06.03.2021 - 11:35 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Ülkede tam bir aydan beri halk sokaklarda, yaşanan korkunç olayları tüm dünya dehşete kapılarak izliyor. Sokaklar kan gölüne dönerken, art arda ortaya çıkan yeni görüntüler tüyler ürperten nitelikte.
Demokrasi yanlısı protestoculara karşı giderek artan kanlı baskılara katılmayı reddeden oolis memurları, Myanmar'dan Hindistan'a kaçmaya başladı. Hindistan sınır muhafızları, son birkaç gün içinde yaklaşık 30 polis memuru ve ailelerinin ülkelerine geçtiğini ve çoğunlukla Mizoram eyaletine sığınmak istediklerini söylüyor.
Yerel halk, bu adamların Batı Çin eyaletinde, sivilleri vurma emirlerini yerine getirmeyi reddeden polis memurları olduklarını iddia ettiklerini söylüyorlar. Hindistan, bundan böyle Myanmar sınırını kapattığını ve daha fazla mültecinin geçişini engellemek için devriyeleri hızlandırdığını söylüyor. Yetkililer, geçiş yapanların kimliklerini tespit ediyor ve mülteci olarak yerleşip yerleşemeyeceklerini belirliyor.
Bir Birleşmiş Milletler özel elçisinin Güvenlik Konseyi'ni, ülkedeki protestocuların öldürülmesi nedeniyle cuntaya karşı harekete geçmeye çağırmasından sadece saatler sonra, Cumartesi saatinin erken saatlerinde Myanmar güvenlik güçleri, Yangon'daki bir protestoyu durdurmak için göz yaşartıcı gaz ve sersemletici el bombaları kullandı.
Ordunun 1 Şubat'ta lider Aung San Suu Kyi'yi devirerek yönetime el koymasından bu yana başlayan protestolar ve grevlerle daha da kargaşaya sürüklendi. Birleşmiş Milletler'e göre 50'den fazla protestocu öldürüldü. Kanlı Çarşamba günü en az 38 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor.
Ortaya çıkan yeni görüntüler, krizin ne denli büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Görüntülerde ordu mensuplarının yoldan geçtiği sırada, elinde tüfek olan bir askerin, yaşadığı apartmanın penceresinden o anları kayıt altına alan bir kişiye doğru nişan aldığı görülüyor. Görüntüleri kaydeden kişi, vurulmamak için eğiliyor.
5 Mart 2021 tarihli sosyal medya videosundan elde edilen ve Reuters tarafından servis edilen bir diğer görüntüde ise, Myanmar güvenlik görevlilerinin, Mandalay kentinde bilinci kapalı bir kişiyi taşdığı görülüyor.
Bu sabah çekilen ve Associated Press tarafından dünyaya servis edilen görüntülerde ise, Yangon kentine bağlı Tharkata kasabasında gerçekleşen bir protestoda, çevik kuvvet polislerinin bir göstericisi döverek gözaltına aldığı görülüyor.
Myanmar ordusunun askerleri sosyal medyada göz göre göre "gördüğüm herkesi vuracağım" uyarısı yapıyor. Ordunun kanlı baskısı sürerken, Myanmarlı demokrasi yanlısı bir protestocunun, askerler tarafından vurularak öldürüldüğünü gösteren görüntüler ortaya çıktı.
Hem sokakta vurulan bir sivilin videosu hem de sağlık ekibinin polis tarafından vahşice dövülmesinin görüntüleri ortaya çıktı. Tüyler ürperten görüntüler, BM özel elçisi tarafından kınandı.
Kayıt altına alınan görüntüler, protestocunun çevik kuvvet polisi tarafından bir binadan uzaklaştırıldığını ve silah sesinin duyulmasının ardından yere düştüğünü gözler önüne seriyor.
Vurulan kişi kısa süre sonra başını kaldırdıktan sonra, bölgenin kontrolünü ele geçiren güvenlik güçlerinden iki asker, yaralı adamı kollarından tutarak yerde sürüklemeye başlıyor. BM'nin Myanmar elçisi Christine Schraner Burgener, "Bir protestocu polis tarafından götürüldü ve onu çok yakından, belki sadece bir metre mesafeden vurdular. Tutuklamaya direnmemişti ve görünüşe göre sokak ortasında öldü" dedi.
