MimarlıkRicardo Bofill

 Ricardo Bofill

01.08.2022 - 19:06 | Son Güncellenme:

.

Ricardo Bofill

 

Post-modernizmin en güçlü isimlerinden biri olan ve 2022 yılı başlarında Covid 19 sebebiyle aramızdan ayrılan İspanyol Mimar Ricardo Bofill ve yaygın normların dışına kalan mimarisi...

Haberin Devamı

Disiplinlerarası Taller de Arquitectura firmasının kurucusu olan Ricardo Bofill, farklı yapı tipolojilerinde ürettiği kapsamlı çalışmaları ve zamana ayak uydurarak sürekli değişken bir dinamizme sahip olan mimari yaklaşımı ile ünlüydü. 50 yılı aşkın süre devam eden mimarlık pratiğinde Lizbon ve Boston'dan Tokyo ve St. Petersburg'a kadar dünyanın çok çeşitli şehirlerine uzanan 1000'den fazla bina tasarladı. Mimari yaklaşımı on yıllar boyunca gelişti ve dünya çapında düzinelerce ülkeye nüfuz etti. Bofill, 1963'te sonradan “Taller de Arquitectura” olarak tanınacak olan mimarlar, mühendisler, filozoflar, planlamacılar, yazarlar, sosyologlar ve film yapımcılarından oluşan bir ekip kurdu. Barselona merkezli bu pratik, modern bina konseptleri ve planlama metodolojileri ile geleneksel Katalan yapı yapma yöntemlerini bir araya getirerek kendini var etti. Geleneksel Katalan mimarisinin karakteristik işçiliğini rejenere eden Taller de Arquitectura, zamanın kültürel, sosyal ve mimari normlarına meydan okuyan alanlar tasarlayarak İspanyol sosyal ve politik bağlamında ortaya çıkan lokal şehir planlamacılığı problemlerine çözümler aradı. Bofill'in 1960'lardaki çalışmaları, İspanya'nın doğu kıyı şeridi boyunca coşkulu renkler ve çizgisel yığınlarla tipikleşir. İspanya’nın Calpe şehrinde 1968 yılında tamamladığı ünlü konut projesi La Muralla Roja (Kırmızı Duvar) post modern yaklaşımı ve monokrom tasarımıyla doğaya kontrast oluşturur. La Muralla Roja ve 1971’de tamamlanan Xanadu gibi projeler, Ricardo Bofill’in İspanya’daki modernist mimari eğilimlere ve zamanın politikasına tepkisi olarak görülebilir. Ricardo Bofill bu eserlerini “Mimarlık hakkında hiçbir şey bilmeyen normal insanların mimarlığın var olduğunu fark etmesini sağlayacak kadar güçlü bir alan yaratmak istedim” sözleriyle aktaracaktır. Bofill mimarlığında önemli bir yeri bulunan La Fabrica’nın hikayesi ise mimarın Barselona yakınlarında bulunan eski bir çimento fabrikasını 1973 yılında satın alması ile başlar. Bofill, 30’dan fazla siloya, büyük galerilere ve makine odalarına sahip bu eski fabrikayı hem ofis hem de ev olarak kullanmaya karar verir. Katalanya’nın ilk endüstriyelleşme dönemlerinden kalan ve yıllar boyunca, üretim sürecinin gerekleri doğrultusunda çeşitli ek binalarla tamamlanan, vernaküler mimarinin etkilerinin görüldüğü bu tarihi ve çok katmanlı yapının içindeki mekanların gelecekteki kullanımlarını hayal ederek ortaya yeni ve deneysel bir ofis ve ev kompleksi ortaya çıkarır. Ricardo Bofill ve Taller de Arquitectura, kentsel tasarımı “klasik Fransız ve İtalyan geleneklerine sadık kalarak, şehrin farklı kullanımlarının şehre formunu veren bir araç” olarak nitelendirir. Sokak, plaza veya park gibi öğeler kent tasarımının temelini oluşturur. Çeşitli kullanım ve merkeziyet odaklı yeni teoriler ise belirleyici faktörler haline gelir. Avrupa şehirlerinde gerçekleştirilen birçok önemli proje bu araştırmaların sonucu olarak ortaya çıkar. İspanya’nın Valencia şehrinde bulunan Turia Gardens, Luxemburg Kirchberg Platosu’ndaki La Porte ve Salerno kıyısında bulunan The Crescent, modern gözüken ancak şehir merkeziyetlerinin çeşitli şekillerde düzenlendiği Greko-Romen algıyı içlerinde barındıran kentsel merkezlerdir. Bofill ve ekibi aynı felsefeyi kıtalar arası korurken, çalışılan her yeni alandaki lokal kültürü tasarım stiline eklerler. Yaşamı boyunca Ciudad de Barcelona Mimarlık Ödülü ve Israelí Building Center Yaşam Boyu Başarı Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödüle layık görülen Bofill aynı zamanda Amerikan Mimarlar Enstitüsü ve Alman Mimarlar Derneği'nin de onursal üyesiydi. Ricardo Bofill, 14 Ocak 2022 Cuma günü 82 yaşında aramızdan ayrıldı. Mimari idealleri, kurucusu olduğu Taller de Arquitectura çatısı altında, oğulları Ricardo Emilio Bofill ve Pablo Bofill tarafından yaşatılmaya devam ediyor.

