26.02.2024 - 04:56 | Son Güncellenme:
Gülce Halıcı, Mimar- 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ve çevre illerde meydana gelen depremlerin ardından çok sayıda konutun yıkılması ve ağır hasar görmesi nedeniyle depremzede vatandaşlarımıza yeniden barınma alanı sağlanması zorunluluğu doğdu. Ülkemizde afet sonrası kriz yönetimi belirli bir stratejiye dayanmadığından ve halihazırda stok olarak saklanması gereken hızlı kurulabilir deprem sonrası geçici barınma çözümleri tanımlanmamış olduğundan pek çok depremzede uzun süreler boyunca çok zor şartlara maruz kaldı. Özellikle afet sonrası hızlı ve düzensiz biçimde kurulan deprem çadırları soğuk havada ısı yalıtımı sağlayamamaları, duş ve tuvalet gibi temel hijyen ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamamaları nedeniyle depremzedelerin uzun süreler boyunca hayatlarını sürdürebilecekleri mekanlar olmaktan çok uzak kalıyor. Zaten ölümle burun buruna gelmiş, yakınlarını kaybettikleri için derin acılar yaşamış, psikolojik anlamda şok etkisi altında olan insanlara hızlı bir şekilde hijyenik, konforlu, güvenli yaşama alanları ve sosyal alanlar sunamamak depremzedelerin telafisi mümkün olamayacak başka travmalar yaşamalarına sebebiyet veriyor. Depremin ardından bir yıl geçmiş olmasına rağmen bölgedeki halkın barınma, eğitim, sağlık ve kamusal alan ihtiyaçları hala tam anlamıyla çözülebilmiş değil. Geçici barınma çözümleri olarak kurulan konteynır kentlerin konforlu ve güvenli bir yaşam sağlayabilme konusunda yetersiz kalıyor olması, afetlerin ardından hızlı çözümler üretebilmenin yöntemlerini yeniden düşünmeyi ve farklı bakış açılarıyla yenilikçi fikirler geliştirmeyi mimarlığın temel sorumluluklarından biri haline getiriyor. Tam da bu sebeple, bu ayki Dosya sayfalarımızda dünyanın çeşitli bölgelerinde tasarlanmış, farklı tekniklerin ve malzemelerin kullanıldığı, sosyal gereksinimleri bir tasarım girdisi olarak çözümleyen, nitelikli deprem sonrası geçici yapı çözümlerini ele aldık. Bu konuda devletle, çeşitli meslek odalarıyla ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak çözüm arayışında olan mimar ve mühendisler için bu yapı çözümlerinin ilham verici olabilmesini umuyoruz.
2011’de, Japonya’da gerçekleşen Tohoku depremi ve beraberinde gelen tsunami felaketi sonrası geçici konutlarda konaklayan çocukların kullanımına yönelik olarak Toyo Ito Architects ve Klein Dytham Architecture tarafından tasarlanan Home-for-All, 150 m2’lik bir oyun alanından oluşuyor. Depremin Fukuşima Nükleer Santrali’ne hasar vermesi sonucu, belirlenen yüksek radyasyon seviyesi sebebiyle açık alanda oyun oynayamayan 0-4 yaş arası çocuklar için, iç mekana park hissi verilmek istenmiş. Yapıda strüktürel ana eleman olarak ahşap tercih edilmiş. Ağaç formuyla tasarlanmış çapraz lamine ahşap kolonlar, çatının açıklık geçmesini kolaylaştırıyor ve hafif bir konstrüksiyon elemanı tanımlıyor.
Aalto Üniversitesi Ahşap Programı öğrencileri tarafından tasarlanıp inşa edilen Liina Geçici Barınak, kriz durumlarında soğuk iklimlerde kullanılmak üzere üretilebilen bir yapı. Farklı ihtiyaçlara ve çevresel durumlara kolayca uyarlanabilir yapısıyla Liina, ahşap elyaf yalıtımlı kontrplak ve LVL (lamine kaplama kereste) kullanılarak tasarlanmış. Kurulumu 2 yetişkin tarafından 6 saat içinde tamamlanabilen Liina, 5 kişilik bir aileyi 5 yıla kadar barındırabilecek kapasiteye sahip. Montaj kolaylığını ve ısı yalıtımını tasarımın odak noktası haline getiren tasarımcılar, yapının kullanıcıları için korunaklı ve kullanışlı olmasını önemsemiş. Yapının iç kısmında 2 adet yarı özel uyku alanı, mutfak ve çok amaçlı yemek/yaşam/çalışma alanı bulunuyor.
