün bulaştığı kişilerden 10 ila 20'si mürettebattan. 7 Şubat'ta gemide hastalananların sayısı artıyor. David "Yolcuların morali azalıyor ve ümitsizliğe kapılıyorlardı" diyor.
Virüsün daha fazla kişiye yayılmasının nedeni bilinmiyor ama Japon yetkililer bu kişilerin karantina öncesi de virüs kapmış olabileceğine işaret ediyor. Virüsün kuluçka süresinin iki hafta civarında olduğu tahmin ediliyor.
Bir diğer ihtimal de virüsün karantina koşullarına rağmen yayılmaya devam etmesi. Uzmanlar mürettebata yeterli eğitim verilmemesi veya yeterli koruyu ekipmanlarının olmaması durumunda bunun mümkün olduğunu söylüyor.
David, gemideki İngiliz bir arkadaşında da virüs tespit edildiğini, adamın balayı yolculuğunda eşinden ayrılıp karantinaya götürüldüğünü anlatıyor.
Karantina sürecinde gemiye bazı tıbbi malzemeler de teslim ediliyor. David "Maskeler ve eldivenler dağıttılar. Dışarı çıkarken onları giymemiz gerekiyor" diyor ve her gün ateşlerini ölçmelerinin istendiğini söylüyor.
Gemiden ne zaman çıkabileceklerine dair bir fikirleri yok. Salgın gemi turizmi sektörünü etkiledi.
Demir atmak istediği beş ülkenin izin vermediği MS Westerdam bugün altıncı denemesinde Kamboçya'ya yanaşabildi. Üstelik gemide kimsede virüs bulunmamasına rağmen.
ABD'de Anthem of the Seas gemisi, test sonuçları gelene kadar New Jersey'de birkaç gün karantina altında tutuldu. İtalya'da da benzer bir olay yaşandı ve 7 bin kişinin bulunduğu Costa Smeralda gemisi Roma'da bir süre karantinaya alındı. Hong Kong'da World Dream gemisi 3 bin 600 yolcuyla dört gün boyunca karantinada kaldı.
Çin'in Wuhan kentinde 12 Aralık tarihinde ortaya çıkan Koronavirüs yeni adıyla Covid-19 can almaya devam ediyor. Bilim adamlarının Çin'deki gizemli bir mağarada yaptığı keşif, tedavi için umut ışığı olurken, ABD'de Çinli bir yolcunun bagajından çıkan ölü kuşlar ise endişe yarattı.
Çin'den gelen son dakika haberine göre Covid-19 nedeniyle bir günde hayatını kaybedenlerin sayısı 242'ye ulaştı ve rekor kırdı. Yaşanan bir diğer gelişme ise Yarasaların yaşadığı mağaralarda yapılan keşif! Tüm dünyayı tedirgin eden Koronavirüs için mağaralarda yapılan keşifin umut ışığı olabileceği duyuruldu.Çin'den gelen son dakika haberine göre, vahşi yarasalarla dolu gizli bir mağara, koronavirüs salgınıyla mücadelede anahtar rolü oynayabilir.
Çin'in Yunnan eyaletinde bulunan gizemli mağaranın yakınında yaşayan insanlar, içerdeki binlerce yarasa ölümcül virüsü taşımasına rağmen hastalığa karşı bağışıklık sahibi olabilir.
Kâr amacı gütmeyen EcoHealth Alliance adlı şirkette hastalıklar üzerine uzman çevrebilimci Peter Daszak tam da bu konu üzerinde çalışıyor.
O ve ekibi, yarasaları ve taşıdıkları patojenleri araştırmak için hem Çin'deki hem de dünyanın dört bir yanındaki mağaralara girdiler.
Keşif 2004 yılında 774 kişinin ölümüne sebep olan SARS salgınını araştıran bilim adamları tarafından yapıldı.
Uzmanlar 2017 yılında mağaraya yarasa dışkısı örnekleri toplamak için geri döndü ve Wuhan virüsü olarak da anılan koronavirüsle yüzde 96 oranda özdeş olan virüsün, kendilerine de bulaştığını fark etti.
Araştırmacı Peter Daszak, "Hasta olup olmadıklarını bilmiyoruz. Çocukluklarında veya yetişkin yıllarında maruz kalıp kalmadıklarını da bilmiyoruz. Ama bu durum, virüsün yarasalardan insanlara tekrar tekrar sıçradığını gösteriyor." açıklamasında bulundu.
