16.05.2021 - 10:13 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dünyanın gözü önünde Gazze'ye ölüm yağdıran İsrail, Cumartesi gece yarısı savaş uçaklarıyla yeni bir katliama girişti.
BM Güvenlik Konseyi, İsrail ve Filistin arasında giderek yükselen tansiyon ve Gazze'ye yönelik hava saldırısını görüşmek için 3. kez toplandı. Konseye hitap eden Guterres, Gazze ve İsrail'deki ölüm ve yıkımın bir arada yaşama ve barış umudunu söndürdüğünü belirterek çatışmalara derhal son verilmesi gerektiğini söyledi. Guterres, "Bir tarafta roket ve havan, diğer tarafta hava saldırısı ve topçu bombardımanları hemen durmalı." dedi.
BM'nin ateşkes için tüm taraflarla görüşmelere devam ettiğini aktaran Guterres, Gazze'de kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu Filistinli sivil ölümlerinden dehşete düştüğünü, Gazze'den fırlatılan roketler nedeniyle İsraillilerin hayatını kaybetmesinden üzüntü duyduğunu ifade etti.
Tüm liderlerin kışkırtıcı retoriği frenleme ve artan gerilimi yatıştırma sorumluluğunu hatırlatan Guterres, "Çatışmalar sadece İsrailli ve Filistinlileri değil bölgeyi de yıkıcı sonuçları olan bir şiddet sarmalına sürüklüyor ve tüm bölge için yeni bir tehlike yaratabilir." diye konuştu.
Genel Sekreter, çatışmaların devam etmesi durumunda kontrol edilmesi zor güvenlik krizi ve insani krizin ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.
Gazze'de gazetecilerin ofislerinin hedef alınması ve yok edilmesinin son derece endişe verici olduğuna dikkati çeken Guterres, "Gazetecilerin korkusuzca ve taciz edilmeden çalışmasına izin verilmeli." dedi.
İsrail ve Filistin'e bu "anlamsız kan dökme, terör ve yıkıma" derhal son verme ve uluslararası insani hukuk ile insan hakları hukukuna saygı gösterilmesi çağrısı yapan Guterres, "Önümüzdeki tek yol ilgili BM kararları, uluslararası hukuk ve önceki anlaşmalara dayalı her iki devletin başkentinin de Kudüs olduğu, karşılıklı tanıma, tarafların bir arada barış ve güven içinde olacağı iki devletli çözüm için müzakerelere dönülmesi. Bu şiddet döngüsü ne kadar uzun sürerse, nihai hedefe ulaşmak da o kadar zor olacak." değerlendirmesinde bulundu.
İsrail jetleri, Hamas örgütünün yöneticilerinden Yahya Sinvar'ın evini bombardımana tuttu. Pazar gününün ilk saatlerinde gerçekleşen hava saldırısında, 2017'den bu yana Hamas'ın Gazze sorumlusu olan Sinvar'ın kıyı şeridinin güneyindeki Han Yunus'ta yer alan evi vuruldu.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, Yahya Sinvar'ın kardeşine ait evin de yine İsrail tarafından hedef alındığını bildiriyor. Haaretz gazetesi ise, Yahya Sinvar'ın bombardıman sırasında evde olmadığını yazdı.
Patlama seslerinin kulakları sağır ettiği Gazze'de geceden bu yana en az 33 can kaybı var. Bu, gerilimin başından bu yana en ölümcül gecenin geride kaldığı anlamına geliyor. Yerel kaynaklar, hastane morglarında yer kalmadığını bildiriyor.
Arama kurtarma ekipleri, enkazlarda zamana karşı yarış veriyor. İsrail jetleri tarafından Gazze'de hedef alınan yerler arasında, Çalışma ile Sosyal Kalkınma bakanlıklarının bulunduğu iki bina da var.
Pazartesi başlayan gerilimde yaşamını yitirenlerin sayısı 190'ı buldu. Uluslararası haber ajansları Reuters ve Associated Press (AP), Gazze'deki enkazlardan yürek burkan fotoğrafları servis ediyor. Saldırılarda birçok çocuğun yaşamını yitirdiği dikkat çekiyor.
Gazze'deki BBC muhabiri Rüştü Ebu Elif, onlarca kişinin enkaz altında kaldığını aktarıyor: "Şimdiye kadar bu kadar yoğun bir hava saldırısı görmemiştim. Gazze'nin her yerinde patlama oluyor. Saldırıların konumuna dair yetkililerle iletişim kurmak zorlaştı."
Evinin Akdeniz kıyısına yakın olduğunu belirten muhabir Ebu Elif, "Şehrin batısında benim de yaşadığım bina deprem gibi sarsıldı. 200 kişinin yaşadığı binada büyük bir kaos yaşanıyor" dedi.
