Son Güncellenme:
GYODER İcra Kurulu Üyesi Haluk Sur, Türkiye ekonomisinin inşaata dayalı olduğu ve sanayi üretimine ağırlık verilmesi gerektiği tartışmasını ‘yersiz’bularak inşaat ve sanayi sektörünün birlikte hareket eden ve birbirini besleyen sektörler olduğunu vurguladı. Sur, “ İnşaat malzemeleri sanayindeki ihracat rakamı 10 yıl öncesinde yaklaşık 3-4 milyar dolar seviyesinde iken bugün20 – 25 milyar dolar mertebesine ulaşmış ve Türkiye ihracatının önemli lokomotiflerinden birisi olmuştur.” dedi.
Türkiye’nin, ekonomide son 10 yıldır ortalama yüzde 5.5 büyüme ile GSMH’nın 3 kat artmasını inşaat sektörüne borçlu olduğunu belirten Haluk Sur, inşaat sektörünü değersizleştirmenin, 200’den fazla sanayi sektörünü görmezden gelmek anlamına geleceğini vurguladı. Haluk Sur, “İnşaat sektörü yalnız başına bina ya da altyapı tesislerini yapmakla kalmıyor. Birbirinden farklı 200’den fazla sanayi sektörünü, ana, yan ve alt sektörü etkiliyor” diyerek inşaat sektörünün önemine vurguyaptı. Sur, inşaat sektörünün içinde yer alançimento, demir-çelik, elektrik ve mekanik tesisat üretiminin Türkiye’nin önemli sanayi sektörlerinden olduğunu belirtti.
“İnşaat ve sanayi sektörü arasında ayrım yapmak mümkün değildir.” diyen Haluk Sur,sözlerini; “Bu iki sektör birbirine karşı değil, birbirini besleyen, destekleyen sektörlerdir. İnşaat malzemeleri sanayinde ihracatın 22 milyar Dolar’ı aşması, bu birlikteliğin en önemli göstergesidir.” şeklinde sürdürdü.
Haluk Sur, inşaat sektörü sayesinde Türkiye ekonomisinin ulaştığı noktayı da şöyle özetledi; “Türkiye, inşaat sektörü üzerinden yıllık ortalama %5.5’lar seviyesinde büyüyerek bugüne kadar geldi. Son 10 sene içinde gayrisafi milli hasılasını üçe katladı. Kişi başına düşen geliri 10.500-11.000 dolar sınırına, satın alma paritesine göre 17.000-18.000 dolar / kişi başı gelire kadar çıktı ve inşaat sektörü üzerinden hareketlenen ekonomisiyle birlikte orta gelir tuzağını aşmak üzere olan nadir ülkelerden biri konumuna yükseldi. Son 10 sene içinde dünyada bunu başarabilen sadece 5 ülke var. Bu noktada Türkiye dekişi başına düşen gelirini 12 bin dolar üzerine çıkardığı andan itibaren artık orta gelir tuzağından kurtulmaya ve yükselmeye başlamış ekonomiler listesi içinde yer alacak.”
Kanal İstanbul, Üçüncü Boğaz Köprüsü, otoyollar, demiryolları, hızlı tren hatları, metro sistemleri, tüp geçitler, havaalanları, çok sayıda hastane, okul projeleri, stadyum inşaatları, 7 milyona yakın konutun yıkılıp yeniden yapılacağı kentsel dönüşüm projeleri gibi devletin programına aldığı dev projelerin tamamının inşaat sektörünü, dolayısıyla beraberindeki sanayi sektörlerini canlı tutacağını vurgulayan Sur, “Katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünleri geliştirilmeli, Ar-ge yatırımlarına önem verilmeli ancak bunların tamamı birbirine geçişli ve belli bir akışkanlık içinde başarılmalıdır.” diyerek tartışmaya nokta koydu.