01.06.2021 - 12:33 | Son Güncellenme:
Geçmişten günümüze yapıları, “zamanın araçları” olarak tanımlayan Sedimega’nın Direktör Mimarı Merve Yaldız, “Yapılar geçmişten bize bilgiler verir, dönemlerinin sosyolojik, kültürel ve tarihsel izlerini taşır. Bir şehri gezerken oraya ait tarihi yapıları görmek isteriz. Mimarlık her zaman bulunduğu topluma yön vermiştir. Biz Sedimega olarak Yönetim Kurulu Başkanımız Kerem Güney Avcı’nın liderliğinde topluma, çevremize yön vermeyi hedefliyoruz. Benzersiz projeler üreterek, eski zamanlardaki mimari izleri taşımak ve mekanın sınırlarını belirlemek yerine mekanı biçimlendirmek istiyoruz. Hayata gözlerimizi açtığımız andan itibaren her an bir mekan - zaman düzlemi içinde yer alıyoruz. Mekan, yaşanan olaylarla ilişkili olarak belleğimizde izler bırakıyor. Mekanın kullanıcısı olan bireylerin zihninde bireysel, sosyal, tarihsel, kültürel vb değerlerle birleşerek mekan belleği oluşuyor. Kolektif bellek olarak tanımladığımız bu olgu, Sedimega olarak her projemizde önceliklerimizden biri. Tasarladığımız her biri birbirinden farklı konsept projelerde, kullanıcı deneyimini en üst düzeye çıkarırken, kullanıcı mutluluğunu ve konforunu önemsiyoruz. Bir mekana kimliğini kazandıran unsurlar, hikayesi ve kullanıcıya hissettirdiği deneyimlerdir. Bu hikayeleri her bir projemizde fikirlere ve imgelere dönüştürüyor ve 5 duyuya hitap ederek kullanıcı deneyimine sunuyoruz” dedi.
“Pandemi Mekanın Önemini Hatırlattı” Özellikle Covid 19 pandemisinde kendi içimize döndüğümüz bu dönemde mekanın öneminin bir kez daha anlaşıldığını belirten Yaldız, “Bizi sınırlandıran mekanlardaki sorunları görmek, çözüm üretmek ve tasarım yapmak için verimli bir dönem oldu. Kullanıcılar, nefes alacakları ve huzur bulacakları kişisel alanlara yöneldi. Sadenin şıklığı, mekanların daha iyi organize edilmesi, yenilikçi fikirler ve geliştirilen yeni malzemeler ile değişim de kaçınılmaz hale geldi. Kısacası yatay mimariye ilgi duymaya, toprakla iç içe alanlarda yaşama isteğine döndük. İzmir Kemalpaşa’da pandemi öncesinde hayata geçirdiğimiz Loft Albero Country Club projemiz, bu nedenle büyük ilgi gördü. Projemizde, 5,5 metre tavan ve loft pencere tasarımımızla gün ışığından maksimum faydalanarak sürdürülebilir ferah mekanlar oluştururken, sokak silüeti yaratarak eski komşuluklara, eski sokak oluşumuna gönderme yapıyoruz.
60 yıllık çam ağaçlarının kokusunu içinize çekerken doğayı hissetmenizi sağlıyoruz. Çünkü mekanın, görmenin ötesinde hissettiren, düşündüren ve ruha dokunan bir kavram olduğunu biliyoruz.” dedi.
www.sedimega.com