Hayvanlardan insanlara geçen virüsler özellikle tehlikeli, çünkü vücudumuzda bu tür virüslerle savaşacak antikorlar bulunmuyor.
Yarasalar, Çin'deki pazarlarda satıldıklarını gösteren fotoğraflar ortaya çıktığından beri, salgınla birebir bağlantılı.
Daszak tarafından Nature dergisinde 2017'de yayınlanan araştırmaya göre, yarasalar "zoonotik enfeksiyonlar" olarak adlandırılan ve insanları enfekte etme olasılığı yüskek olan virüsleri taşıyor.
Ancak çalışma, mağaranın yakınında yaşayan insanların% 3'ünün kendilerini SARS ile ilişkili koronavirüslere karşı koruyan antikorlar taşıdığını ortaya koydu. Bu da aşı çalışmaları için umut vadeden bir gelişme olarak görüldü.
Ancak dünya çapında yayılan ve 45 binden fazla insanı enfekte eden virüse rağmen, Endonezya'daki pazarlarda yarasa satışları devam ediyor.
Yarasalar geleneksel olarak Kuzey Sulawesi'den Minahasan halkı tarafından Paniki adı verilen bir yemek şeklinde tüketiliyor.
Söz konusu Paniki adlı yemekte, yarasaların kafaları ve kanatları da olmak üzere tamamı kullanılıyor.
Markette çalışan Stenly Timbuleng adlı adam, her gün en az 60 yarasa sattıklarını, özellikle tatil dönemlerinde bu sayının 600'e kadar çıktığını söyledi.
Kendisine koronavirüsün satışları etkileyip etkilemediği sorulan Timbuleng, "Satışlar devam ediyor, hiç etkilenmedi. Tezgahtaki yarasalar gün sonunda mutlaka tükenmiş oluyor." dedi.
Öte yandan Çin'in başkenti Pekin'den ABD'ye gelen bir yolcunun çantasından, bir paket içerisinde ölü kuşlar çıktı. Yetkililerden yapılan açıklamya göre, gümrük memurları Çin'den Washington'a gelen bir yolcunun bagajında, üzerinde kedi ve köpek karikatürleri olan mor bir paket içerisinde ölü kuşlar tespit etti.
ABD Gümrük ve Sınır Devriyesi'nden yapılan açıklamada, olayın Washington'daki Dulles Havalimanı'nda 27 Ocak tarihinde meydana geldiği ve ölü kuşlara el konuşduğu bildirildi. Çinli adam, ölü kuşların kedi maması olduğunu ve onları Maryland'e götürmeyi planladığını iddia etti.
Kuşların ülkeyi sokulması, kuş gribi yayabilecekleri endişesiyle yasak. Yetkililer, paket içerisindeki ölü kuşların yok edildiği bilgisini paylaştı.
Koronavirüsün hastalığın sıfır noktası olan Huanan Deniz Ürünleri Pazarı'nda yarasa satışı yapılmadığı bilgisi paylaşılmıştı.
Bu da, virüsün yarasan bir diğer taşıyıcı hayvana, ordan da insan geçtiği tezini doğuruyor. Ancak bunun hangi hayvan olduğu henüz kesinlik kazanmadı.
Huanan pazarı, buranın yerlilerinin uğrak noktalarından biri olarak nitelendiriliyor. Özellikle etini "taze" satın almak isteyenler buraya geliyor ve satın alacağı hayvanı hemen o anda kestiriyor. Canlı hayvanlar, bu pazardaki küçük kafeslerde tutuluyor ve müşterinin talebine göre kesiliyor.
Çin'in resmi haber ajansı olan Xinhua'nın aktardığına göre Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, "33 pozitif örnekten 31'i, yaban hayatı ticaretinin yoğunlaştığı pazarın batı bölgesinden toplandı" açıklamasında bulundu.
Bu sonuçlar, yeni koronavirüsü salgınının başlangıcının, yaban hayvanları ticaretiyle yüksek oranda bağlantılı olduğunu ortaya koydu.
Çin'de salgının başladığı Wuhan'daki balık pazarı, kapatılır kapatılmaz incelemeye alınmıştı. SARS benzeri virüsün burada satılan bir hayvandan insana geçtiği düşünülüyordu.
