04.10.2021 - 11:34 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Bir sörfçü büyük beyaz köpekbalığının saldırısına uğradıktan sonra, kendisini kumlara attı. Sörfçünün tahtasında bile ısırık izi bırakan köpekbalığı, devasa dişlerini bulduğu yer yere geçirdi. Bir gün önce yaşanan olayda görgü tanıkları kurbanın yardım için bağırdığını ve kumda sürünerek ilerlediğini söyledi.
Oralarda tanınan bir sörfçü olan adam, sörf tahtasında kürek çekerken suda yer alan bacaklarından saldırıya uğradı. O sırada olaya tanıklık eden Jared Davis,’’ Etrafta başka sörfçüler de vardı. Bir an için onu tam göremedim ve bir dalga geldi. O sırada köpekbalığının sırtını gördüm.’’
Çok ani ve hızlı gerçekleşmeyen bir saldırı olduğunu söyleyen Davis, ‘’ Saldırı kesinlikle hızlı değildi. Yavaş yavaş saldırdı. Köpekbalığı gördüğünü ve yardım etmemiz için bize bağırdı. ‘’ Sudan bir şekilde çıkan saldırıya uğrayan sörfçüye kıyıda kısa sürede müdahale edildi.
Sağlık ekibi tarafından yapılan bir anonsta adamın ağır yaralı olduğu ve durumunun kritik olduğu geçildi. Bu saldırılar çok sık olmasa da karşılaşılan durumlar daha önce de olmuştu. Özellikle 2019 yılında yaşanan vakalar, bu yeni olayda tekrar akla geldi.
Bölgede sörfçü olan Katie Wilson, ilk dalgasını yakalamak için kürek çektiği sırada aniden kendini büyük beyaz bir köpekbalığı ile ölüm kalım mücadelesi içinde buldu.
North Salmon Creek Plajı'ndan 90 metre açıktaydı ve köpekbalığı sörf tahtasının neredeyse tamamını ağzına aldı ve ipi dişleriyle kesti. Bu sayede saldırıdan yara almadan kurtulan Katie, ısırılıp ısırılmadığını o sırada anlayamadı.
ABD'de birkaç ay önce Kuzey California'daki bir plajda yengeç aramak için şnorkelle yüzerken bir büyük beyaz köpekbalığının saldırısına uğrayan 38 yaşındaki adam, hayatta kalıp bu hikayeyi anlatabilmesi sebebiyle "dünyanın en şanslı kişisi" olduğunu söylüyor.
Daha önce de herkesin gözü önünde gerçekleşen olayda genç köpekbalığının saldırısına uğradı. Kısa süre içinde köpekbalığının radarına giren Doyle Nielson, o sırada neye uğradığını anlamadı.
Saldırı anını o sırada tesadüfen kaydeden birisi ise sonrasında sosyal medya hesabından bu görüntüleri paylaştı. Kısa sürede binlerce yorum alan videoda Doyle'ın kolunu köpekbalığı ısırıyor.
Şiddetli bir ısırık ve saldırı olmasa da o sırada karada olan onlarca kişinin yüreği ağzına geldi. Söz konusu plajda yılda ortalama dokuz köpek balığı saldırısı oluyordu. Nielson'ın saldırısı ise onuncu olarak kayıtlara geçti.
Küçük bir köpekbalığı olması 16 yaşındaki gencin çok da zarar görmeden bu olayı atlatmasını sağladı. Toplamda dokuz dikiş ile olayı ucuz atlatan Nielson, sonrasında sağlıklı olduğunu bildiren fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaştı.
ABC haber kanalına konuşan Nielson, "Sörf tahtasındaki biri tüm hızıyla üzerime gelmiş ve bana çok sert vurmuş gibi hissettim" dedi.
16 yaşındaki genç bundan sonra kesinlikle tekrar sörf yapacağını ancak suda biraz daha temkinli olacağını ve her zaman bir saldırıya uğrama ihtimalinin aklının bir köşesinde olacağını söyledi.
Yeni bir araştırma, etkileyici ısırık izleri bırakmasıyla bilinen bir köpekbalığı türü olan cookiecutterın öncelikli yemeğinin kabuklu canlılar olduğunu gözler önüne serdi. Kalamar ve küçük balıklarla beslenen bu köpekbalığı aslında ender olarak insanlara ve büyük gövdeli deniz canlılarına saldırıyor.
Bir diğer adı Isistius brasiliensis olan köpekbalığının sipsivri olan dişleri, ısırdığı canlıda kurabiye boyutlarında bir ısırık izi bırakıyor. Oyuk şekilde olan bu iz, gerçekten de korkunç görünüyor. Uzmanlar aç bir köpekbalığı ile karşılaşan herhangi bir insanın ya da balinanın kabusu yaşayacağını söylüyor.
