30.10.2023 - 03:00 | Son Güncellenme:
Suha Özkan
Suha Özkan Hon. F AIA / suhaozkan@yahoo.com - Kısa zamanda nüfüsunu dörde katlayıp tıkanan Curitiba, kentsel yaşamı felç eden sorunları çözmek için bir mimarı seçmişti. Lerner’den çok daha önce benzeri şaşırtıcı bir büyüme gösteren Ankara da 1973 yılında sorunların üstesinden gelecek bir mimarı seçmişti: 10 Kasım 1927 doğumlu Vedat Dalokay. 10 Kasım’da önderimiz Atatürk’ü anarken bu yetkin mimar ve sevilen yöneticiyi, doğum gününde analım. 1949’da İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu. Bir süre kamu kuruluşlarında mimarlık ve 1951-1952’de Paris'teki Sorbonne Şehircilik Enstitüsü’nde lisansüstü çalışması yaptı. Yurda döndüğünde 1954 yılında Ankara'da kendi mimarlık bürosunu kurdu. 1950’li yıllarda birçok ülkede, dini siyasal olarak içselleştirmek ağırlığı olan “devlet camii” tutumuna Adnan Menderes ve genel sekreteri Ahmet Salih Korur sahip çıktı ve Ankara’nın Çankaya’dan önceki en görkemli tepelerinden biri olan Kocatepe bu caminin yer alacağı alan olarak seçildi. 1957 yılında açılan yarışmada Dalokay’ın bir bakıma Selimiye Cami’nin modern mimarlık dilinde soyutlaması olan, birlikteliği simgeleyen tek kubbeyle Selimiye ile soyut bağ kuran dört minareli projesi kazandı. Bu alanda yer alan yönetim yapıları, 1950 modernliğinin biraz çinilerle bezenmiş türevleriydi. Hemen uygulandılar. Ama, modern cami mimarlığı işini uygulamakla görevli “dernek” tarafından nedense benimsenmedi. Akla hayale gelmeyecek kötüleme yakıştırmalarına hedef oldu. Çağdaş tasarım ile cami mimarlığını köprülemeye çalışan yönetim de 1960’da gitmiş, bir bakıma proje sahipsiz kalmıştı. Kubbenin atılmış temellerinin yıkılması mimarlığımızın çağdaş arayışları içinde bir ağıt gibiydi. Yerine 1967 yılında Hüsrev Tayla ve Fatin Uluengin'in projesine göre caminin temeli yeniden atıldı. Bir bakıma tarihsel yapılardan aktarma bir “potpouri” olan bu yapı kendisini tarihin mimarlık ve politika değerlendirmelerine bıraktı. Dalokay yılmadı, Kocatepe’de bir tasarım ivmesi yakalamıştı. Selimiye’nin mekansal bütünlüğünü ve soyut mimarlık dilini aradan geçen on-üç yıl sonra Pakistan’nın yeni başkenti İslamabad için önerdi. 1966 yılında yeni başkentin (ulu) camisini destekleyeceğini bildiren Kral Faysal adını alan cami için 1970 yılında açılan uluslararası yarışmaya 49 proje geldi. Jüri Başkanı, Pakistan Merkezi Gelişim Bürosu’ndan General K. M. Sheikh’dı. Lübnanlı duayen mimar Pierre el-Khoury (1930- 2005), Mimar ve Mimar Sinan üzerine yetkin mimarlık tarihçisi Aptullah Kuran (1927-2002) ve Doğu’nun unutulmayacak, o zamanki Doğu Pakistan (Bangladeş) Baş Mimarı Muzharul Islam (1923-2012), Riyad Belediyesi Baş-mimarı Samir Abu Bakar ba Ghaffar de aralarında olduğunda jüri tarafından seçildi. Bu yarışmada Bülent Özer ve Nihat Bindal grubunun ikinci ödülü aldıklarını anmamız gerek. Projenin yarışmaya hazırlanmasından uygulama projesine kadar hemen tamamı ile ODTÜ’den nesildaş olduğumuz Ersin Arısoy (Amca Bey), Süheyl Kırçak, Metin