AL BORDE ve El Sindicato Arquitectura tarafından farklı ihtiyaçlara ve yerlere uyarlanmak üzere tasarlanan bu yapı prototipi, herhangi bir kırsal alanda özel makinelere veya işgücüne ihtiyaç duymadan monte edilebiliyor. Bir veya iki katlı modüler bir sisteme dayanan tasarımıyla genişletilebilme imkanına sahip. Tekrarlanabilir bir prototip olduğundan ahşabın tipik parçaları kullanılarak inşa edilmiş. Nisan 2016'daki Ekvador depreminden sonra Los Horconcitos-Manabí kırsal bölgesine yerleştirilen konut, güneş ışığı ve hava sirkülasyonundan da maksimum derecede yararlanıyor. 3 yatak odasına ev sahipliği yapan ilk modülün birinci uzantısı banyo, kiler, mutfak ve bir dış balkondan, ikinci uzantısı ise misafir odası ve yemek alanından oluşuyor.
2015 yılında Nepal’de yaşanan depremin ardından AL BORDE ve El Sindicato Arquitectura tarafından Himalaya’daki bir dağ köyüne inşa edilen, üç sınıf ve çok işlevli bir kütüphaneden oluşan Shiladevi İlkokulu’nun tasarımında ücretsiz bağışlanan depremde yıkılan evlerden kalan tuğlalar, toprakbambu-saman karışımı ve yine yıkılan evlerden kalan 700 eski pencere kullanılmış. 50 farklı türde 14.000'den fazla tuğla, toprağın çimentoyla karıştırılmasıyla bir araya getirilmiş. Her biri farklı miktarda toprak ve tuğla karışımından oluşan bu tek katlı yapıların çatısı bambu ve saman karışımından oluşuyor. Beton yerine yerel malzemelerle ve geleneksel yapı inşa tekniklerini kullanarak tamamlanan projede yavaş ancak güvenli inşayı gündeme getirmek amaçlanmış.
Geçici Konteyner Konutlar - İspanya
Barselona’daki geçici kentleşmenin bir parçası olarak Peris+Toral ArquitePeris+Toral Arquitectes tarafından tasarlanan ve arazide minimum iz bırakan iskele yapı, sökülebilir ve yeniden kullanılabilir nitelikte bir afet sonrası barınma önerisi sunuyor. Şehir meydanına kolaylıkla entegre olabilen, sağlık ve eğitim gibi çeşitli temel ihtiyaçlara cevap verme potansiyeline sahip yapı; geçirimsiz, ısı yalıtımlı, yarı saydam polikarbonat bir kaplamadan ve strüktürel özelliğe sahip metal bir ağdan oluşuyor. Metal ağ aynı zamanda yaşam alanını hırsızlıklara karşı da güvenli kılıyor. Konteyner kulübelerden esinlenen yapıdaki prefabrik modüller kullanıcılarına sıcak alanlar sağlarken malzemelerin esnekliği sayesinde genişletilebiliyor.
IBTASEM Oyun Alanı - Lübnan
Kayany Foundation ve AUB CCECS tarafından geliştirilen IBTASEM Oyun Alanı projesi, acil durumlarda varlığı unutulan çocuklar için oyun alanlarının tanımı ve gerekliliği sorgulanarak tasarlanmış. Çocuklara afetler sonrasında çocukluklarını yaşatacak bir alan verme fikriyle ele alınan projede klasik bir oyun alanı yerine çocukların yeteneklerini keşfedebilecekleri ve kendi alanlarını yaratabilecekleri yenilikçi bir strüktür tasarlanmış. Modüler oyun alanı; birleştirilip sökülebilen, taşınabilen veya farklı amaçlarda kullanılabilen parçalarla ve sebze sepetleri, araba lastikleri, halatlar gibi yeniden kullanılan birçok malzemeyle oluşturulmuş ve çocuklar tarafından genişletilebilecek, esnek ve geçici bir mekan olarak planlanmış.