Isırdığında parçalamadan ve oyuk açmadan bırakmayan bu canlı, 20 cm boyutlarına kadar ulaşabiliyor. Dünyada tropikal ve subtropikal okyanus sularında görülüyor ve küçük olmasına rağmen oldukça tehlikeli sivri dişlere sahip.
Delaware Üniversitesi'nden araştırma lideri Aaron Carlisle, denizde yaşayan canlıların bir kısmında bu ısırık izinin göründüğünü ve araştırmasını yaptı. Bazı canlılarda oyuk izi oluşturan bu dişlerin sahibi köpekbalığı aslında sadece aç kaldığında daha büyük olan balıklara saldırıyor.
Araştırma ekibi yıllar boyunca bu balığın ısırdığı canlılara rastladılar. Bunlar arasında yunuslar, kılıçbalığı, deri sırtlı deniz kaplumbağaları, deniz aslanları, balinalar, beyaz köpekbalıkları ve hatta insanlar da yer alıyor.
Öte yandan bu balıklar asla esaret altında tutulmazlar. Özellikle yeme alışkanlıkları söz konusu olduğunda, onlar hakkında çok az şey biliniyor. Hawaii çevresindeki Orta Pasifik'ten Monterey Bay Akvaryumu tarafından toplanan 14 ölü köpekbalığı üzerinde çalışan ekip türün beslenme alışkanlığına yönelik çıkarımlarda bulundu.
Pirananın otçulu olarak bilinen 'Pacu' balığı, ilk kez Avrupa sularında görüldü. Dünyada birçok ülkesinde çıkan kayıtlara göre Pacu cinsi balıkların literatüre 'testis yiyen balık' diye geçtiği biliniyor.
Bu balıkların Güney Amerika kökenli olduğu, çoğunlukla bitkilerle beslendiği ama zaman zaman hayvanları da besin olarak tercih ettikleri biliniyor. Danimarka Doğa Tarihi Müzesi'nden Henrick Carl, Pacu'nun normalde insanlar için tehlikeli olmamasına rağmen "bazı erkeklerin testislerinin ısırıldığı olaylar olduğu" konusunda uyarıyor.
Yüzmek ya da olta balıkçılığı yapmak için suya giren kişilerin, özellikle de erkeklerin testislerini ısırdıkları belirlenmiş. Balıkların ağız ve diş yapısı kesici dişlere benziyor. Meyveleri parçalamak için kullandığı iki sıralı dişleri bulunan bu balıkları, insanların testislerini meyve tohumlarına veya fındıklara benzettikleri belirlenmiş.
"İnsan benzeri" dişleriyle dikkat çeken pirana türü olan Pacu, genellikle Amazon nehir havzasında bulunuyor. Boyu yalnızca 20 santimetre civarında olan balıklardan biri, balıkçı Einar Lindgreen tarafından İsveç'in güney kıyılarında bulunan bir yılan balığı tuzağında yakalandı.
Danimarka Doğa Tarihi Müzesi'nden Henrick Carl, "Pacu normalde insanlar için tehlikeli değildir ama oldukça ciddi bir ısırığı var" dedi ve ekledi: "Papua Yeni Gine gibi diğer ülkelerde bazı erkeklerin testislerinin ısırıldığı olaylar oldu."
Pacu'nun büyük ölçüde bitkilerle beslendiğini anımsatan Carl, "Acıktıkları için ısırıyorlar" diye ekledi. Ana vatanından çok uzakta bulunan bu Pacu, evcil hayvan olarak tutulduktan sonra terk edilmiş olabilir. Michigan Gölü'nde ve Devon'daki Torridge Nehri'nde türün diğer örnekleri ortaya çıktığında medyaya bu açıklama yapılmıştı.
Dünya hafta başında tecrübeli kaptanın başına gelen inanılmaz olayı konuşuyor... Michael Packard, Massachussetts eyaletinde bulunan Cod Burnu'nda ıstakoz avlamak için cuma günü dalış yapmıştı fakat başına hiç beklemedği bir şey geldi.
"Yaklaşık 14 metre kadar derine indim, sonra güçlü bir çarpışma hissettim, ondan sonra da her şey kararıverdi" diyen Packard, şöyle devam etti:
Araştırmacılar, Latince ismi Cryptochiton stelleri olan ve kiton diye bilinen hayvanın dişlerini inceledi ve santabarait adı verilen nadir demir mineralini tespit etti.
Dünyanın her yerindeki okyanus kıyılarındaki kayalara yapışmış yosun gibi yiyeceklerle beslenen kitonların boyları 36 santimetreye kadar ulaşabiliyor. Bu hayvanların oval şekilli, kırmızımsı kabukları da bulunuyor.
Kitonlar aynı zamanda son derece sert dişleriyle tanınıyor. Ancak diş yapısında demir olduğu şimdiye dek bilinmiyordu. Araştırmacıların yeni keşfi de C. stelleri'nin yiyecekleri kayalardan nasıl kazıyabildiğine ışık tuttu.