Çelik, Okan Üstünkök çalıştılar. Dalokay kişiliği ve sıcakkanlılığı ile Ankara’daki bürosu bir mimarlık bürosunun ötesinde okul gibiydi. Yeni yetmeydik. İzlerdik. İsIamabad KraI FaisaI Camii ardından, Cidde’de İslam Kalkınma Bankası Genel Merkezi (1980), Pakistan Başbakanlık KompIeksi (1984), Pakistan UIusaI Anıtı (1977), İstanbuI Taksim AIanı (1987) proje yarışmalarında birincilik kazandı. Özellikle bugün gündemde olan Taksim Meydanı projelendirilmesinde incelenmesi ve yararlanılması gereken bir çözümdü. Dalokay hep örgütlü ilişkiler içinde oldu. CHP’nin ileri gelen bir üyesi olması dışında İsmet İnönü’nün sempatisini esirgemediği bir meslek lideriydi. 1964-1968 yıIIarı arasında Ankara Mimarlar Odası Şube Başkalığı ve Mimarlar Odası Genel Sekreterliği yaptı. Vedat Dalokay, 1973 Yerel Seçimleri’nde Ankaralı seçmenlerin %62'sinin oyunu alarak CHP'den Belediye Başkanı oldu. Bu görevi 1977 yılına değin sürdürdü. Mimar ve kent plancısı olması nedeniyle Ankara’nın sorunlarına doğrudan çözümsel yaklaşımı ile çok popüler oldu. Özellikle birkaç hafta içinde gerçekleştirdiği ana arter trafik akışı ile… AItınpark, Abdi İpekςi, KuğuIu ve SeğmenIer parkIarı onun başkanIığı döneminde gerçekleşti. Ankara’nın, bilinçli olarak göz ardı edilen kent gelişimine koşut imarlı arsa arzı konusuna çok ciddi bir biçimde girdi. Genellikle imarlı arsaların kat adedini ve kentsel yoğunluğu arttırmaya yönelik spekülatif tutumun yerine geniş alanları imarlı arsalar olarak açarak kent gelişimini rahatlattı. Önünde çok verimli bir siyasal gelecek olmasına karşın 1977’de aday gösterilmedi ve aynı partiden Ali Dinçer ile %10 oy kaybını, sonradan da Ankara Belediyesi’nin tümüyle CHP yönetiminden çıkmasını yaşadık. Dalokay edebiyatla da ilgilenmiştir. "KoIo" adIı çocuk romanı iIe 1980'de Türk Dil Kurumu Çocuk Yazını ÖdüIü'nü ve bu kitabın İngiIizce çevirisiyIe 1995 yıIında Amerikan Kütüphaneler Birliği’nin MiIdred L. BatcheIder Onur ÖdüIü’nü kazandı. Bu romanda Keban Barajı'nın suları aItında kaIan bir köyde yaşayan Şeko Bacı iIe keςisi KoIo'nun hikayesini anIattı. Bu kitabı Tij Yayınları’nca 2000 yılında "Bıza KoIe" (Boynuzsuz Keςi) adıyla Zazaca'ya çevrildi. 21 Mart 1991'de Kırıkkale yakınlarında geçirdiği trafik kazasında eşi Ayça DaIokay (44) ve oğlu Barış DaIokay (17) ile birlikte hayatını kaybetti. Cebeci Asri MezarIığı'nda toprağa verildi. Türkiye’nin mimarlık kültürüne katkıda bulunmuş ve bugün hayatta olmayan mimar(lar)ın anısını yaşatmak üzere, Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Ödülleri Seçici Kurulu tarafından belirlenen mimar(lar)ın kendisi ve çalışmaları hakkında, ödül döneminden başlayarak gelecek döneme kadar kapsamlı etkinlikler düzenleniyor. Ahmet Kemalettin, Seyfi Arkan, Zeki Sayar, Haluk BaysalMelih Birsel, Ernst A. Egli, Maruf Önal ve Nezih Eldem’in ardından, 2020-2022 dönemi için Vedat Dalokay seçildi.
Kral Faisal Camii, İslamabad.
Kral Faisal Camii, güney görünüş. (Salt Araştırma, Vedat Dalokay Arşivi)
Kral Faisal Camii tasarım diyagramları.