25.09.2020 - 12:57 | Son Güncellenme:
AA
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Türkiye son 40 yılını terör örgütü PKK/KCK/PYD/YPG'nin insanlık dışı saldırılarına karşı mücadele ederek geçirdi. İran'da PJAK, Suriye'de PYD/YPG isimleriyle yapılanan terör örgütü, Suriye, Irak, İran ve Türkiye'de silahlı ve ideolojik faaliyetlerini sürdürdü.
Örgüt, özellikle 2011'de Suriye'de başlayan iç savaş sonrası oluşan otorite boşluğunda uluslararası ve bölgesel gelişmeleri lehine kullanarak Suriye topraklarında kendine alan açtı. Afrin, Kobani ve El Cezire adlı yerel kantonlar oluşturan terör örgütü, Suriye'nin kuzey doğusunda devletleşme arayışına girdi.
Suriye'de oluşan bu durumdan aldığı cesaretle bölgede terör devleti kurmak amacıyla harekete geçen PKK/KCK/PYD/YPG'li sözde yöneticilerin talimatları doğrultusunda örgüt, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığını zayıflatmak, birliğini bozmak veya devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak için yeni bir strateji uygulamaya başladı.
Bu strateji kapsamında bölücü terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yerleşim yerlerini Suriye'deki kanton benzeri yapılara çevirmek için Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H), Öz Savunma Birlikleri (ÖSB) ve Sivil Savunma Birlikleri (YPS) adı altında yeni organizasyonlar kurdu ve bu yapıları desteklemek için kırsal alandan şehirlere terörist aktardı.
Ayrıca şehirlerde sözde asayiş timleri ve mahkemeler kuran terör örgütü, vatandaşlardan haraç alarak ülke sınırları içinde kendi kontrolü altında alanlar oluşturmaya girişti.
Oluşan bu yeni durum ve strateji kapsamında başta terör örgütü elebaşları Abdullah Öcalan, Murat Karayılan ve Cemil Bayık olmak üzere terör örgütü temsilcileri ve onun siyasal uzantıları, 22 Eylül 2014 - 6 Ekim 2014 tarihleri arasında terör örgütü DEAŞ'ın Ayn el-Arap'a (Kobani) saldırısını Türkiye ile ilişkilendirecek şekilde sistematik yalan ve provokatif açıklamalar yaptı.
Terör örgütü temsilcileri ve onun siyasi uzantıları, daha sonra Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı isyan hareketi için militan/terörist ve ideolojik destekçilerine sokağa çıkma talimatı verdi.
PKK/KCK/PYD/YPG elebaşlarının örgüt üyelerine verdikleri talimatlar ve yaptıkları açıklamaların ardından, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın eş başkanlığını yaptığı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Karar Yürütme Kurulu tarafından 6 Ekim 2014'te "Halklarımıza Acil Çağrı" başlığıyla "AKP iktidarının Kobani'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz." açıklaması yapıldı.
Bu açıklama ve çağrılar sonucu 6 Ekim 2014'te birçok yerleşim yerinde eş zamanlı olaylar başladı ve devlet, kamuoyunda "6-8 Ekim Olayları" olarak bilinen yaygın silahlı şiddet eylemleriyle karşı karşıya kaldı.
35 il ve 96 ilçede yaşanan olaylar sonucu, Kurban Bayramı'nda yardım dağıtan Yasin Börü, Hasan Gökguz ve Ahmet Dakak'ın da aralarında bulunduğu 37 vatandaş, PKK/KCK/PYD/YPG'li teröristler tarafından katledildi.
Olaylarda, 326'sı kolluk görevlisi, 435'i sivil olmak üzere toplam 761 vatandaş yaralandı, 197 okul yakılarak çocukların eğitim ve eğitime ulaşım hakkı ellerinden alındı, 269 kamu binası tahrip edilerek milyarlarca liralık zarar verildi, kamu hizmetlerinin sunumu engellendi.