ABD’deki Northwestern Üniversitesi'nden malzemebilimci Derk Joester, "Bu mineral, yüksek oranda su barındırıyor. Bu da onu düşük yoğunlukta güçlü kılıyor" diye konuştu.
Hakemli bilimsel dergi PNAS’ta yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Joester, bu sayede hayvanın dişlerinin güçlendiğini ekledi.
Bilim insanı, nadir minerali şöyle açıkladı: "Bu mineral yalnızca jeolojik örneklerde çok küçük miktarlarda bulunmuştu. Daha önce biyolojik bağlamda hiç görülmemişti."
Bir kumsalda bulunan "kanatlı" gizemli bir deniz canavarının çürümekte olan bedenini görenler, hayatlarının şokunu yaşadı.
Tuhaf yaratık, ailesiyle birlikte bölgeyi ziyaret eden 42 yaşındaki Kenny Harris tarafından Kuzey Carolina’nın Outer Banks bölgesinde bulundu. "Tek başıma sabah yürüyüşüne çıktım ve uzaktan kumda bir şey gördüm" diyen Kenny Harris, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaklaştıkça korkunç bir yaratığa benzeyen bu ölü balığı gördüm. Kanatları olduğunu fark ettim." Kenny Harris, "Batı Virginia'lıyım ve Outer Banks'i yılda iki kez ziyaret ediyorum ve daha önce hiç böyle bir şey görmedim." ifadelerini kullandı.
Fotoğraflrı sosyal medya hesabında paylayan Harris, arkadaşlarına bu yaratığın ne olduğunu sordu. Fotoğrafları görenler de en az onun kadar şaşkındı.
Bazı sosyal medya kullanıcıları hayvanın chupacabra yani Güney Amerika'da yaşadığına inanılan ve kanla beslenen yaratık olduğunu iddia etti.
Diğerleri hayvanın yarasa-balık melezi olduğunu söylerken, birkaç kişi 1984 yapımı The NeverEnding Story filmindeki ejderha Falkor'a benzediğini ileri sürdü.
Bir kişi, "Orada yıllardır balık tutuyorum ve hiç böyle bir şey görmedim" diye yorum yaptı. Bir diğeri ise, "Sürekli olarak okyanuslarımıza atılan zehirli atıkların sonucudur" diye yazdı.
Ancak nihayetinde bir fikir birliği ortaya çıktı: Kenny, kritik tehlike altında olarak sınıflandırılan bir köpekbalığı türü olan bir "melek köpekbalığı" bulmuştu. Melek köpekbalıkları bir zamanlar kuzey Atlantik, Akdeniz ve Karadeniz'de yaygındı. Ancak 1980'lerde balık pazarı gelişti ve sayıları önemli ölçüde azaldı.
Hafta başında da ABD kıyılarına vuran tuhaf deniz canlıları dünyayı şoka uğratmıştı.
Independent Türkçe'nin haberine göre, birkaç gözalıcı balık ABD sahillerinde kıyıya vurarak yerel halkta merak uyandırdı ve sosyal medyanın yıldızı oldu. İşte bu yıl kıyıya vuran en tuhaf yaratıklardan bazıları.
Bu nadir balık, 8 Mayıs'ta Kaliforniya sahilinde bulundu ve sosyal medya kullanıcıları, bu türün en çok 2003 tarihli Pixar klasiği Kayıp Balık Nemo'daki rolüyle tanındığına çabucak dikkat çekti. Futbol balığı genellikle denizin binlerce fit altında bulunur.
Dişi olanları 60,96 cm uzunluğa kadar büyürken, erkekler olanları çok daha kısa boyludur. Bu özel balık Newport Plajı'nda keşfedildi ve şu an Kaliforniya Balık ve Yaban Hayatı Teşkilatı'nda. Balığın, bir hayvanat bahçesindeki bir serginin parçası olması bekleniyor.
Meksika Körfezi'ndeki Florida'da yer alan Cape Coral bölgesindeki yaban hayatı yetkilileri, ilk olarak düşündükleri türler ihtimal dışı kaldığı için bu balığın kökeni konusunda afalladı.
Başlangıçta yetkililer, bu balığın arapaima, yani büyük bir Amazon nehir balığı olduğuna düşünüyordu. Fakat bu balıklar okyanusta değil tatlı sularda yüzer.
Şubatta, yerel gazete NBC2'dan gazeteciler, araştırmaya yardım etmek ve balığı teşhis edip edemeyeceklerini görmek için yanlarına gitti ancak şansları yaver gitmedi. Yaptıkları haber herhangi biri başka bir gizemli balık görürse, yerel yetkililere haber versin diye noktalandı.
Bu balık, Kuzey Yarımküre'de görülen türünün ilk örneği. Şubatta USA Today'de haber olduktan sonra balık, uluslararası deniz biyolojisi topluluğu arasında bu koca arkadaşın hangi türe ait olduğu konusunda bir tartışma başlattı.