Haberin Devamı

La Muralle Roja Calpe, İspanya

Haberin Devamı

Ricardo Bofill

Haberin Devamı

“Kızıl Duvar” anlamına gelen La Muralla Roja, Arap Akdenizi mimarisine, özellikle Kuzey Afrika'nın kerpiç kulelerine açık bir referans sunuyor. Kayalık uçurum hattını takip eden yapı, dikey silueti belirleyen bir kaleyi andırıyor. Tasarım ekibi, bu bina ile, Akdeniz'in Kasbah geleneğini yeniden yorumlayarak kamusal ve özel alanlar arasındaki Rönesans sonrası ayrımı ortadan kaldırmayı hedeflemiş. Yeniden yaratılan bu “Kasbah” labirenti, 5 metre uzunluğunda kolları olan Yunan haçı tipolojisine dayanan kesin bir geometrik plana sahip. Düzenin geometrik temeli, konstrüktivist bir estetiği çağrıştırıyor. Dış yüzeyler, manzara ile kontrastı vurgulamak için kırmızı tonlarında boyanmış. Bununla birlikte, bazı teraslar ve merdivenler gökyüzü ile ilişkilendirilerek gök mavisi, çivit mavisi, menekşe gibi mavi tonlarıyla işlenmiş.

Haberin Devamı

La Fábrica Barselona, İspanya

Ricardo Bofill

Barselona'nın eteklerinde yer alan bir çimento fabrikası, Ricardo Bofill Taller de Arquitectura (RBTA) çalışanlarının kültürel duyarlılığını besleyerek, değişen dünyayı yorumlamalarına ev sahipliği yapmak üzere RBTA’nın merkez ofisine dönüştürülür. Bofill, 1973'te Barselona'nın batı banliyölerini ziyaret ettiği sırada fabrikanın duman üfleyen bacalarından, devasa silolarından ve beton bloklarından etkilenerek çürümekte olan yapıya ikinci bir hayat vermeye ve bu yapıyı eşsiz bir fikir laboratuvarına dönüştürmeye karar verir. 31.000 m2’lik bir alana yayılan sanayi yerleşimi başlangıçta 30 anıtsal silodan ve dört kilometrelik bir yeraltı tünelleri ağı ile makineleri barındıran çeşitli odalardan oluşmaktadır. Bofill’e göre bu projede mimar heykeltıraştır ve fabrika onun tek mermer bloğudur.

Walden 7 Barselona, İspanya

Ricardo Bofill

İsmini Henry David Thoreau'nun Walden adlı kitabından alan Walden 7, RBTA’nın bir endüstri yapısından dönüştürülen ofisi La Fabrica ile aynı alanda bulunuyor. Proje kapsamında, üç devasa blok olarak tasarlanan yapılardan sadece bir tanesi inşa edilmiş. İnşa edilen blok, cephede yer alan oval kütlelerin ana gövdeye takıldığı izlenimini veren 14 katlı bir bina. Tasarım ekibi bu oval kütleleri “hücre” olarak adlandırıyor. Her hücre bir kişi için tasarlanmış. Büyük kütleli bina, geleneksel şekilde bölümlere ayrılmak yerine, bir blok oluşturmak üzere birleşen bir dizi hücre ile tanımlanıyor. Aile değil, birey odağa alınarak tasarlanan Walden 7’de yaşamak isteyen bir aile için, birden çok hücre yatay veya dikey düzlemde birleştiriliyor. Hücreler, bir mekanın/odanın, temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik modern bir yorumunu oluşturuyor ve farklı yaşam tarzlarına olanaklar sağlıyor.