Koronavirüs salgınının merkezinde olan bu pazarda, koala etinden yılana, fareden kurt yavrularına kadar pek çok şey satılıyor. Çinli yetkililer, burada yasadışı olarak satılan vahşi hayvanlara el koyarak incelemeye almıştı.
Wuhan'ın kent merkezindeki Huanan Deniz Ürünleri Pazarı, Çinli yetkililerin koronavirüsün gıda ithalatında satılan vahşi bir hayvandan kaynaklanmış olabileceğini söylemesinin ardından yerel yetkililer tarafından 'sıfır noktası' olarak adlandırıldı.
Pazar yeri henüz kapatılmadan önce, aralık ayında çekilmiş fotoğraflar ortaya çıktı. Çin'de bir gazetenin yayınladığı fotoğraflarda, 112 egzotik hayvanın fiyatlarının olduğu liste de göze çarpıyordu.
Çin'in Facebook'u olarak kabul edilen ve ülkenin en çok kullanılan sosyal medya platformu olan Weibo'da paylaşılan bu görüntüler de, hayvanların öldürülüp satışa sunulduğu sağlıksız ortamı gözler önüne seriyor.
Küçük kafeslerde kötü koşullarda kesilmek üzere bekleyen hayvanların görüntüler, pazarda çalıştığı tahmin edilen bir sosyal medya kullanıcıs tarafından fotoğraflandı ve Weibo'da paylaşılmıştı.
Görüntüleri paylaşılan hayvanlar arasında, uzmanların virüsün çıkış noktası olabileceğini düşündüğü yılanların yanı sıra kunduzlar ve yavru bir geyik de bulunuyor.
South China Morning Post gazetesine göre, satılan hayvanlar arasında Misk kedileri, canlı tilkiler, dev semenderler, yılanlar, fareler, tavus kuşları, kirpiler ve koalalar da var.
Bazı fotoğraflarda evlere servis yapıldığının da altı çizilmiş ve "Taze kesilmiş, dondurulmuş etler, kapınıza kadar getirilir" ibaresi görülüyor.
Satıcılar, salgın başladıktan sonra pazarın dezenfekte edilmesi için kapatılıncaya kadar "yaban hayatı" ticaretinin gerçekleştiğini söylüyor.
Salgın, ülkenin egzotik lezzetlerine ve malzemelerine olan talebin de etkisiyle, kuralları kötü düzenlenmiş olan vahşi hayvan ticaretini gündeme getirdi.
Doğal kaynakları koruma savunucuları, biyolojik çeşitlilik ve hastalık yayma potansiyeli üzerindeki etkisi nedeniyle yaban hayatı ticaretini uzun süredir kınıyorlar.
Çin'in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının merkez üssü Hubey eyaletinde son 24 saatte can kaybında 242 artış oldu. Şinhua ajansının haberine göre, eyaletteki son 24 saatte 14 bin 840 vaka tespit edildi, 242 kişi yaşamını yitirdi.
Eyaletteki toplam vaka sayısı da 48 bin 206 olarak belirtilirken, vaka sayısının hızla artmasının nedeninin Kovid-19’u teşhiste kullanılan yöntemlerin değişmesi olarak açıklandı.
Ulusal Sağlık Komisyonu’ndan ülke geneli koronavirüs salgın durumuna ilişkin açıklama yapılmadı.
Çin'de salgın durumunu internet üzerinden anlık takip eden platformlardan "Ülke Geneli Yeni Tip Koronavirüs Salgını Anlık Gelişmeler" verilerine göre ülke genelindeki can kaybı 1368'e, toplam vaka sayısı ise 59 bin 883'e yükseldi.
Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) Hubey Parti Sekreteri Ciang Çaoliang, salgının ortaya çıkmasından bu yana eyalette yaşanan "zayıf yönetim” nedeniyle görevinden alındı. ÇKP Merkezi Komitesi, Ciang'ın yerine Şanghay Eski Belediye Başkanı Ying Yong'u atadı.
Ayrıca Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun çeşitli birimlerinden 2 bin 600 askeri sağlık personelinin Vuhan’a gönderildiği aktarıldı.
Söz konusu sağlık personelleriyle birlikte Vuhan’a Kovid-19’un ortaya çıkışından bu yana yapılan askeri sağlık personeli takviyesi 4 bini geçti.