İsrail'in Gazze sokaklarını delik deşik edip yol açtığı kraterler video kaydından 3D görüntüye dönüştürüldü. Sosyal medyada büyük yankı bulan görüntüde, birkaç metre aralıklarla açılmış çukurlar göze çarpıyor.
Gözü dönen İsrail'in Cumartesi günü AP ve Al Jazeera ofislerinin de bulunduğu binayı güpegündüz vurması dünyada şok etkisi yarattı, Başbakan Binyamin Netanyahu saldırıların süreceğini söyledi.
İsrail'e verdiği destekten dolayı ABD Başkanı Joe Biden'a teşekkür eden Netanyahu, Gazze'de yerle bir edilen çok katlı binanın Hamas üyeleri tarafından kullanıldığını savundu.
İsrail'in Walla gazetesi ise, Netanyahu'nun sözlerine rağmen ordudaki bazı komutanların Gazze operasyonunun durdurulmasını istediğini yazıyor. Habere göre, ateşkesi savunan generaller muhtemel bir kara harekatına soğuk bakıyor.
Hafta başından bu yana 2 bin 300'ü aşkın roket fırlatan Hamas örgütü, Cumartesi'yi Pazar'a bağlayan gece de roketler ateşledi. İsrail'in başkenti Tel Aviv ile Gazze'nin doğusundaki Beerşeba'da sirenler çaldı.
Haaretz, Kudüs'te gece boyunca İsrail karşıtı gösteri düzenleyen Filistinlilerden 15'nin polis tarafından gözaltına alındığını ve protestocuların yaşlarının 20'lerinde olduğunu aktarıyor.
Gazze saldırılarını hararetli bir şekilde savunan yerel ILTV kanalı ise, kuzeydeki Lübnan sınırında düşürülen Hizbullah'a ait bir insansız hava aracını ekrana getirip ordunun sınırlarını koruduğunu ileri sürdü.
İsrail'in operasyonlarına açık şekilde destek veren ABD'nin Savunma Bakanı Lloyd J. Austin mevkidaşı Benny Gantz'la yaptığı telefon görüşmesinde Washington'ın Tel Aviv'in yanında olduğunu yineledi.
Ancak ABD'de iktidarı elinde bulunduran Demokrat Parti'de ortaya çıkan İsrail çatlağı büyüyor. Temsilciler Meclisi üyesi Alexandria Ocasio-Cortez, 'apartheid' olarak tanımladığı İsrail'in dün medya binasını vurmasının ABD desteğiyle olduğunu söyledi.
Twitter hesabından mesaj paylaşan New Yorklu siyasetçi, "Hiçbir sözcünün lafı ne kadar çevirdiğini umursamıyorum. ABD, BM'nin ateşkes çağrısını veto etti. Biden yönetimi bir müttefikine karşı sesini çıkarmıyorsa, kime karşı çıkar? Nasıl insan hakları savunuculuğunda güvenilir olurlar?" dedi.
Bir başka Demokrat temsilci Ilhan Omar ise Washington'ın Tel Aviv'e verdiği desteği 'mide bulandırıcı' ve 'ahlak dışı' olarak niteledi, ABD'nin halihazırda ateşkesi engelleyen tek ülke olduğunu söyledi.
ABD'nin New York, Los Angeles, Phoenix, Portland ve Washington DC gibi kentleri başta olmak üzere birçok şehrinde ise, Filistin'e destek gösterileri vardı ve kalabalıklar sokaklarda 'Özgür Filistin' sloganları attı.
İsrail'in kuruluşunun bir gün sonrasını 'Büyük Felaket' olarak adlandıran binlerce Filistin taraftarı, New York Brooklyn'de yürüdü. 'İşgali durdur', 'Biden soykırımı destekliyor' pankartları taşınırken, Ortodoks Yahudiler de gösteriye destek verdi.
Başkent Washington'da ise protestocular Washington Anıtı'ndan Kongre binasına kadar yürüdü, ABD yönetiminden İsrail'e sunulan desteğin kesilmesini talep eden sloganlar yükseldi.
Cumartesi günü, ABD'nin yanı sıra Kanada'dan Yeni Zelanda'ya, Romanya'dan İngiltere'ye, Lübnan'dan Almanya'ya, Belçika'dan Fransa ve İtalya'ya birçok ülkede Filistin'e destek gösterileri vardı.
Almanya'daki gösterilerde Türkiye bayrakları açıldı, başkent Berlin'de polis ve protestocular karşı karşıya geldi. Yerel medya, çok sayıda kişinin gözaltına alındığını bildiriyor.
Lübnan'da ise kalabalıklar ellerinde Filistin bayraklarıyla İsrail sınırına dayandı, bazı protestocuların sınır duvarının üstüne tırmandığı görüldü. İsrail askerleri, önceki gün bir Lübnanlı protestocuyu vurmuştu.