Burgener, şimdiye kadar yaklaşık 1200 kişinin gözaltına alındığını, uluslararası topluma, birlik olma ve Myanmar'daki darbeye karşı çıkma çağrısı yaptı. Çin ve Rusya'nın, Myanmar'daki darbe ve sonrasında yaşananların Myanmar'ın iç meselesi olduğu argümanına ilişkin değerlendirmede bulunan Burgener, "Bu bir iç mesele değil ve bölgedeki istikrarı etkiliyor. Çin ve Rusya'nın bu konuda birlik olunmasının önemini anlamasını umuyorum." dedi.
BM Güvenlik Konseyi, Myanmar'daki darbenin ardından artan şiddet olayları ve ülkedeki son gelişmeleri görüşmek üzere kapalı oturumda toplandı. BM Myanmar Özel Temsilcisi Christine Schraner Burgener, BMGK'ye darbe karşısında birlik olunması ve demokrasiden yana olunması çağrısı yapmasına rağmen BMGK, daimi üyeler Rusya ve Çin'in Myanmar'da yaşananların ülkenin "iç meselesi" olduğu argümanı yüzünden ortak bir karar alamadı.
Dijital haklar grubu Myanmar ICT for Development, protestocuları daha fazla şiddetle tehdit eden 800'den fazla asker yanlısı video bulduğunu açıkladı. Bir videoda, askeri kıyafetler giymiş bir adam, kameraya saldırı tüfeği doğrultuyor ve protestoculara hitaben, "Senin lanet suratlarına ateş edeceğim ve gerçek mermiler kullanıyorum." diyor.
Tehdit bununla da sınırlı kalmıyor. Aynı adam, "Bu gece bütün şehirde devriye gezeceğim ve kimi görürsem vuracağım. Şehit olmak istiyorsan dileğini yerine getireceğim" diyor.
Facebook, Myanmar'ın ordusuyla bağlantılı tüm sayfaları yasaklarken, TikTok da şiddete teşvik eden veya yanlış bilgi yayan tüm içeriği derhal kaldıracağına söz verdi.
Polis ayrıca kanlı Çarşamba gününde, Myanmar'ın en büyük şehri ve ticaret merkezi Yangon'da gönüllü bir ambulans ekibini döverken filme alındı. Güvenlik kamerası görüntüleri, polis ekiplerinin silah zoruyla bir ambulansı durduğunu ortaya koydu.
Polis ekipleri daha sonra ambulansın içerisindeki üç sağlık görevlisini zorla araçtan indirerek dışarı çıkardı. Görüntülerde, sağlık görevlilerinin başlarına tüfek dipçikleriyle vuran, kafalarını tekmeleyen, onlara coplarla vuran ve pompalı tüfeklerle ambulanslarının camlarını patlatan altı polis görülüyor.
Myanmar ordusu da adeta şiddete eşlik etti ve ülkenin en büyük ikinci şehri üzerinde tehditkar bir alçak ucuş gerçekleştirdi. Generaller, 1 Şubat darbesinde iktidarı ele geçirdikten bir aydan fazla bir süre sonra muhalefeti ortadan kaldırmaya çalışırken, alçaktan uçan beş savaş uçağı, Mandalay üzerinde büyük gürültü kopardı.
Ortaya çıkan daha fazla görüntü de, polis memurlarının ülkenin dört bir yanındaki şehirlerdeki göstericilere uyarı yapmadan nasıl ateş açtığını ve sokakları kana buladığını gözler önüne serdi.
Monywa'dan gelen görüntüler, ölümcül bir şekilde vurulan bir protestocunun cesedinin polis memurları tarafından sokaklarda sürüklenerek götürüldüğünü gözler önüne serdi. Myingyan'dan gelen korkunç görütnüler ise henüz 14 yaşındaki bir çocuğun kafasından vurulduğunu gösterdi.
Ülkedeki olaylarla ilgili açıklama yapan UNICEF, protestoların başlamasından bu yana en az beş çocuğun öldürüldüğünü bildirdi. Çocukların dördü ağır yaralandı ve 500'ü keyfi olarak gözaltına alındı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Myanmar'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı göstericilere yönelik şiddet kullanımını kınayarak, "Myanmar ordusu, protestocuları öldürmeyi ve hapse atmayı bırakmak zorunda." ifadelerini kullandı. Bachelet, yaptığı açıklamada, Myanmar güvenlik güçlerinin protestoculara karşı gerçek mühimmat kullanmasını "tam anlamıyla iğrenç" şeklinde nitelendirdi.
