Son Güncellenme:
Günden güne daha kalabalık, daha yorucu ve daha yıpratıcı hale gelen büyük kentlerde yaşayan pek çok insanın ortak rüyasıdır şehirden uzaklaşmak. Kimimiz şehir hayatından büsbütün gözümüze kestiremeyip şehrin yakınlarında ama biraz daha sakin, belki müstakil bir evde yaşamayı, kimimiz olabildiğince uzağı kaçmayı, mümkün olsa belki de ıssız bir adada yaşamayı düşleriz. Ama “gitmek” hepimizin aklında. Özellikle son yıllarda iyice içinden çıkılmaz bir hale gelen trafik, yükselen yaşam maliyetleri, düşen yaşam kalitesi gibi pek çok parametre, şehirden uzağa kaçma fikrinin artık çok daha genç yaştaki insanlara kadar uzanmasına sebep oluyor. Bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve beraberinde iş yaşamını da büyük ölçüde değiştirmesiyle birlikte, şehirden uzakta çalışmanın olanakları da genişledi ve daha tenha bir yere göç etme hayali yalnızca bir emeklilik projesi olmanın ötesine geçmeye başladı. Bugün yazılımcılar, çevirmenler, tasarımcılar, sanatçılar ve daha pek çok meslekten insan kente bağımlı olmadan çalışma ve yaşamını sürdürme imkânı bulabiliyor. Bu yazımızda şehirden uzak bir hayatın yaşamınızda ne gibi avantajlar yaratacağına dair bir derleme yaptık. Şehirden kaçışın bir fantezi değil gayet makul bir seçenek olduğuna hâlâ emin değilseniz, bu yazıdan sonra umuyoruz fikriniz değişecek.
Apartmanlara mahkûm değilsiniz
Şehirlerde yaşayan nüfusun ezici bir çoğunluğu apartmanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu durum hem ülkemizde yatay mimari ve müstakil ev kültürünün şehirlerde çok fazla yaşam alanı bulamamasından, hem de şehir içinde veya çevresinde müstakil bir evde ya da villada yaşamanın genellikle çok maliyetli olmasından kaynaklanıyor. Oysa şehirden biraz uzaklaşmayı gözünüze kestirirseniz, seçenekleriniz bir anda çoğalabilir. Müstakil, küçük bahçeli bir evde yaşayabilir, hayatınızı geliştirmeye evinizden itibaren başlayabilirsiniz. Alçak katlı ve müstakil evler aynı binada yüzlerce kişinin yaşadığı dev apartmanlara kıyasla doğamıza çok daha uygun ve yaşam kalitemize büyük bir katkı yaptıkları da şüphesiz.
Doğayla bütünleşmek
Şehirden uzakta olmanın en büyük avantajlarından biri de kuşkusuz doğaya çok daha yakın olma şansı. Şehir ve doğa, genellikle aynı kareye sığmıyor. Birinden kopmadan diğerine erişmek pek kolay değil. Ama şehir hayatından vazgeçmeyi göze alırsanız, doğanın kollarını açıp sizi kucaklamak için beklediğini görebilirsiniz. Yatak odanızın penceresinden dışarı baktığınızda ormanı göreceğiniz bir evde yaşayabilir, dahası o ormanda sabah yürüyüşleri yapıp böğürtlen toplayabilir, biraz da şansınız varsa belki ürkek bir sincap veya tilkiyle bile karşılaşabilirsiniz.
Şehirde asla olmayan bir şey: Serbest zaman
Son yıllarda “boş zaman” kavramını birinin ağzından duydunuz mu? Boş zamandan giderek daha az söz ediyoruz değil mi? Geçmişte insanların birbirine sorduğu sorulardan biriydi bu: Boş zamanlarında ne yaparsın? Bugünse kent hayatının koşturmacası içinde boş zaman diye bir şeyden söz etmek hemen hemen imkânsız hale geldi. Günde hiç değilse iki saati, yani zamanımızın neredeyse yüzde onunu yalnızca trafikte beklerken geçirdiğimiz bir hayatta boş zamandan söz etmek kolay değil. Oysa şehirden uzakta bir hayat, size zamanınızı geri verir. İki mesai arasına sıkıştırılmış ya da uykunuzdan çalan bir “boş zaman” diliminden değil, kendinize ayırabileceğiniz ve kaliteli geçirebileceğiniz serbest zamandan söz ediyoruz. Arka bahçenizde bitkilerinizin arasında çayınızı veya kahvenizi yudumlarken bir şeylere geç kaldığınız düşüncesinin kafanızda hiç olmaması, şehirden uzaklaşmanın en güzel taraflarından biri olsa gerek.
Yaşam standartlarınızı yükseltin
Hepimizin bildiği üzere şehirde yaşamak oldukça masraflı bir iş. Yüksek kiralar, yüksek ulaşım giderleri, hizmet sektöründe fiyatların yüksekliği vs. derken kazandığımız paranın ellerimizden kayıp gittiğini görüyoruz. Böyle bir ortamda yaşam standartlarımızı yükseltecek şeylere yatırım yapacak maddi kaynağı temin etmekte güçlük çekiyoruz. Öte yandan büyük şehirlerin uzağındaki bölgelerde tüm bu yaşamsal masraflar çok daha düşük seviyede. Böylelikle aynı standartlarda daha düşük maliyetle yaşamayı ya da aynı maliyetle daha yüksek standartlarda yaşamayı tercih etme şansınız doğuyor. Dilerseniz tasarruflarınızla bahçenize bir havuz bile yaptırabilirsiniz.
Çalışma şartlarınızı kendiniz belirleyin
Şehirde çalışmıyorsak büyük ihtimalle mesai saatlerine de bağımlı değiliz demektir. O halde günün hangi saatinde, nerede ve nasıl çalışacağınız tamamen sizin seçiminize kalır. Çalışma ortamınızın nasıl olacağı da öyle. Kendinizi en rahat hissedeceğiniz ve en verimli çalışacağınızı ortamı özgürce tasarlayabilirsiniz.
Şehirde aklınıza bile getiremeyecekleriniz
Evet, bu biraz marjinal bir durum gibi görünebilir. Ama şehirden uzakta sakin bir kır evinde yaşıyorsanız, son derece mümkün. Meraklı gözlerden korkmadan banyonuza kocaman bir pencere koyabilir ve ağaçları seyrederken küvet keyfi yapabilirsiniz. Elbette bu yalnızca bir örnek. Buradaki asıl mesele, yaşam şartlarınızı kendinizin belirleyebilmesinde.