Ayrıca bu olaylarda, mülkiyet hakkı ihlal edilerek 1731 ev ve iş yeri yağmalanıp yıkıldı veya yakıldı, 729'u sivil, 501'i kamuya ait toplam 1230 araç kullanılamaz hale getirildi.
Devlet, Anayasa ve yasalar çerçevesinde 6-8 Ekim 2014 Kobani olaylarına gerekli müdahaleyi yaparak kamu düzenini sağladı.
Devletin ilgili birimleri, terör örgütünün talimatı ve stratejisi doğrultusunda devletin egemenliğini ortadan kaldırmayı amaçlayan 6-8 Ekim 2014 Kobani olaylarının içinde yer alan, olayları sevk ve idare eden, açıklamaları ve talimatlarıyla yönlendiren, yöneten, masum insanları öldüren, yaralayan, aileleri parçalayan, araç ve binaları yakıp yıkan, gasbeden tüm suçluların yakalanarak yargıya teslim edilmesi amacıyla harekete geçti. Yürütülen soruşturmalarla kanlı olaylarda parmağı olan birçok kişi hakim karşısına çıkarıldı.
Bu kapsamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, ülke genelinde meydana gelen eylemlerde sokağa çıkma çağrısı yapan bölücü terör örgütü PKK/KCK ve sözde örgüt yöneticileri ile bazı siyasi parti yönetici ve partililerle ilgili soruşturma başlatıldı.
Soruşturma çerçevesinde, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu da tutuklanan isimler arasında yer aldı.
Aynı soruşturma kapsamında bu sabah yeni gözaltı kararları verildi. Ankara merkezli soruşturmada 7 ilde yapılan operasyonlarla şüpheliler, gözaltına alınmaya başlandı.
HDP'li Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2014'teki Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin soruşturması kapsamında gözaltına alındı.
İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun da tutuklu bulunduğu 2014'teki Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin soruşturması kapsamında sabah saatlerinde İnönü Caddesi'nde bulunan Ayhan Bilgen'in evinde arama yaptı.
Gözaltına alınarak zırhlı araca bindirilen Bilgen'in emniyetteki işlemleri sürüyor.
Öte yandan Bilgen'in evinin önünde toplanan bazı partililer de duruma tepki gösterdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2014'te Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin soruşturmasına ilişkin, "Türkiye'yi terör iklimiyle dize getirme planının ilk aşaması olan 6-8 Ekim olaylarını, bu ihaneti asla unutmayız." dedi.
Bakan Varank, Diyarbakır'da Sanayi Mektebi'nin açılışı amacıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, bugün gündemin biraz sıcak olduğunu belirterek, Kobani olaylarını bahane ederek, şehirleri talan edenler hakkında yürütülen bir soruşturma neticesinde adli işlemler yapıldığını söyledi.
"Şimdi birtakım kişiler çıkıp, 6 yıl sonra mı bu işlemler yapılıyor diye yaygara çıkarmaya çalışıyor." diyen Varank, yapılan uygulamanın adli mercilerin takdiri olduğunu bildirdi.
Varank, "Şunu açıkça söylemek istiyorum. Günlerce şehirlerimizi yakıp yıkan, kamu binalarımızı talan eden, Yasin Börü başta olmak üzere birçok sivilimizin canına kasteden bu olayları, bu işin sorumlularını unutacağımızı sanıyorlarsa, büyük yanılgı içindeler. Türkiye'yi terör iklimiyle dize getirme planlarının ilk aşaması olan 6-8 Ekim olaylarını, bu ihaneti biz asla unutmayız. Hamdolsun, büyük bir mücadele sergileyerek, bize kurulan tüm tuzakları tersine çevirdik." ifadelerini kullandı.
Türkiye ve Diyarbakır'ı o günlere geri döndürmeye çalışanlara asla müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Varank, "İşte Sanayi Mektebi gibi yatırımlar bu iklimi özleyenlerin hayallerini bozmaya devam edecek." diye konuştu.