Les Arcades du Lac Paris, Fransa

Ricardo Bofill

RBTA’nın Fransa’da inşa edilen ilk büyük projesi olan Les Arcades du Lac, Fransız hükümetinin Paris için uyguladığı, şehir merkezindeki tıkanıklığı hafifletmek, düzenli büyümeyi teşvik etmek ve sıfırdan büyük yerleşimler yaratırken banliyölerin oluşmasından kaçınmak hedefli “Villes Nouvelles” politikasının bir parçasını oluşturuyor. Les Arcades du Lac projesi, teknoloji ve mimarlık tarihi arasında ilişki kurması yönüyle hem postmodern mimari hem de RBTA tarihinde önemli bir dönüm noktası teşkil ediyor. Acil konut sorununa pratik ve ekonomik bir çözüm üretmeyi amaçlayan, 389 dairelik bu projede blokların formu ve dağılımı Fransız bahçesi öğelerine dayanıyor. Bu yerleşim stratejisi, sirkülasyon alanı olarak “sokak” ve buluşma yeri olarak “meydan” gibi kent için temel olan kamusal alanların yaratılmasını mümkün kılıyor.

Muhammed VI Politeknik Üniversitesi, Benguerir, Fas

Ricardo Bofill

OCP grubu, 2011 yılında Muhammed VI Politeknik Üniversitesi'nin kampüs tasarımı için RBTA’yı görevlendirmiş. Yaklaşık 55 hektarlık bir alana yayılan Muhammed VI Politeknik Üniversitesi Kampüsü, Marakeş'in 80 km kuzeyindeki Benguerir'de bulunuyor. Emsal değeri ve 21 metrelik yükseklik sınırı, rasyonel ve kompakt bir kompozisyonu gerekli kılmış. RBTA’nın önerdiği masterplan; dar sokaklar, meydanlar ve merkezi bir aks ile tanımlanıyor. Proje yaya dolaşımını teşvik ederken, avlular, bahçeler ve yarı açık sokaklar öğrenci ve öğretmenleri bir araya getirerek entelektüel ve sosyal alışverişi teşvik ediyor; topluluk duygusunu güçlendiriyor. Her iki taraftaki konut kümeleri ve tesisleri ile merkezi yaya aksı projenin bel kemiğini oluşturuyor. Bu ana arter, hem eğitimciler hem de öğrenciler için günlük aktivitelere imkan tanıyor.

Les Espaces d'Abraxas Paris, Fransa

Ricardo Bofill

Marne-la Vallée'deki Ville Nouvelle'nin simgesi olan Les Espaces d'Abraxas, “Le Palacio”, “Le Théâtre” ve “L'Arc” olarak adlandırılan üç yapıdan oluşuyor. Tasarım ekibi, bu konut kompleksi ile bir buluşma noktası tanımlamayı, bu sebeple anıtsal ve sembolik karakterde yapılar inşa etmeyi hedeflemiş. Temsili öğelerle dolu bu üç bina, hem Barok’tan, hem Fransız mimarisinden hem de Akdeniz mimarisinden çizgiler taşırken Ledoux, Gaudí ve Gabriel gibi isimlere de referans veriyor. Merkez meydan, büyük bir şehir tiyatrosuna dönüştürülen binanın katı hacmi ile sınırlandırılmış. Prekast sistem sayesinde kapsamlı ve karmaşık bir mimari dil kullanmak mümkün olmuş. Sürekli değişen yapı ölçeği ile çarpıcı bir dinamik elde edilmiş. İlk yapı Le Théâtre, meydanı çevreleyen bir yarım daire şeklinde. İkinci sıradaki L'Arc ise sahneyi oluşturuyor.

 

KEŞFETYENİ
Survivor'da sürpriz açıklama! Yarışmacılar dondu kaldı
Survivor'da sürpriz açıklama! Yarışmacılar dondu kaldı

Cadde | 25.04.2025 - 13:05

Survivor son bölümde sürpriz bir gelişme yaşandı. Acun Ilıcalı'nın sözleri şoke etkisi yarattı.