Yaralıları tedavi etmeye çalışan acil sağlık personeline ve ambulanslara yönelik belgelenmiş saldırılardan da dehşete düştüğünü vurgulayan Bachelet, "BM İnsan Hakları Ofisi, 1 Şubat darbesinden bu yana polis ve askeri görevlilerce en az 54 kişinin öldürüldüğü bilgisini doğruladı." dedi.
Bachelet, "Ancak gerçek ölü sayısı, Ofis'in doğrulayabildiği rakamlardan çok daha yüksek olabilir." ifadelerini kullanarak durumun ne kadar ciddi olduğunun altını çizen Bachelet, tam rakamı bilinmemekle birlikte gösterilerde yüzlerce kişinin de yaralandığını aktardı.
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, Myanmar'daki "kanlı çatışmalar ve ölenler" için üzüntü duyduğunu ifade ederek, ülkede halkın isteklerine saygı duyulması çağrısında bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Myanmar'daki durumu insan hakları felaketi olarak niteledi. HRW Avrupa Birliği Direktörü Lotte Leicht, Birlik ülkelerini yaptırım uygulama sözlerini yerine getirmeye ve ordu mensuplarını yaptırım listesine almaya çağırdı.
HRW'nin Kriz ve Çatışma Biriminde görev yapan araştırmacı Richard Weir, endişe ve öfke duymanın yeterli olmadığını, küresel silah ambargosu uygulamak da dahil olmak üzere hedeflenen yaptırımların uygulanması gerektiğini belirtti.
Tayland'ın Nepido Büyükelçiliği, ülkede bulunan ve Tayland'a dönmek isteyen vatandaşlarının dönüşünü kolaylaştırmak için uçuş seferleri başlattı. Büyükelçilikten yapılan açıklamada, ülkelerine dönmek isteyen Taylandlılar için gelecek haftadan itibaren Myanmar Ulusal Hava Yollarına ait 2 uçuş seferinin düzenleneceği belirtilerek "Evine dönmek isteyen vatandaşlarımız 12 Mart'taki uçuş için bugün, 16 Mart'taki uçuş için de en geç 11 Mart'a kadar elçilikle irtibata geçmelidir." ifadesi kullanıldı. Singapur Dışişleri Bakanlığı da dün, Myanmar'daki vatandaşlarına ülkelerine dönme uyarısında bulunmuştu.
Sosyal medya platformu YouTube, askeri darbenin yapıldığı Myanmar'da, orduya ait bazı kanalları kaldırdı. Myanmarlı aktivistler, ülkede ordunun resmi televizyonu MRTV başta olmak üzere ordunun yayın organlarından Myawaddy Media, MWD Variety ve MWD Myanmar televizyonlarının YouTube kanallarına ulaşılamadığını belirtti.
Bundan önce darbe karşıtı bilgisayar korsanlarının saldırısına uğrayan MRTV'nin internet sitesinin de erişime kapalı olduğu gözlemlendi. Myanmar ordusuna ait Facebook ve Instagram'daki hesaplar da 25 Şubat'ta kapatılmıştı.
Myanmar ordusu, kendine yakın siyasi grupların, 8 Kasım 2020'de gerçekleşen seçimlerde hile yapıldığı iddialarını ortaya atması ve ülkede siyasi gerilimin yükselmesinin ardından 1 Şubat'ta yönetime el koydu.
Ordu, Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii başta olmak üzere, pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına aldı ve 1 yıllığına olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Türkiye darbeyi kınadı. Batı ülkelerinden çeşitli tepkiler ve eleştiriler geldi.
Myanmarlılar, 6 Şubat'ta demokrasiye dönüş talebiyle gösterilere başladı. Güvenlik güçlerinin silahlı müdahalelerinde 56 gösterici hayatını kaybetti. Ülkede geniş katılımlı gösteriler ve gözaltındaki üst düzey hükümet yetkililerinin askeri mahkemede yargılanmaları sürüyor.